1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Hayvanseverler Platformu’ndan projeler; Suluklar ve kısırlaştırma
Hayvanseverler Platformu’ndan projeler; Suluklar ve kısırlaştırma

Hayvanseverler Platformu’ndan projeler; Suluklar ve kısırlaştırma

Hayvanseverler Platformu’ndan projeler; Suluklar ve kısırlaştırma

A+A-

Stella Aciman

Bana göre, ‘hayvan sorunu yoktur, hayvanların sorunu vardır.’ Benim gibi düşünenlerin bir araya geldiği bir platform kuruldu geçtiğimiz ay… Bakalım neler yapıyorlar ve yapacaklar diye düşündüm ve Hayvan Severler Platformu’nun sözcüsü Münür Öztürk ve Kumsal Parkı, Dikilitaş’ a konulan kedi-köpek mama kutusunun mucidi Engin Girgin ile konuştum.

MÜNÜR ÖZTÜRK: KISA VADEDE SULUKLAR

Önce seni tanıyalım
30 yaşındayım. Yıllarca çeşitli derneklerde folklor oynadım, futbol geçmişim var. Birçok sivil toplum örgütünde kurucu olarak görev aldım ve hala aktif olarak görev almaktayım. Bunun dışında 5-6 yıllık bir siyasi geçmişim var ama şu an pek uğraşamıyorum. Bir partimizin gençlik kolları genel başkanlığını yaptım. Genelde sosyal alanlarda çalışma yapan biriyim.

Çalıştığın Platformun tam adı nedir?
Sağdan ve soldan siyasi partiler ve 40 sivil toplum örgütünün, bir araya gelerek oluşturduğu hayvan severler platformudur.

Bu örgütlerde kimler var?
Birçok hayvan sever derneğimiz var platformumuzda. Sevimli Dostlar Derneği, Altın Patiler ve benzeri…  Hayvan hakları savunucusu birçok dernek, bütün partilerimizin gençlik örgütleri, Genç İş Adamları Derneği, Rauf Raif Denktaş Mücadele ve Yaşatma Derneği ve birçok dernek bir araya gelerek platformu oluşturduk.

Amacınız nedir?
Amacımız; ilk etapta kampanyayı başlatmadan 40 örgütle yaptığımız toplantıda belediyelerimize hibe etmek üzere suluklar almaktı fakat daha sonra yaptığımız çalışmalarda gördük ki,  halktan da tepkiler geliyordu olumlu yönde, kısa ve uzun vadede projeler hazırladık. Çünkü biliyorsunuz ülkedeki barınaklar yeterli değil, çok geri kaldık bu konuda. Doğal olarak hayvan haklarını gözetirken insan haklarını da gözetmek lazım, insanlarımızda da bir tedirginlik oluştu, besleyin, sulayın yem verin, ama bu hayvanlar daha sağlıklı bir yapıda daha fazla üreyecekler diye düşündüler. Şikâyet ettiler. Biz de uzun vadede de planlar yapmaya başladık, neydi bu planlar; sulukları belediyelerimize hibe ettikten sonra hemen arkasından kısırlaştırma projelerimiz olacak ki, bu konuda da YDÜ ile de bu hafta Belediyeler Birliği ve platformumuz bir protokol imzalayacağız. YDÜ, bütün belediyelerin talep ettiği sayı kadar hayvanımızı kısırlaştırmayı taahhüt etti, hiçbir ücret talep etmeden. Bunun dışında yine belediyelerimize hibe edilmek üzere modern barınak projeleri teslim edeceğiz. Bu projeleri AB ve TC yardım heyetine sunmaları durumunda hibe alacaklarına inanıyoruz çünkü daha önce AB’ye verilmiş projelerdir. Yani kısa vadede suluklar uzun vadede de kısırlaştırma ve barınaklar… Barınaklardaki hayvanların sahiplendirilmesi için kampanyalar düşünüyoruz, insanlarımızın karar verip pet shoplardan köpek veya kedi almak yerine barınaktaki hayvanlarımıza sahip çıkmaları bizim için çok önemli.

