
“Hem kuru yandı, hem yaş yandı. Kuruların hepsinin de yanıp yanmadığını bilmiyoruz”
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Sami Özuslu, Kanal SİM’de Meyil Adakul’un hazırlayıp sunduğu ‘Geniş Açı’ programına konuk oldu, ‘sahte diploma’ soruşturmasının Kıbrıs’ın kuzeyindeki Yüksek Öğrenim kurumlarına olan etkisini değerlendirdi.
Lema GÖZAY
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Sami Özuslu, Kanal SİM’de Meyil Adakul’un hazırlayıp sunduğu ‘Geniş Açı’ programına konuk oldu. CTP milletvekili Sami Özuslu, ‘sahte diploma’ soruşturmasının Kıbrıs’ın kuzeyindeki Yüksek Öğrenim kurumlarına olan etkisini değerlendirdi. Özuslu, dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘diplomasının iptal edilmesine’ ilişkin gündeme işaret ederek, “Sahte diploma meselesi, Türkiye’de de gündem olduğu için ikisi birbirine karıştı. Türkiye’deki siyasi bir hamle bunu net olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Özuslu, Kıbrıs’ın kuzeyindeki Yüksek Öğrenim Kurumları’nın ‘sahte diploma meselesi’ nedeniyle maruz kaldığı ve kamuoyunun bilmediği durumlara dikkat çekerek, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından iki senedir, KKTC üniversitelerine ‘yeni bölüm açma izni’ vermediğini ancak Yüksek Öğrenim Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) ‘ndan alınacak izinle yerel ve 3. Ülke vatandaşı öğrencilere hizmet vermeye yönelik açabileceğini belirtirken, “Bizde diploma skandalı patlak verdi vereli yeni bölüm açma izni KKTC üniversitelerine vermiyor. Hatta online sistem, KKTC üniversitelerine kapatıldı. Bunu üniversite yöneticilerinden teyit ettim. Bu ne demek? Üniversiteler Türkiye’den öğrenci alabilmek için izin almak durumunda. Bölüm açabilir YÖDAK’tan izin alırsa ancak sadece yerel öğrenciye ya da 3. Ülkeden öğrencilere açabilir” dedi.
“Hem kuru yandı hem yaşta yandı. Kuruların hepsinin de yanıp yanmadığını bilmiyoruz”
3. ülkelerin Kıbrıs’ın kuzeyindeki ‘KKTC’ üniversitelerini “kara listeye aldığını ve listesinden sildiğini” aktaran Özuslu, yabancı öğrenci akışının durduğunu belirterek, bu duruma ‘üniversite enflasyonu ve öğrenci adı altında insan ticareti’ meselelerinin neden olduğuna dikkat çekerek “Sen bu kadar kolay üniversite izni verirsen, bir bakanın marifetiyle 16 üniversiteye birden ön izin verirsen; yani üniversite enflasyonu yaratarak üniversitelerin kalitesini, çalışanların gelirini de etkileyecek bir ortam yaratırsan ve ‘gelsin de nasıl isterse gelsin’ mantığıyla öğrenci adı altında ‘insan ticareti’ yapacaksın. Bu ortaya çıkınca güney ayağa kalktı ve AB’de ayağa kalktı. Biliyorsunuz Anastasiadis tel döşetti Alayköy boyunca. Ve Türk Hava Yolları (THY) ve Pegasus’a Avrupa Birliği’ne uçamayacaksınız, AB’ye gaçacak insan götürmeyin denilince, Türkiye ikinci vizeyi koydu” ifadelerini kullandı.
