Hepimiz kardeşiz!
Bu yazıyı yazdığım saate kadar, sadece Türkiye’yi değil, yaşama umutlarımızı da yıkan deprem felaketinde, Adıyaman’da bir otelin enkazında kalan çocuklarımızdan hiç haber yoktu…
Depremin üzerinden 60 saati aşkın süre geçmişti ve otelden nefes sesi, ya da tıkırtı gelmediği bildiriliyordu…
-*-*-
Kahrolduk, üzüldük…
Sevdiklerimiz, yakınlarımız için değil; hiç ayrım yapmaksızın, yaşamlarını yitiren, enkaz altında kalan, kurtarılmayı bekleyen herkes bizimdi, kardeşimizdi…
-*-*-
Türk, Kürt, Arap, Suriyeli, Türkiyeli hiç fark etmez…
-*-*-
Çeşitli ülkelerin yardım ekiplerine binlerce teşekkür…
Tabii ki en başta Yunanistan’dan gidenlere…
-*-*-
Doğrusu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yardım teklifinin kibarca da olsa Türkiye tarafından reddedildiği haberine çok bozulmuştum…
Dün bu konuda bir gelişme yaşandı…
Yenidüzen’in web sayfasında “Türkiye’deki deprem felaketi ve acıları bir kez daha halkları birleştirdi, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden bir grup arama kurtarma ekibinin Türkiye’ye gidişine izin verildiği öğrenildi” diye bir haber yayımlandı…
-*-*-
Politis gazetesinin haberine göre bir grup Kıbrıslı Rum arama kurtarma ekibi Türkiye’ye gidiyordu.
Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yardım talebini kabul etmiş ve ilk aşamada 20 kişilik uzman bir grubun Türkiye’ye hareket edeceği öğrenilmişti.
-*-*-
AKEL’den yapılan Türkçe açıklamada da aynı şey söyleniyordu…
-*-*-
Bizim işe yaramaz – işsiz – güçsüz zavallı ve de göstermelik Dışişleri Bakanlığımız ise “haberi yalanladı”…
İnsanların – insanlığın derdi ne; bizim faşistlerin derdi ne!
“Serhat küfreder” diyorlar!
Küfür, bunlara az gelir!
Neyse!
-*-*-
Kapkara olmuş, soğuk, ürkek, zar zor atan yüreğime "Güney Kıbrıs'tan gelen" bu haberle birlikte farklı bir mutluluk duygusu yerleşti… KKTC'nin gereksiz dışişlerinin açıklamasını sadece "faşist" olarak niteledim ve işitmemezlik duyumu çalıştırdım...
-*-*-
Bir de “çocuklarımız sağ kurtarıldı” haberini işitsem, Dünya’nın en mutlu insanı sıralamasında ilk beşe kesin girecektim…
-*-*-
Umudum mu?
Bilemedim…
Dua ettim, hem de hayatımda hiç etmediğim kadar…
Tüm kardeşlerim için…
Hepimiz kardeşiz…
Mahsun Kırmızıgül’ün dediği gibi, “… Bu kavga, bu öfke ne diye… Dağlar oy oy oy!”
Eğitim ve tatbikat hayatta
kalmak için çok önemli
Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı her sene tatbikatlar yapar…
Depremle ilgili…
Uzaktan izleriz…
Ayıptır söylemesi, hiç birimiz ciddiye de almayız…
-*-*-
Mesela acil tedbir gereği, evde bir yangın söndürücü, ilk yardım çantası, pille çalışan el feneri ve fazladan pil bulunduruyor muyuz?
Deprem çantamız hazır mı?
İlk yardım biliyor muyuz?
Cevap veriyorum, “hayır”…
-*-*-
Bir depremden sonra ailemizle, komşularla nerede buluşacağınıza dair bir planımız var mı?
Hayır yoktur!
-*-*-
Evlerimizde, duvarlardaki raflarda, dolaplarda ağır nesneler bulunduruyor muyuz?
Evde – iş yerinde ağır mobilyaları, dolapları ve aletleri duvarlara veya zemine sabitlemeyi düşündük mü?
-*-*-
Özellikle ilk – orta – lise ve dengi okullarla– üniversitelerde; ya da iş yerlerimizde deprem planı var mı?
Kesinlikle vardır da tatbikatını en son ne zaman yaptık?
-*-*-
Deprem sırasında ne yapmamız gerektiği konusunda eğitildik mi?
Sakin olmamız gerektiğini biliyor muyuz?
Nasıl hareket etmemiz gerektiğinden haberdar mıyız?
Mesela içerideysek ne yapmalıyız, dışarıdaysak ne yapmalıyız?
Örneğin, içerideysek, binanın merkezine yakın bir duvara yaslanmamız veya ağır mobilyaların örneğin büyük ve çok ağır masa varsa altına girmemiz gerektiğinin bilincinde miyiz?
-*-*-
Pencerelerden ve dış kapılardan uzak durmamız gerektiğinden ne kadar haberdarız?
Eğer sokaktaysak, elektrik hatlarından veya düşebilecek herhangi bir şeyden uzak durmamız gerektiğini biliyor muyuz?
Özellikle doğal gaz olan yerlerde ki Allah’a şükür bizde yok ama olası gaz sızıntısına karşı, asla kibrit, mum veya herhangi bir alev kullanmamamız gerektiğini herhalde biliyoruz!
-*-*-
Arabadaysak, arabayı durdurup deprem geçene kadar arabanın içinde kalınmasının faydalı olduğunu eminim biliyoruz!
Ve asla asansör kullanmamayı da…
-*-*-
Neyse, deprem oldu ve geçti…
Hasarlı binalardan uzak durun.
Kırık cam ve moloz çevresinde dikkatli olun. Ayaklarınızı kesmemek için bot veya sağlam ayakkabılar giyin.
Bacalara, cami minarelerine dikkat edin (üzerinize düşebilirler).
Sahillerden kesinlikle uzak durun. Tsunamiler bazen yer sarsıntısı durduktan sonra vurur.
Hasarlı alanlardan uzak durun.
Okulda veya işteyseniz, acil durum planına veya sorumlu kişinin talimatlarına uyun.
Artçı sarsıntılara dikkat edin...
-*-*-
Soru: Eğitim ve tatbikat, hayatta kalmak için çok önemli değil mi?
Cevap veriyorum: Kesinlikle!
-*-*-
Artık ciddiye alacak mıyız?
E lütfen yani!
Bir zahmet!
Mesut Hançer adlı baba…
Depremde molozlar altında kalan ve yaşamını yitiren 15 yaşındaki kızı Irmak’ın elini tutuyor…
Yer, Kahramanmaraş…
Hava çok soğuk…
Ölüm daha da soğuk…
Bu fotoğraf, depremi en iyi anlatan fotoğraftır bana göre…
Doğanın gücü karşısında, insanın ve devletin çaresizliğinin de ispatı…