HAYVAN SAYISI DÜŞÜYOR ET FİYATLARI ARTIYOR
Ülkedeki hayvan sayısının her geçen yıl azalması, sektördeki tüm kesimleri endişelendiriyor. Veteriner Dairesi Hayvan Kayıt Sistemi verilerine göre sığır, koyun ve keçi sayısında düşüş var. Sayıdaki azalma et fiyatlarını da etkiliyor.
Fehime ALASYA
Ülkedeki hayvan sayısının her geçen yıl azalması, sektördeki tüm kesimleri endişelendiriyor. Veteriner Dairesi Hayvan Kayıt Sistemi’ndeki verilere göre geçmiş yıldan bir önceki yıla yapılan kıyasta, sığır, koyun ve keçi sayısındaki düşüş gözler önüne serildi.
2016 yılında ülke genelinde 66 Bin adet olan sığır sayısının 2017 yılında 61 bine düştüğü, 245 bin civarındaki koyun sayısının 196 bine düştüğü, 98 bin civarında olan keçi sayısının ise 79 binlere düştüğü görüldü.
Verilerde, ülke genelindeki en büyük düşüşün ise koyun sayısında yaşandığı görülüyor. 2016 yılında kayıtlara 245 bin 968 adet olarak geçen koyun sayısı, 2017 yılında 49 bin 287 adet azalarak 196 bin 681’e geriledi.
Ülkedeki hayvan sayısındaki genel toplam 2016 yılında 410 bin 805 adet iken bu rakam 2017 yılında 338 bin 389’a düştü. Hayvan sayısında bir yılda yaklaşık 100 bin adet geriye gidildiği görüldü.
Öte yandan Kıbrıs’ın güneyindeki hayvan sayısının 450 bin adetten 800 bin adete yükseltildiği ve bu rakamın her geçen yıl 100 bin adet artarak çoğaldığı ifade edildi.
Düşüş kaygılandırıcı…
Rakamların düşmesindeki nedenlere değinen ilgili taraflar, bu düşüş altındaki nedenlerin bir an önce ele alınması gerektiğini belirtti.
Taraflar, hayvan üretiminin arttırılmasıyla et fiyatlarının aşağıya çekileceğinden, bunun yanında da ülkedeki et kaçakçılığının engellenebileceğinden yana hemfikir…
Ülkedeki et kaçakçılığının önüne geçilememesindeki en büyük neden ise hayvan sayısının azalmasıyla doğan ‘yüksek fiyatlar’ neden gösterildi.
Et fiyatlarının yüksek olmasını ülkedeki hayvan sayısının giderek azalmasına bağlayan Hayvan Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları, ülkedeki talebin de yüzde 30 üzerine çıkan bir üretim yapılması gerektiğini ifade ederek, şu anki durumda canlı hayvan kıtlığı yaşandığını kaydetti.
Ülkedeki nüfus artışı, öğrenci artışı ve turizm gibi sektörlerdeki artışın paralel artışta seyretmediği için hayvan eksikliği doğduğunun altını çizen Kasaplar Birliği Başkanı Halil Akbıçak ise sektördeki sorunlara değinerek, Kıbrıs’ın güneyinde üretimi arttıran veya kolaylaştıran bazı uygulamalardan söz etti.
Şahali “Hayvan sayısındaki değişimi, doğrudan ekonomik sebeplere bağlamak çok doğru olmaz”
Dün düzenlenen bir imza töreninde konuya ilişkin açıklama yapan Tarım Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Erkut Şahali, eldeki eski rakamların çok fazla güvenilir olmadığını ifade ederek, “Hayvan sayısındaki değişimi, doğrudan ekonomik sebeplere bağlamak çok doğru olmaz” dedi.
Yetiştiriciliğin desteklenmesi gerektiğini ifade eden Şahali, ancak gerek canlı gerekse de karkas halinde hayvan ithalatının hükümetin gündeminde bulunmadığını ifade etti.
Hayvan Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları:
“Hayvan sayısında her geçen gün ciddi azalma var”
“Son iki yılda hayvan hastalıklarıyla ilgili tüm çiftliklerin taramasıyla hayvan sayıları ortaya çıktı, ciddi anlamda sayım yapıldı.