Özuslu, ‘sahte diploma skandalının’ diploma meselelerine hiç karışmayan üniversiteleri de etkilediğini ve önlerinin kapatıldığını belirterek, “Hem kuru yandı hem yaşta yandı. Kuruların hepsinin de yanıp yanmadığını bilmiyoruz” dedi. Güncel alanlara ilişkin bölüm açamamasıyla Kıbrıs’ı kuzeyindeki ‘KKTC’ üniversitelerinin önlerinin tıkandığına işaret eden Özuslu, “Yapay zekâyla ilgili, teknoloji ile ilgili veya yeni medyayla ilgili bir bölüm açacak? YÖK’e başvuramıyor bile. Peki, gerekçesi ne? Bir gerekçe de söylenmiyor ama belli ki diploma skandalıyla ilgili bu. Dolayısıyla söylediğim süreçte rol oynayanlar, bu ülkenin önemli alanı olan üniversite alanını şu anda berbat bir hale getirdiler ve daha da kötüye gidiyor” ifadelerini kullandı.
“Yeşilırmak’la ilgili 3 dosyayı ‘yalnızca komite görebilir’ denildiği için göremedim”
Ulusal Birlik Partisi (UBP) milletvekillerinden Emrah Yeşilırmak’ın ‘dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin’ sürece dair bilgilere veren Özuslu, Yeşilırmak ile ilgili dosyaların geçtiğimiz hafta Çarşamba günü Meclis’e gönderildiğini ancak dosya içeriklerine erişimlerinin engellendiğini belirterek, “Ama 5 Mart günü Meclis’in ilk genel kurul toplantısında, Danışma Kurul’un da alınan kararla bir özel komite kuruldu. İç tüzük derki, Başsavcılık bir milletvekili veya bakanın dokunulmazlık kaldırılması talebi Başsavcılık’tan gelirse, Meclis başkanlığı derhal bu komiteye havale eder dosyayı. Gelen 3 dosya ki ben talep ettim görmek için ancak sadece komite görebilir denildiği için göremedim” dedi.
“Komitenin 45 gün sonrasında, eğer uzatma istemezlerse bir buçuk ayın içinde rapor tamamlanacak”
Yeşilırmak’ın ‘dokunulmazlığına’ ilişkin kurulacak özel komiteye CTP grubu olarak aynı günden komitede görev alacak isimleri belirlediklerini, bu iki isminde Ürün Solyalı ve Ongun Talat olduğunu aktaran Özuslu, UBP grubunun ise hala isim vermediğini, İç Tüzük’ün bir maddesine sığınarak süreci 15 güne uzattıklarına dikkat çekerek şunları söyledi: “Pazartesi günü komite kurulması kararı verildi, Salı günü de UBP’nin bu komiteye vereceği 3 isim bildirilecekti. Biz CTP grubu olarak, Ürün Solyalı ve Ongun Talat’ın ismini bildirdik. UBP, Salı günü sunacaktı ve onaylanıp komite çalışmaya başlayacaktı. Çünkü komitenin 45 gün süresi var ve bu sürenin sonunda da bir rapor hazırlayacak. Ancak isimleri vermediler. Çıkıp sorduk ne oldu, neden vermiyorsunuz? Diye, İç Tüzük’ün bir maddesine sığınarak, 15 günlük bir süreleri olduğunu iddia ediyorlar, bana göre o Tüzük yazılırken o amaçla yazılmadı. Normal komitelerin oluşumu ile bu 15 gün öngörüldü. Burada derhal, acilen komiteye ilet derken Meclis Başkanlığı’na niçin 15 gün süre versin? Dolayısıyla bence geçerli değil. Bu hafta Cenevre nedeniyle ara vermesiyle Genel Kurul, hala dün bile ben sordum ancak isim yok. Bence bu süreci oyalayacaklar, nereye kadar bilmiyorum. Bu isimleri muhtemeldir ki önümüzdeki pazartesi, 15. Gün olur ilk Genel Kurul toplantısına getirecekler. Komite 10 gün içerisinde Meclis Başkanlığı tarafından toplantıya çağırılır, o 10 günü de Ziya Öztürkler umarım uzatmaz. Bu komitede 3 UBP, 2 CTP milletvekilinden oluşan 5 kişi görev yapacak. Diğer partilerin, grubu olmadığı için onların hakkı yok. Ayrıca bu komite kapalı toplanacak, UBP’li vekiller gizlilik kararı alıp komitenin gizli çalışmasını sağlayacaklar. Komitenin 45 gün sonrasında, eğer uzatma istemezlerse bir buçuk ayın içinde rapor tamamlanacak.
