1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. HELLİMLİ ŞOVENİZM
Sami Özuslu

Sami Özuslu

HELLİMLİ ŞOVENİZM

A+A-

Avrupa Birliği’nin hellimle ilgili kararları adeta bir ‘turnusol kağıdı’ gibi oldu. Kimin ne olduğu bir kez daha anlaşıldı.

Vatan-millet konularında nutuk sallarken harman kadar yere sığamayanların, üreticilerimizin dünyaya açılmasını istemedikleri ortaya çıktı.

Çok net olarak görüldü ki ‘ambargo’ları ağzından düşürmeyen, bunun için yedi düvele harp ilan edenler aslında açılan kapılardan, doğan fırsatlardan mutluluk değil, üzüntü duyuyorlar.

Hellim kararları kimilerinin kafasındaki takkeyi, bazılarının da yüzlerindeki maskeyi düşürdü.

Toplum bunları gördü, kimin hangi dertte olduğunu anladı.

On binlerce insanın ekmek yediği, Kıbrıs denilince akla ilk gelen birkaç kavramdan biri olan ‘hellim’in Türkçe ismiyle AB’de tescil edilmesinden kim, neden mutsuz olabilir ki?

500 milyonluk AB ve de AB’nin ticaret anlaşması bulunan onlarca başka ülkenin pazarına girme imkanı sağlanmışken ‘oyuna geldik’ gibi absürt, tuhaf, anlaşılmaz bir tutumun ‘ideolojik saplantı’ ötesinde bir mantığı olabilir mi?

Emin olun, AB yarın Türkçe’yi resmi dil yaparsa bundan da maraz duyacaklar!..

Durum bu yani…

Vahim…

***

Hellimle ilgili kararları reddedenler ve bin bir çeşit kaygı dile getirerek bu adımı küçümsemeye, süreci akamete uğratmaya çalışanlar geçmişten bu yana topluma hep zarar verdiler.

Kıbrıs Türk ekonomisinin bu hallere gelmesinde en önemli köşe taşı olan meşhur ABAD kararının müsebbibidir bu zihniyet…

Kıbrıs’ta çözümsüzlüğü, yani taksimi savunan, savunamadığı zamanlarda ise ‘çözüm isterim amma’ diyerek ‘yeri ve yeni dar gelin’ gibi davrananların zihniyetidir bunlar…

‘Açılırsa çarşımız mahvolacak’ diyerek Lokmacı kapısının açılmasına engel olmaya çalışanlardır şimdi de hellimin AB’ye açılmasını engellemek isteyenler…

Kıbrıslı Türkleri kapana sıkıştırmak, dünyadan koparmak, kurulu düzenlerini ve menfaatlerini korumaktır onların tek derdi, gailesi…

Şovenizm dilidir onlarınki… ‘Öteki’ vardır, ‘düşman’ vardır, ‘hainler’ vardır hep söylemlerinde…

Oysa hellim kararları son derece önemli… Hem ekonomik anlamda, hem de yeniden yakınlaşma ve Kıbrıs’ta ortak bir geleceğe adım atabilme anlamında…

Zaten hellim kararlarından maraz etmelerinin sebebi de bu…

Toplum moral bulmasın, dünyaya açılabilmek için bir ışık görmesin. İstedikleri bu…

Hellimle ilgili bizdeki tartışmaları biri duysa şaşıracak. “Yahu” diyecek, “Siz zaten konunun resmi bir tarafı değilsiniz ki…”

Neden?

AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti’dir de ondan…

Sanki birileri bizi standartlara uygun hellim üretelim de AB üyesi ülkelere satalım diye zorluyormuş gibi bir hava yaratılıyor.

İstemezseniz karar alın, AB’ye hellim satışını yasaklayın!

Keyif sizin değil mi?

Bu kadar maraz edeceğinize, ‘hellimli şovenizm’ yapacağınıza ‘gereğini’ yapın da görelim!

Bu yazı toplam 2015 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar