Hazin bir cenaze töreninden eşsiz bir fotoğraf…
Lefkoşa’da Eylence civarındaki bir barikatta otobüse açılan ateş sonucu, Ali Dede vurularak öldürülmüş, ancak Lurucina’ya varınca vefat ettiği anlaşılmıştı…
Bu eşsiz fotoğrafı, arkadaşımız Sotiris Savva “Kıbrıs’ın geçmiş hatıraları” diye tercüme edebileceğimiz “ΜΝΗΜΕΣ ΚΑΤΕΧΟΜΕΝΩΝ-ΛΑΙΚΗ ΠΑΡΑΔΟΣΗ ΚΑΙ ΙΣΤΟΡΙΑ ΤΗΣ ΚΥΠΡΟΥ” sosyal medya grubunda paylaştı… Lurucina’dan bir cenaze töreninden çekilmiş bir fotoğraftı bu… Yıl 1964 yazılıydı ve başka herhangi bir ayrıntı yoktu…
Bir tabut taşınıyordu ve yanda iki silahlı asker bulunuyordu… Fotoğrafta cenaze törenine katılanların ellerinde bazı resimler ve pankartlar olduğu da görülebiliyordu…
Biz de bu fotoğrafta görülen cenazenin kime ait olduğunu araştırdık…
Lurucina’dan ve diğer bölgelerden okurlarımız hemen yardımımıza yetişti… Mustafa Emirali Özkılıç’ın bize anlattığına göre bu cenaze töreni, Ali Dede’nin cenaze töreninden çekilmişti…
“Tabutu taşıyanlardan biri Rahmetlik Veli Rayıf, sağdaki asker rahmetlik Nevzat komutan. Nevzat komutanın arkasında Rahmetlik Mehmet Berber, kenarda rahmetlik kayınpederim Osman Ağdaç, arkada Fikri Karayel ve Bekir Demirci.” Diyordu Mustafa Emirali Özkılıç…
Lurucinalı bir okurumuz da, Ali Dede’nin torunu Ali Savaş Altan ise onları aradığımızda bize bu hazin cenaze töreninin öyküsünü aktardılar…
ALİ DEDE DALİLİ’YDİ…
Ali Savaş Altan, dedesi Ali Dede’nin aslen Dalili olduğunu, ninesi Zehra’nın Lurucinalı Gatsura ailesinden olduğunu aktardı. Zehra Hanım genç yaşta vefat etmiş… Ali Dede’nin ve Zehra Hanım’ın iki evladı varmış: Oğluları Halil ve kızları Duriye… Duriye hanım, Ali Savaş Altan ve gazetemiz yazarlarından değerli araştırmacı Zekai Altan’ın anneleri.
Ali Dede 60’lı yaşlarındaymış öldürüldüğü zaman…
“Dedem Lefkoşa’da kısıldıydı yollar kapandığında ve yollar açılınca, Lurucina’ya, köye dönüyordu otobüsle. Rum polisi ateş açtıydı arkalarından, sanırım Eylence civarındaki barikatta… Ancak Lurucina’ya gittikten sonra Ali Dedemizin vurulup öldüğünü varkettilerdi çünkü otobüste en arkada oturuyordu” diye anlatıyor Ali Savaş Altan.
LURUCİNALI OKURUMUZUN ANLATTIKLARI…
Ali Dede’nin hazin öyküsüyle ilgili olarak Lurucinalı bir okurumuz ise şöyle anlatıyor:
“Zaman zaman Lefkoşa’da yollar kapanır ve insanlar mahsur kalırlardı… Gene böyle olmuştu 1964’te – yollar bir açılır, bir kapanırdı… Yolların açıldığını duyunca, Ali Dede, Sami Beşok’un otobüsüyle Lurucina’ya dönmeye çalışmıştı. Sami Beşok, aslen Vasilyalı’ydı ama Lurucinalı Nebile Hanım ile evliydi. Vasilalı otobüs şöförüydü Sami Dayı. Yollar açıldı, köye gidilecek denilince, Ali Dede da otobüse bindiydi. Otobüste ayrıca Gugo’nun eşi Ayşe Teyze vardı… Benim bildiğim üç kişiydiler otobüste… Mağusa Kapısı’ndan çıktıktan sonra polisler barikat kurardı yollarda çeşitli noktalarda, Kıbrıslıtürk otobüslerini durdurup kimlik kontrolü yaparlardı… Polis barikatlarının az ilerisinde de genelde EOKA’cıların kurduğu barikatlar olurdu…
Sami Dayı barikatta durmadıydı, duracak gibi yaptı fakat sonra gaza basıp hızlandırdıydı otobüsü, bunun üstüne arkasından otobüsün ateş açtılardı… Ali Dede vurulmuş, yan dönmüş, otobüs şöförü da, Ayşe Teyze da anlamadıydı vurulup öldüğünü Ali Dede’nin… Şöför Sami Dayı, Lurucina’ya varınca, “Kurtulduk be baylar!” demiş ama bir bakmış, arka koltukta meğer can vermiş Ali Dede…”
FOTOĞRAFTAKİ İNSANLAR…
Bu okurumuz, fotoğraftaki insanları da tanıyor teker teker…
“Bu resim, Ali Dede’nin cenaze töreninden çekilmiş bir fotoğraftır. Öndeki askerler, Kıbrıs Cumhuriyeti ordusunun iki subayıdır. Biri Nevzat Esmeroğlu ki geçende rahmetlendi, diğeri ise Serman Yiğit’in babası Burhan Yiğit’tir – Burhan Bey hayattadır.
