Bir trafik kazası...
Nerede oldu?
Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu’nda...
Bu yolun ismi kulağa, “sanki Lefkoşa’nın Güney Çevre Yolu varmış gibi” geliyor...

-*-*-

Neyse!
Bu yol tamamlandı mı?
Hayır tamamlanmadı!
Ama trafiğe açıldı!
Mesela yolu Mağusa istikametinden gelip Girne’ye dönülecek kavşağı bitmedi...
O bitmeyen kavşakta tüm araçlar Lefkoşa’ya yönlendiriliyor... Girne’ye gidecek olanlar, Gönyeli Çemberi’nden bir tur atıp geri geliyor. Haliyle günün her saatinde, her anında çemberdeki kilitlenme artırılıyor...

-*-*-

Haaa yolun bitirilmeyen en önemli yanı mı?
Trafik levhaları çok eksik...
Ve zifiri karanlık!

-*-*-

21 yaşında bir genç...
Zifiri karanlıkta aracın kontrolünü kaybediyor, kaza yapıyor ve ölüyor...

-*-*-

Bu çocuğun, gencin ölümü öyle o kadar basit olmamalı...
Çünkü “siz” evet “siz”, bu yol bitirilmeden, törenle açılışını yaptığınız için suçlusunuz!

-*-*-

Umurunuzda mı?
Değil!
Ama sakın unutmayın; 21 yaşındaki bir insanın bu kadar basit bir şekilde hayata veda etmesi, sizin saçma sapan egemen eşit devlet iddianıza ve şov amaçlı açılış saçmalıklarınıza en acı yanıttır!
Bu çocuğun ve benzer nedenlerle yaşamdan kopmuş herkesin günahı, eminim boynunuzda olacaktır veya olmalıdır!

-*-*-

Haaaa gerçekten hiç umurunuzda değil...
Tıpkı, ülkede kanser hastaları için ilaç kalmadığı gibi...
Neredeyse iki aydan beri KKTC’de kanser hastalarına verilmesi gereken ilaç yok...

-*-*-

Cidden zerre umurunuzda değil...
Elektrikte yaşadığımız veya yaşattığınız kaos yanında, soktuğunuz kazığı da hiç sorun yapmıyorsunuz...
Hatta sapık ve sadist bir bakış açınız var bu konuda; toplum kazıklandıkça, zevk alıyor gibisiniz!
Utansanız, umursasanız, o trafik kazasından sonra ya da kanser ilacı alamadığınızdan dolayı yapmanız gerekeni yapar, defolup gidersiniz; istifa edersiniz!

-*-*-

Elektronik haberleşmeyle ilgili ihalede kaos yaşatıyorsunuz...
Girne Hastanesi ihalesini ebenizin çıkrığına çevirdiniz...
TÜK’ü soyuyorsunuz...
Liman’daki indirme – bindirme ihalesindeki rüşvet kokusunda tuz dahi kokmuş durumda!

-*-*-

En üst seviyede devlet yöneticilerinizin, hellim – ekmek ister gibi rüşvet istediği konuşuluyor...
En son Lefkoşa ve Bafra’da otelleri bulunan bir Türkiyeli gruptan rüşvet istediğiniz dedikodusu, iki ülkenin cumhurbaşkanları seviyesinde konuşulan bir konu haline gelmiş!

-*-*-

Haaa, ülkede pahalılık; patates ithalatı ile ilgili garip tavır; açık açık ve gözümüze baka baka yapılan insan kaçakçılığı; özellikle artan uyuşturucu kullanımı ve üzerine eğitimdeki çıkmazlar... 

-*-*-

Ne mi yapabilirsiniz?
İstifa edin!
Hemen şimdi!

-*-*-

Erken seçim çözüm mü?
Elbette önce Kıbrıs sorunu çözülmelidir, sonra sistem değişmeli ya da temizlenmelidir...
Ama bu seviyede bir yönetim laçkalığı, bu seviyede bir kirlilik, 1983 ya da 1958’den bu yana hiç yaşanmamıştır!
Rica ediyorum; lütfen gidiniz!
Hem Ersin Tatar hem de mevcut hükümet derhal istifa etmelidir...
Bu toplum, bu seviyede bir tarihi rezaleti, daha fazla yaşamamalıdır...

-*-*-

Ve son bir not; Kıbrıs sorunu dedik ya... 
Onu da yüzünüze gözünüze bulaştırdınız ki bu da içteki kokmuşluğun, çökmüşlüğün, kirin, pasın üzerine tuz biberdir!

YORUMSUZ!

Aysel Tuğluk…
Türkiye’de bir Kürt siyasetçi… 
2016'dan beri tutuklu olan ve geçen yıl demans teşhisi konulan eski HDP Genel Başkan Yardımcısı…

-*-*-
 
Geçtiğimiz gün, Kocaeli Kandıra 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nden tahliye oldu. 
Türkiye’de Adli Tıp Kurumu (ATK) Tuğluk için "Cezaevinde kalamaz" raporu vermişti. 
Tahliye olan kadın siyasetçinin, İstanbul'da ailesiyle yaşaması ve tedavisini sürdürmesi bekleniyor.
Tuğluk hakkında, "terör örgütü yöneticisi olmak"  suçlamasıyla verilen 10 yıllık hapis cezası, Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından 25 Şubat 2020'da onanmıştı…

-*-*-

Teröristti – değildi tartışması değil konumuz...
Anlatmak istediğim veya yazacağım şey, Türkiye medyasında öyle ön sayfalarda çok okuyabileceğiniz bir şey değil...
Okuduğum andan itibaren uykularımı kaçıran bir konu...

-*-*-

Aysel Tuğluk’la ilgili her hangi bir yorum da yapmayacağım... 
Sadece tutukluyken yaşadığı bir olayı “sıfır yorum”la aktarmaktır amacım...

-*-*-

BBC’nin Türkçe Servisi’nin yayınından bu konuyu birlikte okuyalım; dileyen dilediği yorumu yapsın; hatta dileyen “acaba bir gün sıra bize de gelecek mi?” sorusunu düşünsün:

-*-*-

“... Aysel Tuğluk'un annesi Hatun Tuğluk, 13 Eylül 2017 günü, Ankara'da 78 yaşında hayatını kaybetti. 
O sırada 1,5 yıldır tutuklu bulunan Aysel Tuğluk'un, cezaevinin özel izniyle cenaze törenine katılmasına müsaade edildi.”    

-*-*-

“Ankara'daki İncek Mezarlığı'na defnedilen Hatun Tuğluk'un cenazesi, ‘Burada şehit cenazesi var, buraya terörist cenazesi gömdürmeyiz, gömseniz de çıkartır parçalarız’ diyen taşlı sopalı bir grubun saldırısı üzerine gömüldüğü yerden çıkarıldı.”

-*-*-

“Saldırıların devam etmesi üzerine Hatun Tuğluk'un cenazesi Tunceli'ye götürüldü.
Jandarma gözetiminde cenaze törenine katılan Aysel Tuğluk, tüm yaşananlara şahit oldu. 
Aysel Tuğluk'un avukatları, ailesi ve arkadaşları, bu olayların demansı tetiklediği ve hızlandırdığına inanıyorlar.”

“... Allah'ından utansın dönenler geri; / Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa...” 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun...