“Hem gelir fazlası var, hem kasada açık”
“Hayat Pahalılığı”na isyandayız.
Haklıyız, çünkü hayat pahalı...
Peki “ucuzlama” şansı var mı?
Hem var, hem yok!
Eğer ortak gelirlerimizi bölüşenler, toplumun bütününün nefes alması adına, kendi payları oranında bir fedakarlık yaparlarsa!
Ve Türkiye “mali kaynak aktarımı” yönündeki sorumluluğunu yerine getirir, özellikle de Kıbrıslı Türklerin Türk Lirası kullanımından doğan “kaybını” karşılarsa!
Epeyce “zor” bir denklem.
Bu bir gazeteci gözü, ekonomistler ne der, bilemem!
Çelişkiler arasında mücadele
---
Hayat pahalılığı karşısında korunan memurlar dahi isyan ederken, siz bir de, asgari ücret mahkumu güvencesizlerin halini düşününüz.
Ne yaman bir çelişki!
Mesela bizim 2 bin 900 lira maaşlı gazeteciler, devletin 7 bin maaşlı memurlarının grevini takip ettiler.
“Adaletsiz” paylaşım
---
Aslında ada yarısında gelir-gider dengesi anlamında abarttığımız kadar “hazin” bir tablo yok.
Sorun paylaşımın “adaletsiz” olmasından kaynaklanıyor.
Bir de “alım gücü”nü artıracak adımları atacak yürek yok.
Çünkü toplumun bütününün alım gücünü yükseltmek, örneğin akaryakıtı yarı fiyatına kullanmak, telefonda daha hesaplı iletişim sürdürmek demek, “genel bütçe”nin gelirlerinin azalması anlamına geliyor.
Toplumun bütünü yerine, “genel bütçe”den aslan payını alanlar korunuyor.
İlk çeyrek rakamları
---
Size bazı rakamlar vereceğim.
OCAK-ŞUBAT-MART aylarının yani yılın ilk çeyreği verilerinden söz ediyorum.
- 1 milyar 417 milyon TL gelir var.
- 1 milyar 362 milyon TL gider!
- “Ortak Kasa”mızın aslında 53 milyon 74 bin lira artıda olması gerekiyor.
- Oysa ilk çeyrek için 20 milyon TL gibi ekside!
Niye?
Çünkü “güvenlik” ödemeleri de buradan yapılmış.
Biliyorsunuz, güvenlik aslında Türkiye’ye bağlı!
(Yani geçici 10’uncu madde ile yönetim oradayken, bir süredir ödeme burada.)
Tabii geleneksel sendikal zihniyete sorsanız, bu parayı da “maaş, ek mesai, tahsisat” isteyecek.
Oysa ilk ihtiyaç: Yatırım.
Tarıma destek 76 milyon TL
---
Hep söyleniyor ya, “gelirlerin tamamı neredeyse maaşlara” gidiyor.
Evet, kısmen doğru.
Çünkü kamudaki memur ve işçi maaşları dışında; cari transferlerin çoğunluğu da “maaş” gibi.
Yine de “tümü maaşlara gidiyor” demek haksızlık!
Niye?
- İlk çeyrekte 23 milyon 528 bin lira yatırıma harcanmış.
- Mal ve hizmetler için 63 milyon 934 bin TL ödenmiş.
- Tarım desteği, bu rakamın da üzerinde, 76 milyon 618 TL.
İnsan buna da şaşıyor!
Devletin üç aylık harcamalarından daha fazlası tarıma destek verilmiş ama traktörler yine de yollarda!
İlk çeyrekte turizm ve spora ayrılan kaynak da 6.7 milyon TL.
Bu ‘küçük’ ekonomi
---
“Gelirlerin tümü maaşlara anca yetiyor” demek şu açıdan da doğru bir bilgi olmaz.
2019 bütçesinde yatırımlara ayrılan pay 180 milyon TL.
Bu “küçük ekonomi” için önemli bir kaynak.
Nereden anlıyoruz?
Türkiye’nin yeni sene için altyapı yatırımları, reel sektöre katkı içinde yer alan teşvik ve destek ödemeleri, ayrıca geçen yıldan devreden yükümlülükler için planladığı para da 240 milyon TL.
Maaşlara dağılım
---
Yine de tamamı değilse dahi “gelirlerin aslan payı maaşlara gidiyor” dersek çok yalan olmaz.
İlk çeyreğe bakalım.
- 500.559 milyon TL personel gideri…
- Cari transferler de maaş niyetine...
- 29 milyon sosyal güvenlik…
- 380 milyon 772 bin TL emekli, özürlü maaşı…
- 27 milyon 541 bin TL özel sigorta maaşı…
- 82 milyon 983 bin TL sigorta primi…
- 20.6 milyon TL BRT’ye…
- 92.8 milyon TL belediyelere…
- 6.8 milyon TL Türk Ajansı Kıbrıs’a, Yayın Yüksek Kurulu’na, Toprak Ürünleri’ne…
Bunlara ek DAÜ var, LAÜ var.
Bir de burslar var.
- İlk üç aylık dilimde…
- 1.4 milyar TL gelirin…
- 1.1 milyardan fazlası maaşlara gitmiş.
“Gelirler” kaleminde yer alan fonları azaltırsanız “alım gücü” artar!
Örneğin, ilk üç ayda akaryakıt, sigara, içkiden elde edilen fon gelirleri 169 milyon 663 bin TL.
AKARYAKIT da MOBİL İLETİŞİM de “yarı fiyatına” olabilir.
Eğer “gelirleri” pay edenler biraz fedakarlığa hazırsa!
Ya da yeni gelirler yaratılırsa...