İKLİM DIŞI KÖPEKLER

Kıbrıs’ta cins hayvan düşkünlüğü var alıp sonra atıyorlar, bunu nasıl önleyeceksiniz?
Türkiye’de bunun çok güzel uygulamaları var araştırdıkça görüyoruz. Türkiye’de birçok belediye bölgesinde pet satışını yasakladı, pet shoplarda hayvanlar mağdur olmasın diye… Marketlerde pet shopta satılan ürünlerin satışını yasakladı ki pet shoplar da yaptığı işten para kazanabilsin.  Bizde o kültür maalesef oluşmadı, barınaklarımızın durumunu bilen biri olarak söylüyorum. İlk aşamada yaptığımız temaslarda özellikle Tarım Bakanı’yla yaptığımız görüşmede, ülkemizde iklime uymayan köpeklerin ülkeye girişini durdurmaya çalışıyoruz; özellikle Sibirya kurdu, Çin aslanı, samoyed ve benzeri ırkların ülkeye girişini durdurmak için çalışma başlattık. İlgili bakanlık ve Başbakanlık da bu konuda bize yardım edeceğinin sözünü verdi.  Eğer konu gündeme gelmezse kamuoyu oluşturacağız, Bunların dışında 2013 yılında Hayvan Refahı Yasası geçti ama maalesef yasaların tüzükleri hazırlanmadığı için şu an yasa geçmesine rağmen uygulanamıyor. Bunların tüzüklerinin hazırlanması için de Tarım Bakan’ımıza ve Başbakan’ımıza çağrıda bulunduk yaptığımız ziyaretlerde. İkisi de çalışmaları hızlandırarak işin takipçisi oldular ve bu yasanın altındaki tüzükler- sanırım 15 yasanın tüzükleri eksik- hazırlanınca bir an önce hayat bulması için devredeler.

Kıbrıs’ta ne kadar sokak köpeği var, bilginiz var mı?
Maalesef, belediyelerin de bilgisi yok, maalesef bir envanter olmadan da yapılan çalışmalar ne kadar sağlıklı olur bilemiyorum ama en azından bir ucundan tutalım, hiçbir şey yapmamaktansa bir şeyler yapmak daha iyidir. Sayı henüz belli değil ama son dönemlerde gerek bizim yaptığımız çalışmalar gerekse geçen aylarda yapılan belediye seçimlerinde tüm belediye başkan adaylarının hayvan hakları üzerinde durması, aslında bir kamuoyu oluştuğunun en büyük göstergesidir. İnşallah şimdi platformumuz ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin baskıları eminim belediyelerimizi harekete geçirmiştir. Biz platform olarak belediye başkanlarımızı da ziyaret ettik ve görüşmelerimiz çok yararlı geçti. Onlar da olayın farkında, insanların duyarlılığının farkında, bu duyarlılık sayesinde eminim yakın zamanda bu envanterimiz de oluşur.

GÖNÜLLÜLÜK

Kısırlaştırma ne zaman başlayacak ve nasıl yapmayı düşünüyorsunuz?  YDÜ’de henüz hastane tamamlanmadı, öğrenciler mi yapacak kısırlaştırmayı?
Hayır, bu kuşku oluştu ama herkesin içi rahat olsun. Kesinlikle bu ameliyatların hepsine belediyelerin veterinerleri de gözetmen olarak girecek, ‘köpekleri bırakın ameliyat bitsin de alalım’ gibi bir şey yok! İmzalanan protokolümüzde bu da var.

Platformda gönüllülük mü esas alınıyor?
Ben birçok çalışmada yer aldım daha önce, özellikle uluslar arası anlamda organizasyonda da genel koordinatörlük yaptım. Mesela spor ambargolarına karşı Ada’mızda gerçekleşen organizasyonun genel koordinatörüydüm. Burada gördüğüm sahiplenme sayısını hiçbir çalışmamda görmedim, bana çok umut verdi ve birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızı da motive etti. Yaptığımız konser bile yaz olmasına ve Pazartesi olmasına rağmen konser alanı doldu taştı. Bunun dışında, bize bireysel anlamda ulaşan kişiler var çok sayıda, ‘ben de yardım etmek isterim, ben de buradan katkı koymak isterim’ diyorlar. Çıktığımız televizyon programlarında yoğun telefon trafiği yaşıyoruz, yani aslında çok güzel bir duyarlılık var hayvanlarımıza karşı, bir kıvılcım bekliyordu demek ki insanlarımız. Eminim bu yanan kıvılcımdan sonra belediye başkanlarımız, hükümetimiz, partilerimiz bunlara çok daha fazla hassasiyet göstereceklerdir. Çok ciddi bir kitle var bu konuya duyarlı olan. Çok ciddi de bir sorun var yıllarca ihmal edilmiş ama şu an eskisine göre çok daha iyi bir duyarlılık olduğunu herkes görüyor. Çaldığımız bütün kapılar da sonuna kadar açıldı bize.

