“Hem arıları korumak lazım, hem de doğayı”
Babasından devraldığı ‘arıcılığı’ meslek edinen Alper Toprak, ‘kalitenin formülünü’ veriyor. “Arıcılık çok zaman isteyen bir iş, sürekli ilgilenmeniz gereken bir iş. Canlı bir havyanla, doğayla bire bir çalışıyorsunuz"
Alper Toprak, babasının bir ‘merakla’ başladığı arıcılığı devralarak meslek edinen genç bir üretici…
Yaklaşık 9 yıldır yaptığı bu işin püf noktalarını ve arılarla çalışmanın inceliklerini YENIDÜZEN’le paylaşan Toprak, mesleğinin yanı sıra, ‘doğa sevgisi’ ile dikkat çekiyor…
“Arıcılık işini babamdan devraldım… Babam ailemizdeki ilk bal üreticisiydi, o da bu işe, içine doğan bir merak ile başlamıştı” diyen Toprak, arıcılığın ailesi içerisinde 20 yıla aşkın bir geçmişi olduğunu belirtiyor…
Arıcılığın zor ama zevkli bir iş olduğunu ifade eden Alper Toprak, “Arıcılık çok zaman isteyen bir iş, sürekli ilgilenmeniz gereken bir iş. Canlı bir havyanla, doğayla bire bir çalışıyorsunuz, hem onları korumanız gerek, hem de doğayı ki kaliteli bir ürün ortaya çıksın” diyor.
Peteklerin sandıklar içerisinde bal odalarına taşındığını, daha sonra arıların ördüğü mum tabakasının ayrıldığını ve balın bu şekilde toplandığını belirten Toprak, teknik yönleri de paylaşıyor…
Toplanan balın daha sonra bir süre boyunca dinlendirilip en son aşamanın da ambalaj kısmı olduğunu söyleyen Toprak, “Bal aslında bozulmayan bir ürün... Kavanozlarda her ne kadar çok belirli bir tarih yazsa da, bal doğru saklandığı sürece, bozulmayan gıdalardan biridir” diyor.
Toprak mesleğin inceliklerinin yanı sıra, arılar hakkında ilginç bilgiler de paylaşıyor... Arıların propolis veya arı zamkı olarak bilinen bir madde yarattıklarını ve bu maddeyi kovanlarındaki petekleri sterile etmek için kullandıklarını ifade eden Toprak, bu maddeyi aynı zamanda dışarıdan gelen yabancı böceklere, mantarlara ve bakterilere karşı korunmak, bal peteklerini güçlendirmek için kullandıklarını da ekliyor…
Dışarıda polen bulan işçi arıların kovana geri dönüp, kovan ortasında diğer arılara dans ederek bulduğu polenin yönünü tarif ettiğini söyleyen Toprak’ın doğa sevgisi, “Arılar gerçekten çok değerli hayvanlar” sözleriyle ortaya çıkıyor.