“Hem kayıp yakınları, hem de Kıbrıs’ın geleceği için, kayıp şahıslar konusunun ivedilikle çözümü, aciliyet teşkil etmektedir...”
Birleşmiş Milletler’in Zorla ve İstem Dışı Kayıp Edilmelerle ilgili Çalışma Grubu uzmanları, Kıbrıs’taki temasları ardından çağrıda bulunarak “Hem kayıp yakınları, hem de Kıbrıs’ın geleceği için, kayıp şahıslar konusunun ivedilikle çözümü aciliyet teşkil etmektedir” dedi.
Lefkoşa ve Cenevre’de dün yapılan açıklamada “Kıbrıs’ta kayıp yakınlarının haklarının yerine getirilmesi için daha fazla ilerlemeye ihtiyaç duyulmaktadır” denildi... Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin daveti üzerine adaya resmi bir ziyaret yapan ve bu ziyareti dün tamamlayan Birleşmiş Milletler Zorla ve İstem Dışı Kayıp Edilmelerle ilgili Çalışma Grubu delegasyonunun açıklamasını, okurlarımız için Türkçeleştirdik. Kıbrıs’taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü tarafından medyaya dağıtılan açıklamada özetle şöyle denildi:
*** Kıbrıs’taki iki toplumlu Kayıp Şahıslar Komitesi’nin uzun vadeli çalışması nedeniyle kayda değer başarıları tanırken, son yıllarda aramalarla ilgili ilerlemelerin yavaşlamış olduğunu ve hala aşılması gereken önemli sorunlar olduğu belirtilmektedir.
*** Uzmanlar, kazıların, kimliklendirmelerin ve kalıntıların ailelere iadesi için ivedi önlemler için çağrıda bulunarak “1963/64 ve 1974 olaylarının üstünden onlarca yıl geçmiştir, pek çok kayıp yakını, sevdiklerinin akibetini ve nerede olduğunu öğrenemeden hayatını yitirmektedir” diyerek sözkonusu bilgilerin var olduğunun ancak tam olarak kullanılmadığının altını da çizdi.
*** Çalışma Grubu, bu çerçevede “Kıbrıs’taki kayıp şahıslar konusunun depolitize edilmesinin ve gerçekten de bunun bir insan hakları ve insancıl bir konu olarak ele alınmasının zorunlu olduğunun” altını çizdi, “tüm ilgili tarafların bu konunun çözümünde tam bir işbirliği için koşulsuz bağlılıkları ve kurbanlar ile onların akrabalarına en büyük önceliği vermeleriyle ancak daha etkili sonuçlara ulaşılabilir. Zaman tükeniyor” dedi.
*** Uzmanların açıklamasında, “Güvensizliği ve içerilemeyi bir yana koyarak nihayetinde tüm ailelerin acı ve ızdırabına bir son vermek zorunludur. Bu konuda yeniden yakınlaşma ve sosyal bütünlük için yürütülen özellikle iki toplumlu insiyatifler ve etkinlikler tam olarak desteklenmelidir” denildi.
*** Uzmanlar, Kıbrıs’ta yakın geçmişte özellikle sivil toplum içerisinde kayıp edilmelerle ilgili veriler ve bunların hangi koşullarda gerçekleştirilmiş olduğunu netleştirebilecek olan hakikati anlatmaya yönelik bir mekanizmanın oluşturulmasının tartışılmakta olduğuna da dikkati çektiler.
*** Açıklamada, “Konuyla ilgili görüşmüş olduğumuz neredeyse tüm ilgili taraflar, kurbanlar, kayıp yakınları ve bir bütün olarak toplum için gerçeği ortaya koymanın öneminin altını çizmişlerdir. Çalışma Grubu, yeniden yakınlaşmaya yol açabilecek bu düşüncenin dikkatle ele alınmasını tavsiye etmektedir” denildi.
*** “Olası zorla kayıp edilmeler dahil, bireylerin kayıp edilmesine yol açan insan hakları ihlalleriyle ilgili olarak cezai sorşturmalarda ve konuşturmalarda herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini” kaydeden uzmanlar, “Hakikat, tazminatlar ve anılaştırmayla birlikte bunun da zorunlu ayaklardan biri olmasına karşın, Kıbrıs’ta hesap verilebilirlik konusuna pek az vurgu yapılmaktadır” dediler.