200 SULUK

Bu güne kadar nerelere kaç suluk koydunuz?
İlk etapta biz 100 tane suluk sipariş verdik, ilgili firmadan bu hafta teslim alıyoruz. Bunlar, içinde su depoları gibi top olan, içindeki su bittikçe içine şehir şebekesinden su aktarma olacak basit şeyler ama maliyet açısından çok uygun olduğu için onları tercih ettik. Karpaz’daki eşekler için de bir projemiz var; onların sulukları ayrı, oradaki belediye başkanları da bize çok yardımcı oldu. Bu hafta belediyeler birliğinde (Çarşamba) basın toplantısı yapıp hem sulukları 28 belediyemize teslim edeceğiz hem de YDÜ’yle yapacağımız anlaşmanın imzasını atacağız. Yaptığımız konser sonrasında 100 suluk daha alacak maddi gücümüz var. Konserden yaklaşık 14 bin TL gelir elde ettik, ayrıca duyarlı vatandaşlarımız bize suluk bağışında bulundular.  Başbakanımız 25 suluk bağışladı, bir sendikamız 10 suluk bağışladı, yani toplamda şu an  Karpaz eşekleri de dahil olmak üzere 200 suluk alabilecek maddi gücümüz var. Tüm gelir ve giderimiz de hesaplanıyor, kampanya sonunda kamuoyuyla da paylaşacağız şeffaf olarak. Neden 200 suluğu bir anda almıyoruz da 100 suluk alıyoruz derseniz de çünkü bu 100 suluğun belediyelerimizin hepsinin duyarlı bir şekilde takdirini almak isteriz, biz vatandaşımızdan aldığımız katkıyı, sulukların ambarda durmasını istemeyiz. O yüzden bu ilk 100 suluğun takıldığını görelim, inanalım daha sonra bir 100 suluk daha katkı yapalım. Eğer bunlar hep heba olursa, takılmazsa en azından geri kalan parayı hayvan barınağının iyileştirilmesi için kullanırız.

Sulukları belediyelere verdikten sonra takibini yapacak mısınız?
Yapacağımız protokolde belediyeler bize sokak ismini yazacak. Mesela ‘ben bu suluğu bu sokağa koydum’ diyecek biz de gidip denetlemesini yapacağız; temiz mi kirli mi,  gerçekten takıldı mı? Platformda arkadaşların kurduğu komite sayesinde bunları denetleyeceğiz, hatta bu sokak isimlerini aldıktan sonra vatandaşlarımıza da çağrı yapacağız, ‘bu sokakta suluklarımız vardır, gönüllü olarak siz o suluğun denetlenmesini sağlayabilirsiniz’ diyeceğiz.

Özellikle sanayi bölgesinde çok sayıda başıboş köpek var, suları suluklarla halledeceksiniz, peki yiyecek sorunu ne olacak?
Aslında platform olarak her şeyin en iyisini yapmak istiyoruz ama ülkemizin nüfus oranı belli ve maalesef şu an devlette hayvan hakları için bir bütçe de yok. Elimizden gelen şu an için sular, tabii bunun dışında ara ara hayvan sever derneklerimizin yaptığı kampanyalar olur… Mama kampanyası, köpeklere protein kampanyası gibi, bu kampanyalara da destek oluyoruz ama platform içinde yemek açısından henüz bir çalışmamız yok. YDÜ’yle yapmış olduğumuz protokolümüzde böyle bir çalışmamız oluyor.  YDÜ’de kolej ve üniversitenin yemek hanesi vardır; buralarda bize yemekleri ayrıştırıyorlar, biftek, pirzola, tavuk, pilav, makarna gibi yemekler için ayrı bir sistem yapılıyor.  Gönyeli ve Lefkoşa Belediye Başkan’ımızla da barınaklar için bu konuyu görüştük onlar da sıcak baktılar, belediyelerimiz YDÜ’ye araç gönderecek, her gün belli saatlerde o araçlar yemekleri alıp barınaklara bırakacak.

DUYARLILIK

Duyarlı otellerle bu yemek ayrıştırma konusunu görüştünüz mü?
Duyarlı otellerimiz var… Mesela Merit Lefkoşa’nın Müdürü Mine Hanım çok duyarlı, geçenlerde barınağımıza hem suluk yardımı yaptı hem yemek yardımı yaptı. Girne bölgesinde bir otelimiz var Arapköy’deki barınağa yardımcı olan. Duyarlı insanlarımız var tabii ama önemli olan duyarlı vatandaşlarımızın bir araya gelmesi ve ses çıkarmasıdır. Sanırım bu platform bu açığı iyi kapattı.

