1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Haysiyetin vesayet rejimi karşısında verdiği mücadele”
“Haysiyetin vesayet rejimi karşısında verdiği mücadele”

“Haysiyetin vesayet rejimi karşısında verdiği mücadele”

Kıbrıs’ta Syriza benzeri veya daha farklı ittifakların gerçekleşebilmesi için ortak “düşman”ın belirlenmesi gerekiyor. Güney Afrika’da “düşman”, ırkçı ayrımcı sistemdi. Irk ayrımcılığına karşı (anti-apartheid) verilen mücadele birçok kesimden ve ırktan in

A+A-

 

YENİDÜZEN (Özel)

Yunanistan’daki radikal sol SYRİZA’nın zaferi konusunu YENİDÜZEN’e yorumlayan Federal Kıbrıs İnisiyatifi Aktivisti, CTP Gençlik Örgütü Eski Başkanı Erbay Akansoy Kıbrıs’taki mevcut düzene katşı verilen mücadeleye işaret ederek “Statüko karşıtı mücadele Kıbrıs’ın kuzeyinde ve güneyinde ayrı ayrı verilse de yıllardır ortaklaşamamış” dedi.  Akansoy, “Görüşler ne yazık ki birbirine karşı kendi hakikatini haykırıp ötekinin hakikatini görmeyen, “bizim” ve “sizin” ekseninden kopamamış ve ortak “düşmanın” ismi konulamamış. Dolayısı ile burada sadece basit bir örgütsel ittifaktan değil ancak birleştirici, bütünleştirici bir ittifak politikasından bahsedilebilir” diye konuştu.
İşte, CTP Gençlik Örgütü Eski Başkanı Erbay Akansoy’un SYRİZA konusunda söyledikleri:

• YENİDÜZEN: Syriza benzeri bir ittifak Kıbrıs’ta neden mümkün olamıyor? Sol niye işbirliği yapamıyor? Kıbrıs’ta ezber bozmak için ilk atılması gereken adımlar nelerdir?
• ERBAY AKANSOY:
Son zamanlarda birçok basın yayın organı Syriza hakkında geniş çaplı haberler yayınlıyor ve Avrupa’nın asi çocukları gündemi meşgul ediyorlar. Dünyanın ilgisi yakın tarihimizde hiç olmadığı kadar Yunanistan’a odaklanmış ve büyük bir merak ile bu genç parti ve liderliğinin neler yapacağı, neler başaracağı, ne zaman dış baskılara boyun eğeceği ve bu durumda nasıl bir çıkış yolu üretip üretemeyecekleri üzerine yoğunlaşmış. Kıbrıs’ın kuzeyinde, garantör ülke Yunanistan’ın iç siyaseti 1974 Yunan Cuntası sonrası belki de ilk kez bu kadar yakından takip ediliyor. Herkes bu başarı hikayesinden nasıl bir pay çıkaracağını düşünürken ağaca bakıp ormanı görmeyerek büyük resmi sanki de gözden kaçırıyor.

Tsipras, Yunanistan için olduğu kadar tüm dünya açısından da “haysiyetin vesayet rejimi karşısında verdiği mücadele”nin lideridir. Burada Tsipras’ın bir dünya lideri olduğundan bahsetmiyorum, ancak verilen haysiyet mücadelesinin uluslararası boyutta ne kadar ilgi uyandırdığı gerçeğinin altını çizmek istiyorum. Ekonomik kriz nedeni ile dayatılan kemer sıkma politikalarına karşı duruş ve Yunan halkına haysiyetlerinin geri iadesi çağrısı güçlü bir mesaj olmakla birlikte Syriza’nın radikal siyasetinin de temel taşıdır. Syriza açısından “düşman”, neo-liberal kemer sıkma politikalarını dayatan ve boyun eğilmesini talep eden oligarşik sermaye bloğuna ve bu ideolojiyi savunanlara karşı verilecektir. Mücadele, kendi ideolojik varoluş nedenini, ötekinin varoluşuna bağlayan dayatmacı zihniyetin ortaya çıkan ekonomik krizin kendi varlığından kaynaklandığını anlayabilmesi adına verilmelidir.
Syriza’nın programı ve ideolojik kimliğine bakıldığında, sosyal demokrat çizgiden keskin bir şekilde ayrışan ve anti-kapitalist bir yerden hareket eden bir sol koalisyon olduğu görülebilir. Sistem karşıtı yapısı ve radikal siyasi anlayışı Syriza’yı en temelde açıklayan öğelerdendir.

Kıbrıs’ta Syriza benzeri veya daha farklı ittifakların gerçekleşebilmesi için ortak “düşman”ın belirlenmesi gerekiyor. Güney Afrika’da “düşman”, ırkçı ayrımcı sistemdi. Irk ayrımcılığına karşı (anti-apartheid) verilen mücadele birçok kesimden ve ırktan insanı bir araya getirmişti. Özünde yine haysiyet mücadelesi var. Kıbrıs ne yazık ki ortak verilen mücadeleler açısından kurak bir coğrafya. “Düşman” ortak olsa da etnisite ötesi ortak mücadele tahayyülü ne yazık ki gelişmemiş. Statüko karşıtı mücadele Kıbrıs’ın kuzeyinde ve güneyinde ayrı ayrı verilse de yıllardır ortaklaşamamış. Görüşler ne yazık ki birbirine karşı kendi hakikatini haykırıp ötekinin hakikatini görmeyen, “bizim” ve “sizin” ekseninden kopamamış ve ortak “düşmanın” ismi konulamamış. Dolayısı ile burada sadece basit bir örgütsel ittifaktan değil ancak birleştirici, bütünleştirici bir ittifak politikasından bahsedilebilir. Bu ittifak politikası etnik farklılıklar ve çatışmacı bir söylem üzerinden değil, farklı toplumsal grupların arasında geliştirilecek işbirliği ve dayanışmadan doğmalıdır.

• YENİDÜZEN:-SYRİZA örneğinde görme özürlü bir bakan dikkat çekti. Ülkemizde engelliler ya da pozitif ayrımcılığa ihtiyaç duyan kesimlerin temsiliyeti niçin sağlanmıyor?
• ERBAY AKANSOY:
  Verilen örnek sadece Syriza ile sınırlı değildir. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde bu gibi örneklerle sıkça karşılaşabiliyoruz. Özürlü olan, özür dilemesi gereken ve hatta özrü kabahatinden büyük olan, engellilerini evlere adeta hapis eden, onları görünmez kılarak bir ayıbını örttüğünü düşünen zihniyetin kendisidir.

• YENİDÜZEN: -Köylerin isimlerinin iadesi, militarist törenlerin kaldırılması, genel sağlık sigortası, işsizlik ödeneği (bu örnekler çoğaltılabilir) gibi uygulamalar hayal mi?
• ERBAY AKANSOY: 
İnsanın olduğu heryerde hayaller vardır ve olacaktır. Önemli olan hayalleri gerçekleştirebilmektir. Köylerin isimlerinin iadesi, militarist törenlerin kaldırılması, genel sağlık sigortası, işsizlik ödeneği gibi konular ise hayal değil siyasi görüş ve iradeye bağlı konulardır. Bu gibi konularda siyasi elitlerin alacakları kararlar kadar, toplumların bu konulardaki duyarlılıkları da önemlidir. Unutmayalım ki siyasi elitleri karar almaya yönelten şey ideolojileri olduğu kadar toplumsal duyarlılıklarıdır.

Bu haber toplam 3521 defa okunmuştur