1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Hep hayallerinin peşinden koşan Karagöz’ün Kıbrıslı Hayâli’si İzel Seylani
Hep hayallerinin peşinden koşan Karagöz’ün  Kıbrıslı Hayâli’si İzel Seylani

Hep hayallerinin peşinden koşan Karagöz’ün Kıbrıslı Hayâli’si İzel Seylani

Beş yıl önce kurduğu Hayâlhane 127 ile Geleneksel Karagöz sanatını yeniden canlandıran İzel Seylani, beş yıl içinde 264 temsille büyük bir başarıya imza attı.

A+A-

5 yıl önce açtığı Hayâlhane 127 ile ülkemizde Geleneksel Karagöz’ü tekrardan canlandıran ve 5 yılda 264 gibi rekor bir temsil sayısı ile Gizli Hazine oyununu adanın dört bir yanına ve yurtdışına da taşıyan geleneksel olanı felsefik olarak, politik olarak halkçı-toplumcu gerçekçi gözle ele alan politik taşlama üstadı İzel Seylani ile Büyükhanda buluşarak 5 gurur yılını değerlendirdik.

 

Murat OBENLER

 

“Türkiye’de değil İngiltere’de Gölge Oyununun ne kadar kıymetli olduğunu anladım”

Bir tiyatrocu olarak Karagöz Hacivat Gölge Oyunu ile nasıl tanıştın? Bu konudaki ilgin nasıl başladı ve nasıl karagöz oynatıcısı (Hayâlbaz-Hayâli) olmaya karar verdin?
İzel Seylani: Eskişehir Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda okuduğum dönemde Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun ne kadar önemli ve değerli olduğunu az da olsa öğrendim. Konservatuvar eğitimleri genel olarak Çağdaş ve Klasik Batı Tiyatrosu üzerine kuruluyor. Ancak İngiltere’de yüksek lisansa gittiğim dönemde sürekli Geleneksel Türk Tiyatrosu’na dair sorulara maruz kaldığım için bunun büyük bir zenginlik olduğunu ve bizim kendi karakterimizle ilgili özgün ve özel bir değer olduğunu anladım ve bende buna özel bir ilgi duymaya başladım. Türkiye’de değil İngiltere’de bunun ne kadar kıymetli olduğunu anladım.
Kıbrısa döndükten sonra Beyarmudu’nda güzel bir ekiple Karagöz oyunları çalışmaya başladık. “Karagöz Paragöz” adlı oyunumuzu ilk kez 2015 yılında seyirciyle buluşturduk. Mesarya Tiyatro Şöleni’nin 1. Yılına denk gelen bu zaman sonrasında Lefkoşa’da Lefkoşa Belediye Tiyatrosu Bandabuliya Sahnesi’nin açılışında Lefkoşa Türk Belediyesi adına bu kez “Karagöz Sihirli Sebzeler” oyunumuzu oynadık. Oyun 96 temsil yaptı ve oldukça uzun soluklu bir yolculuk oldu. 2018-2020 arasında ise Hayâlhane 127’nin de açılış projesi olan “Karagöz Gizli Hazine-Bir Su Meselesi” adlı oyununu çıkardık.

 

“Hayâlhane 127 ülkemizde bir semboldür. Gizli Hazine oyunumuz Kıbrıs’ın dört bir yanında ve yurtdışında da farklı seyirciyle buluştu”

Kıbrıs gölge oyunları adına çok önemli bir yer olan (bence mabedi) Hayâlhane 127’den biraz daha geniş bahsetmeni rica ediyorum. Daha önce uzun yıllar Ertuğ abimizin yaptıkları değerli çalışmaların da önünde saygıyla eğilerek bu soruyu soruyorum tabi ki.
Hayâlhane 127 ülkemizde bir semboldür. 1 Şubat 2025 tarihi 5. Yılına karşılık geliyor.  2020’de açtık ama Covid patlayınca bizler okullara gitmek zorunda kaldık. Daha sonra bir denge sağladık. Uzak bölge okullarına biz gidiyoruz, yakın bölge okullarını burada ağırlıyoruz. Gizli Hazine oyunumuz Kıbrıs’ın Kuzeyinde Güneyinde, Doğusunda Batısında, bütün okullarda ve meydanlarda Türkçe ve Rumca oynadıktan sonra Londra, Berlin, Bartın, Bursa, İstanbul ve Adana’da da birçok farklı seyirciyle de buluştu.