Ülkedeki mama ithali yapan firmalarla görüşmeleriniz oldu mu?
Aslında talep etmemiz durumunda katkıları olur, mesela 1-2 koli mama gibi ama onun sürdürülebilirliği yok. Burada görev devletimize düşmektedir; mamaların Kıbrıs’a gelişindeki vergi fonunu biraz yükseltirsiniz, o fonu da hayvan hakları, hayvan barınakları için ayırırsınız dolayısıyla evdeki köpeğinize aldığınız mamayla da sokak hayvanlarına yardım etmiş olursunuz. Bunlar hükümetlerimizin, meclisimizin yapacağı işler, bizim yapabileceğimiz işler değil. Bu konuları yaptığımız ziyaretlerde de aktardık yetkililere.

HEDEFLER

Lefkoşa’ya barınak yapımı için yer tahsis edildi mi?
Bizim için, bize yer tahsis edilmesi önemli değil. Burada da çağdaş ülkelerde bunun uygulaması nasılsa bizim ülkemizde de öyle olmalı. Bu noktada da belediyelerimize görev düşmektedir. Belediyeler Birliği’yle yaptığımız görüşmelerde onların bu konulara sıcak baktıklarını gördük. Biz belediyelerimize çağdaş belediyelerin uyguladığı barınak projeleri hazırladık, yakın zamanda onları teslim edeceğiz.  Belediyelerimiz bu barınakları yapmak için AB hibesi de alırlar ve yapabilirler. Çağdaş barınakların oluşturulması için de belediyelerin takipçisi olacağız. Ayrıca barınak projemizi de 1 hafta içinde belediyelerimize vereceğiz, yani lafta kalmadı uygulamaya geçirdik. Biz bir buçuk ay önce yola çıktığımızda vermiş olduğumuz sözleri yerine getirdik ve getirmeye devam ediyoruz. Barınaklardaki hayvanların sahiplendirilmesi için kısa spotlar yapıyoruz kamuoyu oluşturmak için, televizyonlarda yayımlanacak bu spotlar.

Halktan ne bekliyorsunuz?
Beklentimizin çok üzerinde bir duyarlılık gördük halkımızdan. Benim sadece diyeceğim; kendi egoları için hayvanları heba etmesinler, örneğin bir Çin aslanı burada yaşayamaz. Biz Kıbrıs’ın iklimine alışmış insanlar nasıl ki kutuplarda yaşayamazsak, onlar da burada bu sıcakta yaşayamazlar. Kendi zevkimiz için o hayvanı buraya getirmek ona eziyettir, bu tarzda insanlarımız varsa lütfen kişisel egolarını bir kenara bıraksınlar hayvan barınağından ülke şartlarına uygun hayvanlardan alsınlar.

GERİ DÖNÜŞÜME MAMA

ENGİN GİRGİN: İÇMEDİĞİNİZ SUYU KABA DÖKÜN

Kedi ve köpeklere mama veren bir makine yapmışsınız…
Biz Türkiye diye yola çıkmıştık ama şu anda dünyanın 20’ye yakın ülkeye de ihraç edecek duruma geldik. Bunlar geri dönüşüm makineleri. Kıbrıs’ta da Telsim’in Lefkoşa Belediyesi’ne hediye ettiği 2 makineyi burada çalıştırdık, açılışını yapıyoruz. 

Bu makine nasıl çalışıyor?
Geri dönüşüm atığını atıyorsunuz,  aynı anda alttaki göze mama geliyor.

Atık derken kastettiğiniz nedir?
Pet şişe, kola şişesi, su şişesi gibi neyi tanıtıyorsak makine onunla çalışıyor. Pet şişeler ve kutular geri dönüşüm açısından çok kıymetli ve zor toplanıyor. Şu an sadece bunlarla çalışsın dedik, makinenin altında bir de göz var insanlara diyoruz ki, ‘içmediğiniz suyu bu kaba dökün.’  Makineyi takip eden hayvan severler var, onlar suyu kontrol ediyorlar bitmişse yukarıdan döküyorlar.

Bu haber toplam 3032 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 174. Sayısı

Adres Kıbrıs 174. Sayısı