*** Zorla kayıp edilmelerin önlenmesiyle ilgili olarak da Çalışma Grubu gerek denizde, gerekse Yeşil Hat üzerinde insanların geriye itilmesine ilişkin aldıkları bilgilere ilişkin kaygılarını dile getirdiler. Adaya gelişlerde artan sayıların yaratmakta olduğu başedilmesi gereken sorunları kaydederken uzmanlar “Zorla kayıp edilme tehlikesiyle karşı karşıya bulunacağına ilişkin önemli gerekçeler olduğuna inanılan durumlarda uluslararası hukuk herhangi bir şahsın geri gönderilmesini açık biçimde yasaklamaktadır” dedi.
*** Uzmanlar ayrıca zorla kayıp edilmelerinin önlenmesine bir tedbir olarak yeterli hukuki bir çerçeve yaratılması için çağrıda da bulundu. Uzmanlar, “Bazı önlemler derhal alınabilir, örneğin “Tüm Şahısların Zorla Kayıp Edilmekten Korunması İçin Uluslararası Konvansiyon”un ratife edilmesi ve ceza hukuğunda zorla kayıp edilmelere ilişkin bir suçun dahil edilmesi buna dahildir” dedi.
(Birleşmiş Milletler Zorla ve İstem Dışı Kayıp Edilmelerle ilgili Çalışma Grubu uzmanları, Başkan-Raportör Bay Luciano Hazan, Başkan Yardımcısı Bayan Aua Balde, Bayan Gabriella Citroni, Bay Henrikas Mickevicius ve Bay Tae-Ung Bai’den oluşmaktadır. Bu Çalışma Grupları, İnsan Hakları Konseyi Özel Prosdürleri olarak bilinen mekanizmanın parçasıdır. Özel Prosedürler, BM İnsan Hakları sisteminde en büyük bağımsız uzmanlar grubudur – dünyanın her yerinde belirli ülkelerdeki durumları veya tematik sorunları ele alan, Konsey’in bağımsız araştırma ve izleme mekanizmalarının genel adıdır. Özel Prosedürler uzmanları, gönüllülük temelinde çalışırlar; Birleşmiş Milletler personeli değildirler ve çalışmaları nedeniyle maaş almazlar. Hükümetlerden veya örgütlerden bağımsız biçimde, bireysel kapasiteleriyle hizmet ederler.)
(Özetle derleyip Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ/YENİDÜZEN)
*** BM İnsan Hakları uzmanları, Kıbrıs’taki temasları ardından basın toplantısı düzenledi:
“Kıbrıs’ta kayıplarla ilgili sorumluluk konusuna çok az vurgu yapılıyor...”
Lefkoşa, 12 Nisan 22 (TAK): Birleşmiş Milletler (BM) insan hakları uzmanları, Kıbrıs’taki kayıp şahısların yakınlarının haklarının yerine getirilmesi için “daha hızlı ilerleme” kaydedilmesi gerektiğini söyledi.
Kıbrıs’ta kayıp şahıslar konusunun siyasileştirilmemesinin ve konunun tamamen bir insan hakları ve insani konu olarak ele alınmasının önemine işaret eden BM uzmanları, adadaki iki lidere Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmalarına yönelik desteklerini devam ettirmeleri çağrısında da bulundu.
Geçen hafta salı günü Cenevre’den Kıbrıs’a gelerek adanın her iki tarafında kayıp şahıslarla ilgili temaslarda bulunan “BM Zorla ya da İstem Dışı Kaybedilmelerle İlgili Çalışma Grubu” heyeti, adadaki temaslarını tamamlamalarının ardından basın toplantısı düzenledi.
Lefkoşa’da ara bölgede Dayanışma Evi’nde yer alan basın toplantısında, BM Çalışma Grubu Heyeti Başkanı ve Raportörü Luciano Hazan, Heyet Başkan Yardımcısı Aua Balde ve üye Henrikas Mickevicius, adadaki temasları ve çalışmalarından elde ettikleri ön bulguları paylaştı.
Uzmanlar, özellikle zorla kaybedilmeler kapsamında mağdurların hakikat, adalet ve onarım hakkı, hafızanın korunmasına yönelik çabalar ve zorla kaybedilmelerin önlenmesine yönelik önlemlere odaklanarak, Çalışma Grubu’nun yetki alanına ilişkin konularda adada incelemelerde bulundu. Heyet ayrıca, adanın bazı bölgelerine saha ziyaretleri de yaptı.
