Hep yenilginin sebebi tabansız Türk siyaseti!
Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Osman Aytaç dedi ki; “… Geçmişte olduğu gibi gelecekte de toprağımıza göz dikenler olur ise GKK ve KTBK ile beraber tarihte aldıkları cevabın aynısını alacaklardır. Bu toprağa kem gözle bakanların gözleri kör edilecek, iyi niyetle gelmeyen ayaklar, uzanan eller kırılacaktır”...
-*-*-
Sayın kumandanın “bu toprak” dediği toprak, büyük oranda Rum malıdır!
Hatta “büyük oranda” değil, “çok çok büyük oranda!”
-*-*-
Bu toprağa kem gözle yani kötü niyetle bakanlar, sayın kumandanımıza göre “düşmanlardır” elbette ama bu “düşmanların” kim ya da kimler olduğunu doğrusu çok merak ediyorum!
-*-*-
Hamaset işte budur!
Sayın kumandan ya mülkiyet durumundan zerre haberdar değildir ya da “Kanla aldık, artık bizim topraklarımızdır” diye düşünmektedir!
Nereden bakarsan “üzücü”!
-*-*-
Üzücü olmanın yanında hukuken hatalı ama kahramanlık içeren ifadeler tabii ki!
Şu anda ihtiyacımız olan da zaten bu!
İçinde bulunduğumuz her açıdan çöküşü örtmenin ayakta kalan tek yöntemi, “kahramanlık!”…
-*-*-
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da dedi ki; “… Netanyahu ve çetesi derhal durdurulmalıdır. Aksi takdirde dünyayı çok büyük felakete doğru sürüklediği aşikardır… Bizim için Filistin, bir milli davadır. Kıbrıs davası neyse, Azerbaycan'ın Karabağ davası neyse, bizim için, Türk milleti için Filistin aslında böyle bir davadır”.
-*-*-
Nerden baksan tutarsızlık!
Tamam Netanyahu ve çetesi durdurulmalıdır ama Karabağ, Kıbrıs ve Filistin meseleleri aynı cümlede kesinlikle kullanılmamalıdır!
-*-*-
Neden mi?
Çünkü, özellikle Filistin’deki İsrail pozisyonu ile Kıbrıs’taki Türkiye pozisyonu, VAR’a da gitseniz, kesinlikle ofsayttır!
Hakem hatasızdır!
-*-*-
Siz bir yandan Karabağ – Azerbaycan milliyetçiliği yapacaksınız; “kardeş, tek millet, iki vatan veya üç vatan” gibi sloganlar atacaksınız; “ah da zavallı Filistinliler, Gazze ağlıyor” diye şiirler yazacak, İsrail’e saldırma tehditleri yağdıracaksınız, ama aynı İsrail’e petrolü sağlayan Azerbaycan’ı “es” geçeceksiniz!
-*-*-
Türkiye neden mi kaybediyor?
Yukarıda verdiğim örneklerden dolayı kaybediyor!
-*-*-
Yoksulluk, ekonomik çöküş, ağır pahalılık gibi felaketler; hamasi nutuklarla bir miktar unutturuluyor ama uluslararası camia, var olan çelişkili ve tabansız açıklamalara gülebiliyor!
-*-*-
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz dedi ki; “… tüm haksız ambargolara rağmen KKTC altyapısı, ekonomisi, üniversiteleri ve turizmiyle büyük bir ilerleme gösterdi, KKTC'deki Meclis ve Cumhurbaşkanlığı binası inşası da kasım-aralık aylarında tamamlanacak… KKTC'nin tanınması yönünde de gayretlerimizi sürdürüyoruz, Türk devletleri ve özellikle Azerbaycan ile bu yönde yoğun ilişkilerimiz vardır…”
-*-*-
Yılmaz ne mi demek istedi?
Geçelim lütfen, çünkü sanırım şaka yaptı!
“KKTC altyapısı, ekonomisi, üniversiteleri ve turizmiyle büyük ilerleme gösterdi” demek, ciddi anlamda şakacı veya şakanın bizzat kendisi olmaktır!
Ağustos’u da boş geçeceğiz, peki sonra!
Evet, Ağustos ayını da boş geçeceğiz…
Akabinde ortalık biraz hareketlenecek!
Elbette UBP kurultayından söz etmiyorum…
Kıbrıs meselesidir bahsettiğim…
-*-*-
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis, “bazı önemli ya da olumlu gelişmelerden” söz ediyor…
Cyprus Mail gazetesinde yayımlanan başyazıda, bu bazı gelişmeler için, “… Bu bir önsezi miydi, bilinçli – çalışılmış bir tahmin miydi yoksa gerçekten BM tarafından olumlu bir şeyler olacağı konusunda bilgilendirilmiş miydi?” sorularını soruluyor…
-*-*-
Hristodulidis bu konuda kendinden çok emin…
-*-*-
Ancak görünen köy de kılavuz istemez; Türkiye’nin pozisyonu değişmiş değil…
Egemen, eşit, ayrı bir devlet iddiası devam ediyor…
-*-*-
Hristodulidis bu iddiayı asla tartışmayacağını dile getirse de, “Eylül’de piyasaya sürülmesi beklenen gelişmelerin ne ya da neler olacağı” doğrusu çok merakıma dokunuyor!
-*-*-
Bize kadar ulaşan gelen bazı duyumlar da Hristodulidis kadar olmasa da, bazı önemli gelişmelerin olabileceği yönünde…
Kimse bu önemli gelişme ya da gelişmeler konusunda fikir yürütmüyor, yürütemiyor!
Tek söyleyebileceğimiz, “olumlu gelişme olabilmesi için, iki tarafın da kabul edebileceği bazı öneriler”in bulunması gerektiği…
Ne olabilir ki bunlar?
-*-*-
Üstüne, yanı başımızda Orta Doğu’daki gerginlik her geçen gün artarak devam ederken, doğrusu Kıbrıs’ta nasıl bir “olumlu gelişme” olabileceği merakı da artıyor!
-*-*-
Şu anda kesin olan tek şey, Kıbrıs meselesinde içinde olduğumuz ay boş geçecek!
Eylül’e Allah kerim!
-*-*-
Heyecan mı?
Pek yoktur!
Beklenti mi?
Olumlu bir beklenti içerisine girmemizi gerektiren rüzgar esintisi de hissedilmemektedir!
-*-*-
Biri dese ki, “Ünal abi kurultayı kazanacak ve Kıbrıs sorunu kesin çözülecek”!
Öyle bir iddia da bulunmamaktadır!
UBP’nin “Kıbrıs meselesi” diye bir meselesi bulunmamaktadır!
-*-*-
Türkiye işaret edecek, UBP’li seçecek!
Ha işaret edilen seçilmezse mi?
Otomobille bir tur, “çekildim”, devam!
Egemen ve eşit devletmiş!
Hade be o yanı!
Kovid vakalarında artış olduğu söyleniyor… Elimizde bilgi yok! Aşılanmıştık, o bilgiler de galiba kayıp… Güney’de alış veriş yaparken, çok sayıda insanın maske taktığını gözlemledim, bizde yok… Avrupa’da özellikle Avrupa Futbol Şampiyonası sonrasında salgının yayıldığı haberleri sıklıkla okuduğumuz haberler arasına girdi… Acaba diyorum, sağlık yetkililerimiz bir açıklama yapar mı?