Planlama ve istatistik lazım, özellikle kayıt sisteminin çok iyi planlanması gerek. Bizim ülkemizde veteriner dairesi kayıt sistemleri bu konuda çok iyi bir çalışma yürütmedi. Son iki yılda
Özellikle 2017 yılı içinde tüm yıl tarama yapıldı. Net olarak sayı ortaya çıktığında gördük ki hayvan sayısı her geçen gün azalıyor. 2015-2016 yılında 340 Bin olan küçükbaş hayvan sayısı,
2017 yılında yapılan net sayımda 245 bine düştüğünü gösterdi. Yaklaşık 100 bin hayvanın azaldığını görüyoruz. Bu rakam içerisinde 70 bini keçi, 170 bini de koyundur. 82 bin olan büyük baş hayvan sayısı ise 60 bin civarına düştü. Bu da ciddi bir düşüştür. Bunlar net olarak ortaya çıktı.
Görülen şudur ki ülkemizde aylık itibariyle en az 15-20 bin kuzu küçükbaş hayvan, yaklaşık 2 bin civarında da büyük baş hayvanın et miktarına ihtiyacımız var.
240 bin hayvan, yıllık mezbahadaki et ihtiyacımızı ancak da karşılamaktadır.
Hayvan sayısı azalırken oğlak ölümleri de yükseliyor.
Bu yıl ortalama 30 bine yakın kuzu ve oğlak ölümleri, 5 bin civarı da buzağı ölümü oldu. Bu da şunu gösteriyor; özellikle veterinerler, zooteknisiler ve ziraat mühendisleri dairelerde oturmamalıdır, gezip hayvancıyı bilinçlendirmeli, aşılama konusuna yardımcı olmalıdır. Ölümlerin önüne geçmekte üreticiye destek olmalıdır.”
“Üretim azalırken talep de varsa fiyatlar otomatik olarak yükselir”
“Bizim yılda 200-250 bin ile hayvana ihtiyacımız varsa üretimimizle bunun yüzde 30 üzerine çıkmamız gerek. Nüfus artmakta, turizm gelişmektedir. Üretim azalırken talep de varsa fiyatlar otomatik olarak yükselir.
Üretimin artmamasının sebebi maliyetlerin yüksek olmasıdır. Yem katkı maddeleri, akaryakıt, su, her şey in fiyatı artmaktadır. Bu da tüm bunlara etki ediyor.
Su fiyatları her yerde sabitlenmeli ve düşürülmeli.
Güneyde tarım ve hayvancılıkta kullanılan akaryakıtın, kuzeyin yarı fiyatına olduğunu da düşünmeliler.”
“Talebimizin üzerinde de üretim yapmalıyız”
“Bunları yaparsak birçok insanı üretime yönlendirebiliriz, üretimimizi de arttırabiliriz. Üretimi arttırmalıyız, talebimizin üzerinde de üretim yapmalıyız. Bu planlama şu anda yapılıyor mu? Neden hayvan sayısı giderek azalır? Neden insanlar üretimden kaçar? Bunları tespit edip ortaya nedenleri koyup doğru bir tarım politikası ortaya konmalı. Doğru planlama, kayıt ve istatistik bunu yoluna sokabilir.”
“Yıllardır kaçak etin önüne geçirilemiyor çünkü fiyat farkları dengelenemiyor”
“Hayvan sayısı azalırsa hem ihtiyacı karşılayamaz hem de yüksek fiyat önüne geçemezsiniz. Bu durumda da kaçak et konusunu önlenemez bir hal alır.
Birlik ve kooperatiflerin mezbahası olmalı. Aracıyı ortadan kaldırıp fiyatları dengelemeli, sabitlemeli…
Markette 60 TL, kasapta 45 TL, başka bir kasapta 50 TL ise bu kabul edilemez. Bu birlik sağlanırsa standart bir et fiyatına ulaşılabilinir. Birliklerin ve kooperatiflerin bir mezbahaya sahip olması sağlanmalı. Bu sağlanırsa farklı fiyatlar görülmez.
Yıllardır kaçak etin önüne geçirilemiyor çünkü fiyat farkları dengelenemiyor.
Güney Kıbrıs’ın tercihi olmayan, orada sanayide kullanılan etleri bize kuzeye kaçak olarak geçiyorlar. Bizim onlarla rekabet edebilmemiz için tüm etlerin sınıflandırılması, girdi maliyetlerinin düşürülmesi, üretimin de arttırılması lazım.
Bunun yanında güney Kıbrıs’taki süt fiyatlarının çok yüksek olmasıdır. Üretici kazancını sütten sağladığı için ete çok rağbet etmiyor.
Süt fiyatları iyileştirilse, ciddi bir Pazar bulunsa canlı hayvan fiyatları da dengeye girecektir.”
“Önümüzdeki kurban bayramından sonra kaçakçılık daha da artacak”
“Önümüzdeki kurban bayramından sonra kaçakçılık daha da artacak çünkü hayvan daha da azalacaktır. Bizim acilen üretimi arttırıcı maliyetleri düşürücü tedbirler almamız gerek. Güneyde 800 bin küçükbaş hayvan olduğunu ve bunun her yıl 100 bin canlı hayvan daha getirdiklerini duyuyoruz.”