LUCIANO HAZAN
Basın toplantısında ilk sözü alan Luciano Hazan, Kıbrıslırum yönetiminin davetiyle geçen salı günü Kıbrıs’a ziyarette bulunarak, adanın her iki tarafından yetkililer, Kıbrıs’taki Kayıp Şahıslar Komitesi (KŞK), kayıp şahıs yakınları, sivil toplum örgüt temsilcileri, BM yetkilileri ve diğer ilgili paydaşlarla görüşmeler yaptıklarını söyledi.
Hazan, Kuzey’deki temasları kapsamında, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve danışmanları, kayıp şahıs yakınları, insan hakları savunucuları, akademisyen ve hukukçularla sivil toplum örgütleriyle görüşmeler yaptıklarını bildirdi.
Hazan, heyetin ziyaretinin, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin resmi verilerine göre Kıbrıs’ta 1963/64 ve 1974 olayları sırasında kaybolan 2 bin 2 kayıp kişiden 776 Kıbrıslı Rum ve 201 Kıbrıslı Türk’ün hala kayıp olmasından dolayı olduğunu belirtti.
Heyetin Kıbrıs’taki temasları kapsamında elde ettiği ön bulgularla ilgili bazı bilgiler paylaşan Hazan, Çalışma Grubu çalışmaları sonucunda yazacakları kapsamlı raporun eylül ayında, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’ne sunulacağını söyledi.
“KŞK İYİ ÖRNEK”
Hazan, heyetin adadaki ön izlenimlerinden birinin Kıbrıs’taki Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmalarına ilişkin olduğunu ifade ederek, iki toplumlu tecrübeyle Kayıp Şahıslar Komitesi’nin “iyi örnek” teşkil ettiğini söyledi. Hazan, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin iki toplu ekibinin sahadaki kazı çalışmalarını yerinde izleme olanağı bulduklarını da söyledi.
Komitenin çalışmaları neticesinde KŞK listesinde yer alan 2 bin 2 kayıp kişiden yarıdan fazlasına ulaşılarak, bu kayıpların kimliklendirildiğine işaret eden Hazan, Çalışma Grubu’nun, adadaki iki liderin, BM ve uluslararası donörlerin Kayıp Şahıslar Komitesi’ne desteğinin devam etmesi umudunu dile getirdi.
Hazan, BM heyetinin; Kayıp Şahıslar Komitesi’nin süregelen çalışmaları sayesinde elde edilen önemli başarıları takdir ederken, son yıllarda, arama çalışmalarının yavaşlamış olduğu ve önemli zorluklar hala sürdüğüne dair birtakım bilgiler aldıklarını da belirtti. Hazan, şöyle konuştu:
“Bildiğiniz gibi 1963/64 ve 1974 olaylarından sonra yıllar geçti ve birçok kayıp yakını sevdiklerinin akıbetini ve nerede olduklarını bilmeden hayatlarını kaybediyor. Birçok kayıp yakını ile görüştük ve bu sürecin yavaşlamasından duydukları hayal kırıklığını dile getirdiler. Ayrıca görüşmelerimizde kayıplarla ilgili bilginin bulunduğu ancak bunların etkin bir şekilde değerlendirilmediği yönünde bilgi aldık. Ve özellikle, siyasi ya da bazı başka nedenlerin; belirlenen bir alanda araştırmanın yapılmasının ilerletilmesine ilişkin kararlarda önemli rol oynadığına dair bilgiler aldık. Bu, Çalışma Grubu için endişe verici konudur çünkü bu durum arama sürecini etkiledi ve etkilemeye devam etmektedir. Biz ayrıca, siyasi nedenler ya da güvensizlik nedeniyle olası toplu gömü alanlarına ilişkin gerekli bilgilerin taraflar arasında paylaşılmadığı yönünde bilgi aldık.”
Hazan, “Bu bakımdan BM Çalışma Grubu, Kıbrıs’taki kayıp kişiler konusunun siyasileştirilmemesinin gerekli olduğunu ve bu konunun tamamen bir insan hakları ve insani konu olarak ele alınması gerektiğini vurguluyor” dedi.
Luciano Hazan, kayıplarla ilgili çalışmalarda daha etkili sonuçların, “ilgili tüm paydaşlar arasında bu konunun çözümü için etkin iş birliği ve kayıplar ve kayıp yakınlarının haklarına öncelik verilmesi için kayıtsız şartsız bir taahhüt ile mümkün olabileceğini” belirtti.