 

“Seyirciyi yakalamak için dil önemli bir unsur. Seyirci kitlesine göre müzikler, dil özellikleri değişebiliyor”

Ülkemizde ve dünyada oyun kendini seyirciye anlatmak için nasıl bir hikaye, dil ve düşünce ile hareket ediyor?
Oyunun bir ana krokisi var. Seyirci kitlesine göre müzikler, dil özellikleri vb. şeyler değişebiliyor. Karagöz bir geleneksel Türk gölge oyunu olduğu için biz de geleneksel olarak Kıbrıs ağzı olarak Türkçe dilinde oynuyoruz, Güneyde ise Rumca oynuyoruz, Türkiyede bazı karakterleri Türkiyenin karakterleri olarak konuşturuyoruz. Seyirciyi yakalamak için dil de önemli bir unsur bizler için.

img-5249.jpg

“Karagöz gölge oyunlarının politik duruşu olarak günün konjöktürüne uygun politik dinamikleri halkçı, toplumsal gerçekçi bir gözle değerlendiriyoruz”

Karagöz oynatıcılığı kamusal eğitim alınan bir dal değil. Oynatıcının ustalarından veya kendi becerileri ile bu geleneği öğrenerek ilerlettiği bir oyun türü. Senin bu konudaki ustaların var mıdır?
Karagöz gelenekten gelen Geleneksel Türk Tiyatosu’dur. Geleneğin ne olduğuna dair de felsefik olarak kafa yürütmek lazımdır. Geleneğin otantik olanda, eski olanda yani eski dönemlerde yapıldığı gibi yapıldığında bugün nasıl bir karşılık bulduğuna dikkatli bakamazsak o zaman biz geleneksel tiyatro yapıyoruz diyerek çağdaş seyirciyi kaybediyoruz demektir. Bizim yaptığımız oyun onu birleştiren bir güce sahiptir. Geleneksel olanı felsefik olarak, politik olarak ele alıyoruz. Karagöz gölge oyunlarının politik duruşu olarak günün konjonktürüne uygun politik dinamikleri halkçı, toplumsal gerçekçi bir gözle değerlendiriyoruz.
Türkiye’de Hayali Tayfun Özeren çok kıymetli bir üstat. İletişimimiz 10 yıldır devam ediyor. Şu an kullandığım perdeyi on yıl önce bana hediye eden üstadadır Tayfun Özeren ayni zamanda. Yolumuzu ışıklandıran, her zaman destek olan yüce gönüllü, naif, bir güzel insan.

 

“Karagöz’ün en önemli özelliği politik taşlama olmasıdır. Türkiye’deki üstatları izlediğim zaman 9/10’u Karagöz’ün çocuk oyunu tarafına dönüyor”

Hayâli’nin dünyayı, yaşamı, toplumu, insanı, çevreyi, ekonomik sistemi nasıl gördüğü, yorumladığı direk olarak perdeye yansıyor değil mi?
Evet o çok önemlidir. Karagöz’ün en önemli özelliği politik taşlama olmasıdır. Türkiye’deki Karagöz üstatlarını izlediğim zaman 9/10’u Karagöz’ün çocuk oyunu tarafına dönüyor. 1/10’u ise farklı bir dil, farklı bir espri anlayışı ile yetişkinler için Karagöz yapıyor. Biz de yetişkin seyircimiz fazlaysa ona göre daha politik vb. ayarlamalar yapıp o dengeyi iyi kuruyoruz ve doğaçlama olarak da bunu oyundan oyuna uyarlıyoruz.