Cenaze töreninde üç el de saygı atışı yapıldıydı, ben çocuktum ve hatırlarım bu töreni…
Duvarın üstündeki çocuklardan ayakta duran Sultan Barbaros’tur… Çocuklar arasında Fatma Barbaros da vardır… Arkası dönük çocuk, yüzü görünmez ama Hasan Barbaros’tur, Lurucina’nın (Akıncılar) Belediye Başkanı… Köyün komutanları Fikri Karayel ve Bekir Demirci de fotoğraftadır…
Fotoğrafta insanlar resim taşıyorlar… O dönem köyde resim öğretmenimiz vardı, adı Günay Manday idi… Atatürk Kocatepe’de diye bir resim çizdiydi, sanırım odur tutulan resimlerden biri, daha arkada da pankartlar vardır, bu öldürme olayını protesto eden…”
KİLİSEDEKİ İNEKLER…
Fotoğrafta bir kilise de görülüyor ve yıkık dökük olduğu, bahçesinde ineklerin bulunduğu görülebiliyor. Lurucinalı okurumuz bu konuda da şöyle diyor:
“Bu kilise, Ayios Andronikos Kilisesi’dir, içindeki inekler da Şenay Ekingen arkadaşımızın babası Cıdık Hasan’ın inekleridir… Cıdık Hasan ve ailesi Arpalık köyünden (Aysozomeno) göçmen olarak geldiydiler Lurucina’ya, ineklerini mecburen kilisenin bahçesine koyduydu… Kilise, harabe halindeydi, yani yıkık dökük bir yerdi ve göçmen olduğu için kilise avlusuna koyduydu ineklerini. Yağmur yağdığında, inekler kiliseye girerdi…”
ALİ DEDE’NİN MEZARI LEFKOŞA ŞEHİTLİĞİNE TAŞINDI…
Ali Dede’nin torunu Ali Savaş Altan, “90’lı yıllarda izin aldık, ben dedemin mezarını kazdım, kemiklerini kendi ellerimle toplayıp bir torbaya koydum ve Lefkoşa’daki Şehitliğe getirip defnettik dedemi” diye anlatıyor.
Biz de bu çok değerli fotoğrafı paylaşan Sotiris Savva arkadaşımıza, bizi kırmayarak bilgilendiren Mustafa Emirali Özkılıç’a, Ali Dede’nin torunu Ali Savaş Altan’a ve Lurucinalı çok değerli okurumuza yürekten teşekkür ediyoruz…
1964’te Aytotoro’dan bir resim…
Sotiris Savva arkadaşımız, aynı sosyal medya sayfasında Aytotoro’dan da bir fotoğraf paylaşıyor. Aytotoro’da da 1964 yılında bazı olaylar olmuş ve bir yaralı, Birleşmiş Milletler askerlerince köyden dışarıya taşınıyor…
Aysozomeno’nun (Arpalık) muhtarı Mustafa Lefkaridi…
Bu fotoğraf da oldukça tarihi bir fotoğraf: Aysozomeno’nun (Arpalık) ünlü muhtarı, Ali Fegan’ın ve Kemal Fegan ile Fuat Fegan’ın sevgili babaları Mustafa Lefkaridi’nin 30 Ağustos 1935 tarihinde çekilmiş bir fotoğrafı…
Kemal Fegan, bu fotoğrafla ilgili olarak şöyle yazıyor:
"30.08.1935 - Aysozomeno (Arpalık), Cyprus - Mustafa Lefkaralıoğlu. Babamın bekarlık fotoğrafı. O zamanki ismi Mustafa Torgut Mehmet Lefkaridi idi. Köylüler ve yaşlılar Mustafa Lefkaridi diye bilirler."
Aysozomeno’nun muhtarı rahmetlik Mustafa Lefkaridi’yi sevgi ve saygıyla anıyoruz – o, akıntıya karşı kürek çekerek köyde olayların çıkmasını engellemeye çalışmış, bu yüzden “teşkilat” tarafından dövülmüş ve “teşkilat başkanlığı” elinden alınarak başkasına verilmişti… Tezgah büyüktü çünkü: Aysozomeno olaylarının provoke edilmesi hesaplanmaktaydı ve Lefkaridi de bunu önlemeye çalışıyordu sağduyuyla…
Kıbrıs’ta her daim, akıntıya karşı kürek çeken böylesi büyük yürekli yıldızlarımız oldu – onlar her daim bu trajik olaylara engel olamadılar ama ışıltılı birer yıldız gibi, bize doğru olanın ne olduğunu göstermeye devam ettiler… Işıklarda ol sevgili Mustafa Lefkaridi… Yetiştirdiğin güzel, hayırlı evlatlarla da gurur duy…