Hazan ayrıca, Kıbrıs’ta yaşanan olaylar sırasında askeri ya da polis mevcudiyeti bulunduran ülkelerin ve organizasyonların arşivlerindeki bilgilere ulaşımda yaşanan eksikliklerin aşılması gerektiğine işaret ederek, “Kayıp Şahıslar Komitesi’nin davet edilerek, bu bilgilere ulaşması önemlidir” dedi.
BM Güvenlik Konseyi’nin Kayıp Şahıslar Komitesi’nin gecikmeksizin olası gömü alanlarına ilişkin bilgilere ulaşmasına için tüm taraflara iş birliklerini sürdürme çağrısında bulunduğu kararını da hatırlatan Hazan, “Kayıp Şahıslar Komitesi’nin adanın kuzeyindeki askeri alanlara artan ulaşımını memnuiyetle karşılarken, Türk askeri yetkililerine adanın kuzeyindeki alanlara ve arşivlere Kayıp Şahıslar Komitesi’nin ulaşımına imkan tanıması çağrımızı yineliyoruz” dedi.
AUA BALDE
Aua Balde basın toplantısında yaptığı konuşmada, Çalışma Grubu’nun yetki alanında olan “hakikat” konusundaki ön tespitlerine ilişkin bilgi vererek, “Biliyorsunuz ki kayıplarla, spesifik olarak zorla kaybedilmelerde, ailelerin sevdiklerinin akıbeti ve nerede olduklarına dair bilgilerle desteklenmesi önemli bir sorundur… Kıbrıs’ta bu açıdan kendine has bir durum vardır; kişilerin kayıp olmasının üzerinden çok uzun yıllar geçti ve bu da Kayıp Şahıslar Komitesi’nin şu an yapmaya çalıştığını, aileleri desteklemesine yardımcı olmasını zorlaştırıyor” dedi.
Balde, adadaki ilgili tüm paydaşlarla, bilhassa kayıp şahısların aileleriyle görüşmelerinde, birçok kayıp yakınının hala sevdiklerinin akıbeti ve nerede olduklarını bilmediklerini dile getirdiğine işaret ederek, bunun hem kayıp yakınları hem de Çalışma Grubu için “endişe konusu” olduğunu belirtti.
Aua Balde, “Tüm kayıp yakınlarının ızdırabına ve acısına nihayetinde bir son vermek için güvensizlik ve kızgınlığı geride bırakmak gereklidir. Yeniden uzlaşmayı ve toplumsal dayanışmayı hedefleyen, özellikle bu iki toplumlu olan, inisiyatifler ve faaliyetler etkin bir şekilde desteklenmelidir” yönünde Çalışma Grubu’nun görüşünü paylaştı.
Balde ayrıca, heyetin Kıbrıs’ta özellikle sivil toplumla, “hakikati söyleme mekanizması” kurulması hakkında görüşmeler yaptıklarına da işaret ederek, bunun kaybedilmelerle ilgili olaylar ve hakikatlerin açıklığa kavuşmasını sağlayabileceğini belirtti.
Balde, “Neredeyse görüştüğümüz tüm paydaşlar; mağdurlar, yakınları ve toplum için gerçeklerin ortaya çıkarılmasının önemini vurguladılar. Çalışma Grubu; tüm paydaşlara, yeniden uzlaşmaya da olanak sağlayabilecek olan bu fikre gereken önemi vermelerini tavsiye ediyor” dedi.
HENRİKAS MİCKEVİCİUS
Henrikas Mickevicius ise konuşasında, heyetin adadaki temasları esnasında kayıplarla ilgili cezai soruşturmalar ve yürütülen yasal süreçlere ilişkin ön tespitleri hakkında bazı bilgiler paylaşarak, “Muhtemel zorla kaybedilmeler dahil kişilerin kayıplara karışmasından doğan insan hakları ihlallerinin cezai soruşturmaları ve yasal süreçlerine ilişkin herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir. Bu, hakikat, onarım, hafıza ile birlikte ele alınması gereken diğer gerekli önemli unsurlardan biriyken Kıbrıs’ta sorumluluk konusuna çok az vurgu yapılıyor” diye konuştu.
Haber: Anıl Işık -Fotoğraf: Hüseyin Sayıl
(TAK Ajansı Haber Bülteni’nden – 12.4.2022)