img-5273.jpg

“264’ncü oyunu 1 Şubat 2025 Cumartesi günü oynadık. Bizlerin moral motivasyonu yerinde, çocuklarımız mutlu, velilerimiz mutlu”

264 oyun gibi bir sayı var 5 yılda elimizde. Bu bizim ülkemiz tiyatro tarihinde de ciddi bir rakam değil mi? Türkiye’de uzun yıllar oynayan “Lüküs Hayat Müzikali” gibi ilerliyorsun.
Evet. 264’ncü oyunu 1 Şubat 2025 Cumartesi günü oynadık ve Şubat tatili boyunca da dolu rezervasyonla devam ediyoruz. Bu sayı artarak devam edecek. Bizlerin moral, motivasyonu yerinde, çocuklarımız mutlu, velilerimiz mutlu.

 

“Doğru yolda emin adımlarla bu hayallerimize devam ediyoruz. Karagöz’ün yeni nesillere aktarılması noktasında başarıyla, gururla misyonumuzu yerine getirdik”

5 yıl önce başlarken bir hayalim var diye yola çıkmıştın. Bugün 5. yılda kısa, orta ve uzun vadede bu hayallerimizin neresindeyiz?
Hayallerimizin özü ve hayallerimizin yolu çok önemli. Doğru yolda emin adımlarla bu hayallerimize devam ediyoruz.  Hayallerimizin özü itibarıyla Hayâlhane’yi 5 yıldır randımanlı olarak çalıştırmak, yüzlerce temsille ülkemizin her bölgesinden ve yurtdışından çocukla buluşmak bizim meselemizin özüydü. Geleneksel Karagöz Gölge Tiyatrosu’nun yeni nesillere aktarılması noktasında yüzde yüz başarıyla, gururla misyonumuzu yerine getirdik. Tabi ki ciddi bedeller de ödeyerek (ciddi bir çalışma süreci, yolculuk süreçleri, ekonomik imkanlar yaratma, Covid’e rağmen yılmadan devam etme) 5.yılında Hayâlhane’yi dimdik ayakta duran bir yapı haline getirdik. Hayâlhane’nin açıldığı gün doğan çocuklar Karagöz izleyicisi haline geldiler, 5 yaşında olanlar 10 yaşında, 11-12 yaşında olanlar bugün üniversiteye hazırlanıyor. Güzel bir yolculuğun en meşakkatli tarafını geride bıraktık. Bundan sonrası daha keyifli olacak.

img-5300.jpg

“264 temsili birlikte yaptığımız Yardağım Hüseyin Kasapoğlu ekibin en önemli kişisi. Bu yola birlikte çıktık ve birlikte yürüyoruz. Kurumsal işbirlikleri yaptığımız önemli kurumlar da var”

Tek başına başladın ama bugün çok güzel bir ekip de oluşmuş durumda. Bu ekip çalışmasını biraz açalım lütfen?
264 temsili birlikte yaptığımız Yardağım Hüseyin Kasapoğlu ekibin en önemli kişisi. Bu yola birlikte çıktık ve bu yolu birlikte yürüyoruz. Bunun yanında kurumsal işbirlikleri yaptığımız önemli kurumlar ve dinamikler var. Lefkoşa Türk Belediyesi, Değirmenlik Belediyesi, Mağusa Belediyesi, Yeni Boğaziçi Belediyesi ile önemli bir dayanışmamız var. Bu kültürel mirasın seyircilere aktarılması için bu belediyeler de ciddi bir seferberlik içine giriyorlar. Özellikle LTB ve Mağusa Belediyesi’nin ayrı bir yere de koymak isterim. Vakıflar İdaresi ile işbirliği içinde Gizli Hazine bütün kuzeydeki okullara ulaştı. 160 temsille tüm okullara gittik ve tüm çocuklarımızı Karagöz ile buluşturduk. Ülke tarihinde böylesi bir organizasyon ve temsil rekordur.