“Dokunulmazlığın kaldırılmasına Genel Kurul aşamasında UBP ve ortakları Demokrat Parti ile Yeniden Doğuş Partisi’nin ne diyecekleri önemli”
Özel Komite’nin çalışmaları sonucunda ortaya çıkacak raporla Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılması önerisinin Meclis Genel Kurulu’na gönderileceğini anlatan Özuslu, bu kararın oylanmasında hükümet ortaklarından Demokrat Parti ve Yeniden Doğuş Partisi’nin hareketinin ne olacağına işaret ederek “Raporda ya Emrah Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılmasını önerecek Meclis Genel Kurulu’na ve bu oylanacak, karar da salt çoğunlukla alınır karar. Orada hem komite hem Genel Kurul aşamasında UBP ve ortakları Demokrat Parti ile Yeniden Doğuş Partisi’nin ne diyecekleri önemli. Kaldırılmasını onaylayacaklar mı yoksa kaldırılmasına itiraz mı edecekler?” ifadelerini kullandı.
Geçmişten günümüze kadar son olaylarla birlikte toplamda 20 ‘dokunulmazlığın kaldırılması talebinin’ oluşturulduğunu belirten Özuslu, bunların 4’ünün kaldırıldığını ve ortak özelliklerinin de UBP milletvekilleri olması olduğuna işaret ederek “Son olarak Hüseyin Özgürgün’ün, ondan önce de Aytuç Çaluda’nın kaldırıldı. Daha öncede 1992’de Ömer Demir ve Emin Uzun’un kaldırılmıştı. Dolayısıyla bu süreç böyle” dedi.
“Üniversitenin kuruluş tüzüğünün Bakanlar Kurulu tarafından Resmi Gazete’de yayımlanmadığına dair bulgular var”
Özuslu, YÖDAK tarafından Kıbrıs Toplum ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi (KISTU) ile ilgili uzunca bir süredir hazırladığı rapora işaret ederek, bu raporun Cumhuriyet Meclisi’ne geçen hafta itibariyle iletildiğini belirterek, “Ben bu raporu okudum. Bu raporda çok farklı unsurlar var. Bu unsurların önemli bir kısmı, üniversiteyle ilgili ne kadar yasalara uygun olmayan adımlar atıldığını ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı. YÖDAK yetkilileri çerçevesinde denetimler yapıldığına dikkat çeken Özuslu, YÖDAK’ın diplomalara müdahale etme ve geçersiz kılma yetkisi olmadığını belirterek, bunların Eğitim Bakanlığı’nca kontrol edildiğini söyledi.
İlgili rapor içerisinde bulunan ciddi bulgular olduğunu belirten Özuslu, bu bulgular arasında bazı bölümlerin açılmasıyla ilgili karar ve izin olmamasına rağmen açılıp öğrenci kabulü ve üniversitenin kuruluş tüzüğünün Bakanlar Kurulu tarafından Resmi Gazete’de yayımlanmadığının bulunduğunu aktararak, “Bulgular arasında rastgele seçilmiş mezunlarda ders yükleri, okula gelip sınavlara irip girmediğiyle ilgili ciddi bulgular var. X numaralı öğrencinin sadece bir tane sınav kâğıdı bulundu. Bu da vize midir final midir belli değil denilip. Bir yargıya varmadan somut bu tür veriler ortaya koydu. Bazı bölümlerin açılmasıyla ilgili karar ve izin olmamasına rağmen açılıp öğrenci kaydedildiği gibi bulgular var. Hatta üniversitenin kuruluş tüzüğünün Bakanlar Kurulu tarafından Resmi Gazete’de yayımlanmadığına dair bulgular var. YÖDAK’ın bu geç kaldığını düşündüğüm bu denetimlerinin bütün üniversiteler nezdinde yapılması gerekir” ifadelerini kullandı.