Kasaplar Birliği Başkanı Halil Akbıçak:
“Ülkedeki nüfus, öğrenci, turizm sektörü artarken hayvan sayısı hızla azalıyor”
“En başta ülkedeki hayvan ıslahı ile ilgili başarılı çalışmalar yapılmaya başlandı. Hastalıkların önün geçilebilmesi için tarım ve veteriner dairesi çok ciddi ve güzel çalışmalar yapıyor. Buna bağlı olarak hayvan sayısında azalma olduğu görülüyor. Buna bağlı olarak nüfus artışı, öğrenci artışı, turizm gibi sektörlerdeki artış nedeniyle sıkıntı yaşandığını görüyoruz. Hayvan sayısı da bu oranla paralel artmıyor. Tüm bu sektörler artarken, hayvan üretimi, et ve süt üretimini de arttırmalıyız fakat biz bunu yapamıyoruz.
Devlet girdi maliyetlerini düşürmeli ve ülkeye yeni, kaliteli, verimi yüksek hayvan getirmeli. Kredi kolaylıklarıyla hayvancılık teşvik edilmeli. Eskiden olduğu gibi herkes bu işi yapmak istemeli, bunlar teşvik edilmeli.”
“Bizdeki düşüş, oradaki artış, kaçakçılığın önüne geçilmemesine neden oluyor”
“Özellikle küçükbaş hayvanda Güney Kıbrıs teşvik veriyor ve hellimdeki yüzde 50 koyun sütünü arttırmaya çalışıyorlar.
Bizdeki düşüş, oradaki artış, kaçakçılığın önüne geçilmemesine neden oluyor. Güneyde vatandaşları domuza daha meyilli olduğu için farklı teşvikleri de oluyor. Avrupa birliğinden daha ucuz et ithal edip, fazlalığını yurt dışına pazarlıyor. Avrupa’dan gelen et de buradaki kaçakçılığı arttırıyor.
Bizde piyasaya yetecek kadar et yoktur. Ama ne idüğü belirsiz etlerin sağlıksız ortamlarda geçirilip vatandaşa sunulmasını haklı çıkarmıyor. Bunun cinayetten hiçbir farkı yoktur.
Ucuzdur diye kimsenin çocuğunu zehirlemeye hakkı yoktur, devletin derhal önlem alması gerek.”
“Et fiyatları aşağıya çekilmeli”
“Devlet verimli üretimi arttırmalı ve girdi maliyetlerini düşürmeli. Üretici de çok haklı. Suyu dahi para ile satın alıyorlar, mazot deseniz dünya pahası, hayvan yemleri yurt dışından geliyor, tüm bunlara el atılmalı ve et fiyatları aşağıya çekilmeli.
Hayvan üretimi arttırılsın, et fiyatları aşağıya çekilsin, kaçakçılık önlensin, tümü bir zincirin halkası…
Verimli hayvanların ülkeye getirilmesi, çoğaltılması, girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve et fiyatlarının ucuzlaması, tüm olay bu…”
Tarım Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Erkut Şahali:
“Hayvan sayısındaki değişimi, doğrudan ekonomik sebeplere bağlamak çok doğru olmaz”
Tarım Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Erkut Şahali ülkedeki küçük ve büyük baş hayvan sayılarının azalmakta olduğu yönde basında çıkan haberle ilgili olarak, hayvan hastalıklarıyla mücadele projesi kapsamında hayvan sayımı da yapıldığını, aynı zamanda eldeki eski rakamların güvenilir olmadığının da görüldüğünü, bu nedenle doğru değerlendirme yapılamayacağını kaydetti.
Şahali, “Hayvan sayısındaki değişimi, doğrudan ekonomik sebeplere bağlamak çok doğru olmaz” dedi.
Bakanlık olarak tarımsal ve hayvansal ürün ihtiyacı üzerinde çalışma başlattıklarını, hedefin gıda üretimi bakımından kendi kendine yeter bir düzeye gelmek olduğunu kaydeden Şahali, “Şu anda o noktada olmadığımız için her gün için özellikle et kaçakçılığıyla ilgili vakalar basında yer almaktadır. Kaçakçılığa da zemin yaratan bir durum var ortada” dedi. (tak)
“Yetiştiricilikle alakalı ihtiyaç haritası oluşturulacak”
Öte yandan bir süre önce YENİDÜZEN’in sorularını yanıtlayan Şahali konuya ilişkin detaylı açıklamalarda bulunmuştu. Şahali, şunları kaydetmişti:
“Hayvan Kayıt Sistemi’ndeki verilere göre; ülkede 278 bin 15 adet küçükbaş, 66 bin 26 büyükbaş hayvan var. Yıldan yıla da bir düşüş yaşanıyor. Bunun bazı nedenleri var.