 

“Hayâlhane 127 dostları ile büyük bir aileyi oluşturuyoruz. Karagöz 2 kişilik bir performans ama 2000 kişilik de bir aileyiz”

Ben burayı kendi imkanlarıyla ilerleyen, işbirlikleri ve dayanışma ile bu geleneği çocuklara ulaştıran küçük bir organizma olarak tanımlıyorum. Küçük olmak bu işin geleneğinde mi var yoksa siz mi genişle(ye) miyorsunuz?
Bu sanatı icra eden kişi olarak iki kişi olabiliriz ama bunun yanında birçok sanatçı dostumuz da bize destektir. LBT’deki arkadaşlarımız, Girne’de Derman Atik abimiz, amatör tiyatrolar, Devlet Tiyatrosu olsun, belediyeler olsun, Bursa Karagöz Festivali’ndeki arkadaşlarımız, Karadeniz’de Bartında çalışmalar yürüten arkadaşlarımız, Adana Şehir Tiyatrolarındaki arkadaşlarımız ve Berlinde Tiyatro 28’e uzanan geniş bir Hayâlhane 127 dostları ile büyük bir aileyi oluşturuyoruz. Karagöz 2 kişilik bir performans ama 2000 kişilik de bir aileyiz.

 

“Kuzey Kıbrıs’ta biz Karagöz’ün tek temsilcisiyiz. Kıbrıs ağzı Türkçe bir tek biz oynatıyoruz. UNIMA üyesi olmak da bu süreçte bize güç katıyor”

UNİMA’ya üyelik de çok önemli. Bir sanatçı olarak, bir yapı olarak dünyalı olmanın, dünyadaki diğer sanatçı ve yapılarla bir çatında buluşarak uluslararası örgütte yer almak ülkemizin durumunu da düşündüğümüzde çok değerli değil mi?
Karagöz’ün somut olmayan bir kültür mirası olarak ilan edilmesi ile birlikte bu kültürün korunması ve geleceğe taşınması ile ilgili ciddi çalışmalar yapılmaya başlandı. Türkiye’de çok çalışmalar var. Kuzey Kıbrıs’ta biz Karagöz’ün tek temsilcisiyiz. Kıbrıs ağzı Türkçe bir tek biz oynatıyoruz. Karagöz ve Hacivat Gölge Oyunu UNIMA (Uluslararası Kukla ve Gölge Oyunu Birliği) üyesi olmak da bu süreçte bize güç katıyor.

 

Mormenekşe’den, Lefke’den bir okul Büyükhan’daki Karagöz için 12 bin TL otobüs parası vermek zorunda kalıyorsa Eğitim Bakanlığı’nin görevi, misyonu nedir? Merkezi otorite tarafında maddi kaynaklar sağlanmadan özellikle bölge okullarının kültür-sanata ulaşamamaları çok ciddi bir konudur ve bunun açıkça tartışılması gerekir”

Siz büyük bir özveri ile çalışmalarınızı gerçekleştiriyorsunuz ama devlet denen büyük yapının da bu kültürel mirasın korunması adına büyük sorumlulukları yok mudur?
Evet çok haklısın. Okulların, özellikle Eğitim Bakanlığı’nın daha özverili, destekleyici olması gerekiyor. Eğer Mormenekşe’den, Lefke’den bir okul Lefkoşa’da Büyükhan’daki Karagöz için 12 bin TL otobüs parası vermek zorunda kalıyorsa Eğitim Bakanlığı’nin görevi, misyonu nedir? O bölgelerdeki çocuklar örneğin başkent Lefkoşa’yı nasıl tanıyacak. Lefkoşa’ya Karagöz izlemeye gelen çocuklar hayatlarında ilk kez başkentin tarihi, turistik yerlerini de görme imkanına sahip oluyorlar. Eğer Eğitim Bakanlığı’nın gerekli kaynağı yoksa ekonomik olarak güçlü kesimlerle işbirliği de yapılabilir. Tabi biz Karagöz’ü çocuklara ulaştırmadan bahsediyoruz ama konteynerlerde eğitim öğretim yapılan bir ülkeden bahsediyoruz. Durum çok kötüdür. Merkezi otorite tarafında maddi kaynaklar sağlanmadan özellikle bölge okullarının kültür-sanata ulaşamamaları çok ciddi bir konudur ve bunun açıkça tartışılması gerekir.

