1. YAZARLAR

  2. İbrahim Özejder

  3. Hellim’in AB’de Tescili: Gerçek ve Okur Algısı
İbrahim Özejder

İbrahim Özejder

Hellim’in AB’de Tescili: Gerçek ve Okur Algısı

A+A-

 

• YDÜ İletişim Fakültesi öğrencileri, “Hellimin Kıbrıs ürünü olarak AB’de tescili” konusunda okur algısını öğrenmek amacıyla bir araştırma yaptı

• Meltem Sonay’ın haberi örneğindeki gibi gerçeğe uygun haberler, okurun gerçeği öğrenmesine yetmiyor.
 
Gazetecilikle ilgili en kutsal kavram haberdir ve haberin birinci unsuru da gerçekliktir. Yani haber gerçeği aktarmalı veya gerçeğin ne olduğu konusunda okurda doğru algı yaratmalı. Hellimle ilgili küçük araştırmamızdan da anlaşılacağı gibi bu çok kolay olmuyor.

Öğrenciler okura sordu

Hellimin Kıbrıs ürünü olarak AB’de tescili girişimleri konusunu medya izleyicisinin nasıl algılağını öğrenmek amacıyla bir grup YDÜ İletişim Fakültesi öğrencisi ile dar kapsamlı bir araştırma yaptık.

Öğrenciler ev, mahalle, sokak, kantin, işyeri gibi kolay ulaşılabilir mekanlarda, tesadüfi yöntemle toplam 38 medya izleyicisine tek bir soru yönelttiler:

“Hellimin Avrupa Birliği’nde Kıbrıs ürünü olarak tescil edilmesi girişimleri hakkında ne biliyorsunuz?”

14 kişi ‘bilgim yok’ derken, 24 kişi gelişmelerden haberdar olduğunu belirtti. Ancak 24 kişinin sadece 5’i olayın ne olduğunu doğru açıkladı. 19 okurun ise konuyu algısı, hellimin tesciliyle ilgili gerçeklerden uzaktı.

Okurlar ne dedi

Öğrencilerin sorularına okurların verdiği yanıtlardan birkaçını aktarmak, gelişmeleri nasıl algıladıklarını görmek açısından yararlı olacaktır:

- Hellim Kıbrıslı Türklere özgü bir ürün. Rumlar sahip çıkmaya çalışıyor. Tıpkı Yunanistan’ın baklavayı sahiplenmesi gibi.
- Rumlar hellimi kendi ürünleri diye tescil edecekler. Halbuki ortak bir ürün olduğunu dünya alem bilir.
- Anlaşmazlık yok bence. Her iki kesim de hellimin üretimini denetleyecek konumda olmalı.
- Türkiye’de de üretildiği için Rum tarafı ve KKTC arasında anlaşmazlık var.
- Rumlar, AB’ye sadece ‘hallumi’ adıyla tescil etmek ister. Biz ‘hellim’ adı da olsun istedik.
- İki taraf ortak bir fabrikada üretip AB’ye hem hellim hem de hallumi adıyla satmalı.
- Rumların hallumi adıyla patent başvurusu sonuçsuz kalmış, hellimin patenti KKTC’ye verilmiştir.
- Zaten Rumlar ‘her şey bizimdir’ der.
- Rakı da Rumundur, hellim de… Çünkü onlar sahip çıkarlar, biz çıkamıyoruz.

Yanıtlara göre hellimin tescili, Türklerle Rumlar arasında bir çatışma alanıdır. Gerçekten de tescil girişimlerinde bu çatışmanın belli izlerini görebiliriz. Ama bu Rum yetkililerin, hem hellim hem de hallumi adına AB’ye tescil başvurusu yaptıkları gerçeğini değiştirmez. İster iyiniyet, ister zorunluluk sonucu olsun gerçek bu…

Ama okur bu gerçeği bilmiyor, sadece hallumi adının tescilde kullanıldığını zannediyor.


Peki, gerçek nedir?

Bu basit soru, bize haberciliğin en önemli görevini hatırlatır, GERÇEĞİ AKTARMAK. Ancak Kıbrıs Türk medya izleyicisinin, her konuda gerçeği öğrenebildiğini iddia edemiyoruz.

Hele haber konusu Kıbrıs’ın Kuzey’i ile Güney’i arasında bir mesele ise geleneksel savunma-saldırı refleksleri devreye giriyor ve gerçeğin önüne adeta bir sis perdesi çekiliyor.

‘Demeç’ haberciliğinin ötesi

Neyse ki, medyamızda gerçekleri öğrenmemizi sağlayan haberler de yok değil. Hellim konusunda, Meltem Sonay’ın 24 Mart’ta Yenidüzen’de yayınlanan haberi, gerçeğe sadık, komple ve anlaşılır örneklerden biriydi. Hellimin tesciliyle ilgili daha önce hiç bir haber okumayan birisi bile, bu haberle  neler olup bittiğini öğrenebilirdi.

Meltem Sonay’ın haberinin özeti şöyle:
“… Kıbrıs Cumhuriyeti adına Rum yetkililer, hellimin Kıbrıs ürünü olarak Avrupa Birliği’nde hem Hallumi hem hellim adıyla tescili amacıyla başvuru yaptılar. Rum yetkililer, hellimin Kuzey Kıbrıs’ta da üretilebileceğini, ancak üretimin belirlenecek standartlarda yapılmasıyla ilgili denetimin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yetkisinde olacağını belirttiler… Kıbrıslı Türk yetkililer ise bunu kabul etmiyor, Kuzey’deki denetimin Kıbrıslı Türk kuruluşlar(mesela Sanayi Odası) tarafından yapılabileceğini iddia ediyorlar… Tescilin Ocak 2016’da gerçekleşmesi bekleniyor…Denetim sorunu henüz çözülebilmiş değil…”

Peki, iyi ve gerçeğe sadık haberler, okurun olayları doğru algılamasına yeter mi? Hellimin örneğinde de görüldüğü gibi, 3-4 yıldan beri zaman zaman gündemimize giren bu konuda, okur, gelişmelerin gerçeğini aktaran haberler yanında, propaganda nitelikli sayısız haber ve demeçle de karşılaşmıştır.

Maalesef ‘demeç’ ağırlıklı bir haber medyamız var ve bu habercilerin okura yönelik sorumluluğunu olumsuz etkiliyor.


Teşekkür: Araştırmaya katkılarından dolayı YDÜ İletşim Fakültesi öğrencileri Emre Bayram, Erol Kanlıada, Kurtuluş Sözmen ve Şirin Kazar’a çok teşekkürler.

Hatırlatma:

Yanlış: Halloumi
Doğru: Hallumi…
Çünkü, Rumca(Yunanca) kelimeler Türkçe ‘de okunduğu gibi yazılır.

Bu yazı toplam 2186 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar