Hele bir durun, biraz soluklanın...
Rum lider Anastasiadis hafta sonu Politis gazetesine yaptığı açıklamalarla ve bu açıklamalara Cumhurbaşkanı Akıncı’nın sözcüsü Barış Burcu’nun açıklamaları iki tarafta da görüşmelerin gidişatıyla ilgili kuşku uyandırdı. Barış Burcu’dan sonra Akıncı’nın da bu yönde açıklama yapması kuşkuları daha da artırdı.
Bu karşılıklı açıklamalar Akıncı ile Anastasiadis arasında Mayıs ayında başlayan ve bugüne kadar herşeyin iyi gittiği yönünde önemli mesajlar verilen görüşme süreci ile ilgili iki tarafta da farklı algılar oluşmasını getirdi.
Şimdi “eyri oturalım, doğru konuşalım” bu açıklamalara, karşılıklı suçlamalara gerek var mıydı?
Kıbrıs sorununa çözüm çabaları sürerken ve görüşmeler devam ederken, hem de düne kadar her iki taraftan olumlu mesajlar verilirken ansızın “karşılıklı suçlama oyununa” dönülmesi kimin işine yarar?
Hele bir durun, biraz soluklanın, biraz düşünün bugüne kadar hep bu karşılıklı suçlama oyunu oynandığı için bir arpa boyu yol alınamadı. Tam herşey iyi gidiyor derken bu karşılıklı suçlama oyunu nereden çıktı?
Yoksa görüşme süreci tıkandığı için iki taraf da bu eski oyuna yeniden başvurmayı mı tercih etti?
Umarım böyle değildir.
Umarım ben yanılırım.
Umarım liderler yarın yapılacak zirvede olayı toparlayarak görüşme sürecine yeni bir ivme kazandırırlar.
Çünkü bulunduğumuz coğrafyada kan, barut ve gözyaşı hiç eksik olmuyor. Bu güzelim adamızı etrafımızda yaşanan bu acılardan uzak tutmak bizim ellerimizdedir.
Bu da küçük hesaplara kurban edilemeyecek kadar değerlidir.
İki taraf da bu oyundan vazgeçerek öze ilişkin konularda ileriye bakmak durumundadır.
Rum tarafı Mayıs seçimlerine hazırlanıyor. Bu nedenle her zaman geçerli olan yine oluyor. Rum siyasi parti liderleri bu dönemde “biraz milliyetçilik” yapmanın zararı olmaz diyerek bu yönde açıklamalar yapıyorlar.
Türk tarafı da buna yanıt vererek kendi bölgesindeki milliyetçilere şirin görünüyor.
Bu adada bu oyun yıllarca oynandı.
İki tarafın milliyetçileri birbirlerini beslediler. Türk milliyetçiliği, Rum ve Yunan milliyetçiliğini besledi. Rum ve Yunan milliyetçiliği de Türk milliyetçiliğini besledi.
Tam artık bu eskide kaldı, şimdi yeni şeyler söyleniyor derken, bir anda kendimizi aynı oyunun içinde bulduk.
Olmadı.
Yakışmadı.
Hele bir durun, biraz soluklanın. Sağlıklı ve ileriyi gören bir anlayışla süreci yeniden değerlendirin.
Bırakın oyun oynamayı. Oyun oynama zamanı geçti. O eskidendi. Şimdi artık karşılıklı suçlama oyunu oynama yerine çözüme odaklanma zamanıdır.
Çözüm olmadan bu adada ne huzur, ne güven, ne de ekonomik gelişme ve refah sağlanabilir.