 

“Eğer siz okullarda Karagöz oynatarak para kazanmak istiyorsanız, misyon ve hedef ekonomik bir gelir elde etmek ise bizim meselemiz o değildir”

Herşeyin başı bilinçlenme ve eğitimden geçiyor ya bu konuda Karagöz kültürünün geleceğe ulaştırılması konusunda eğitimcilerin, meraklıların ilgisi var mı? Örneğin bu konuda bir atölye çalışması yapılamaz mı?
Bunu geçmiş yıllarda denedik ama tam olmadı. Bu işe neden girmeyi istediğiniz samimiyetle ifade etmeniz gerekir. Eğer siz okullarda Karagöz oynatarak para kazanmak istiyorsanız. Misyon ve hedef ekonomik bir gelir elde etmek ise bizim meselemiz o değildir. Bizim nasıl çalıştığımızı tüm okullar biliyor ve tanıyor. Karagözün felsefesini, politik duruşunu anladığınız zaman benim birini yetiştirmem bir anlam kazanır ve Karagöz ustalarının hayata devam etmesi de.

Bursa’da sizin de katıldığınız uluslararası çok iyi bir festival var. Başka yerlerde de var. Neden bizim ülkemizde de olmasın? Çocukların örneğin Şubat Tatilinde ard arda 3-4 farklı oyunu görmesi iyi olmaz mı? Çeşitlilik her zaman zenginlik yaratır diye düşünüyorum.
Önümüzdeki yıllarda programlarımız içinde bir festival de vardır. İlk 5 yıl bebeklik, emekleme dönemiydi ve artık ayaklarımız yere sağlam basıyor. Her yerde ve kesimde Hayâlhane 127 ile ilgili büyük bir güven oluştu. Böylesi bir festivalin organizasyonunu biz bile yapabiliriz. Kıbrıs Karagöz Festivali neden olmasın?

Çocuklardan oyun sonralarında gelen güzel dönüşler olduğunu gördüm defalarca. Bize söyleyebileceğin neler olabilir?
Bugün duygusal bir gün oldu. 5 yıl önce de bir Cumartesi günü açılışı yapmıştık. 5. Yaş günümüz de Cumartesine denk geldi. Salonda 4 yaşında çocuklar vardı. Biz burayı açtığımızda o çocuklar daha doğmamıştı. Anneler sabahtan bizlerin videolarını açıp izlediklerini ve çocuğun bir an önce canlı Karagöz oyununu izlemek için anneye ısrarda bulunduğunu söylüyorlar. Bu bizim için büyük bir mutluluk. Bunlar bize güç veriyor. Uzun yıllar daha bu yolu yürüyecek motivasyonumuzu depoladık.

 

“Duygusal bir gurur var. Oyun sonrasında çocuk size sarıldığı zaman herhangi bir söze de gerek yoktur”

Sen 5 yılın sonunda hissiyat olarak, maneviyat anlamında hangi noktadasın?
Duygusal bir gurur var. Bir amaç için yorulduğumuz için dinlenmemiz kolay oluyor. Çocuklarla çalışırken anlık reaksiyonu alırsınız ve oyun sonrasında size sarıldığı zaman herhangi bir söze de gerek yoktur.

img-5346.jpg

Bu haber toplam 1317 defa okunmuştur
Etiketler :