Süt konusu büyükbaş hayvancılıkta temel gelir unsudur. Büyükbaş hayvancılık besi amaçlı, et ihtiyacının karşılanması için değil, aslında süt elde edilmek amacıyla yapılıyor. Bu nedenle de hayvan ırklarındaki ıslah çalışmaları, besleme koşullarındaki iyileştirmelerle birim hayvan başına elde edilecek süt miktarında da ciddi tırmanışa yol açtı. Dolayısıyla sahip olduğumuz hayvan varlığı ve bu hayvanlardan elde ettiğimiz süt miktarı ile arasında orantının ters çalıştığını görebiliyoruz. Yani daha az hayvanla, daha fazla süt elde eden envanter yapı oluştu.
Sadece ürünlerle alakalı değil, yetiştiricilikle alakalı da ihtiyaç haritası oluşturulacak.”
“Üreticiler teşvik edilmeli”
“Bu konuda devletin yapabileceği çok şey vardır. Özellikle Devlet Üretme Çiftlikleri, devletin hayvancıya hizmet ve eğitim sağladığı işletmeler olarak tasarlanmıştı. Ancak şu anda bu misyonunu yerine getirmemektedir. Yıl içerisinde çok az miktarda canlı hayvan satışı yapmakta, genellikle kasaplık hayvan satışı olarak bu satış gerçekleşmektedir. Halbuki ilk kurulduğunda, ülkedeki hayvancıya hayvan yetiştiriciliği konusunda eğitim vermek, hayvan ıslahı konusunda yardımcı olmak, en önemlisi de damızlık hayvan yetiştirerek sürülere katmak amacındaydı. Bu misyonundan ne yazık ki uzaklaştı. Sektörün en büyük 4. veya 5. hayvan yetiştiricisi haline geldi. Devlet Üretme Çiftliği, herhangi bir hayvan üreticisi gibi, süt sağmakta, bunu Süt Endüstri Kurumu’na satmakta ve sattığı sütten doğrudan gelir desteği de almaktadır. Bu doğru bir şey değildir… Devlet Üretme Çiftliği’nin sahip olduğu çiftlik arazisinin idamesi amacıyla sütçülük yapılmakta, orada elde edilen gelir döner sermayede çiftlik alanının idamesinde kullanılmakta… Bizim ihtiyacımız olan şey; devletin hayvancıya hizmet verecek şekilde çiftliğin kullanmasını sağlamaktır. Bu konuda bir dönüşüm projemiz de yine Hükümet Programı’nda mevcuttur.”
“Ülkede küçükbaş hayvanda düşüş var, bu da et fiyatlarını artıyor”
“Et fiyatlarının pahalı olduğu gündeme getirilirken sürekli Kıbrıs’ın güneyi ile mukayese yapılır. Yapılan kıyaslamalar ithal et veya karkas et ile yapılmaktadır. Bu çok doğru bir kıyas değildir.
Hayvan varlığının daraldığı dönemde fiyat artacak, çoğaldığı dönem de fiyat düşecek…
Ülkede küçükbaş hayvanda düşüş var, bu da et fiyatlarını artıyor.
Bunun pek çok nedeni vardır… İnsanlar, beslemek yerine hayvanları kasaplara satmayı tercih ediyor. Hayvan hastalıkları, sektörde küçülmeye gidilmesi bunlara etken… Burada iki tartışma karşımıza çıkıyor. İthal et ya da hayvan getirilmesi gündeme geliyor. Ülkede çok yıllık talep tahminleri üzerinden kararlar alınmalıdır. Her şeye rağmen ithal hayvan konusunda sıcak bakmıyorum. Özellikle hellim tesciline bağlı, hellimde küçükbaş süt ihtiyacının acilen arttırılmasına duyulan ihtiyacı göz önünde bulundurduğumuzda ülkeye canlı hayvan ithalini doğru bulmuyorum. İthal et konusunda ise gerekeli araştırmaları yaptıktan sonra mecbur kalırsak sıcak bakabiliriz. Fiyatların arttığı nokta, kaçakçılığı da beraberinde getiriyor. Bu konudaki denetim ve kontrollerin de arttırılması gibi bir zorunluluğumuz ve çabamız vardır. Ancak mevcut şartlar netleşmeden ithalatı sırf kaçakçılığı önlemek bakımından gündeme getirmeyi dahi tehlikeli buluyorum.”