1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. HEPİMİZ TELE KULAKLIK OLDUK
HEPİMİZ TELE KULAKLIK OLDUK

HEPİMİZ TELE KULAKLIK OLDUK

Bu satırlar yazıldığı zaman, ne Güneydeki seçimin, ne de UBP Kurultayının sonucu belli idi. Pazartesinden itibaren bu belirlenecek sonuçlara göre siyasi gelişmeler şekillenecek. Ama burası Kıbrıs’tır. Genellikle oluşan nokta şudur. “Seçim za

A+A-

 

Bu satırlar yazıldığı zaman, ne Güneydeki seçimin, ne de UBP Kurultayının sonucu belli idi. Pazartesinden itibaren bu belirlenecek sonuçlara göre siyasi gelişmeler şekillenecek.

Ama burası Kıbrıs’tır. Genellikle oluşan nokta şudur. “Seçim zamanı söylenenler, seçimde kalır” derler. İşte Pazartesinden sonra bunu d aşmak gerekir. Seçimde tarafların söyledikleri orada kalmamalıdır.

Bu bakımdan, şimdiden söylemek gerekir. Bir kere Cumhurbaşkanı Sayın Eroğlu’nun son söylediği bir şey vardır. Bu da T.C Büyükelçiliğinin Afrika gazetesinin manşetine taşınan haber için yaptığı açıklamaya dönük, bence resmen bir karşı cevap ve suçlamadır. Bu çok önemlidir.

 Büyükelçilik, Afrika Gazetesinin manşetine taşıdığı haberde Sayın Beşir Atalay’ın, 21 bin aileye vatandaşlık verileceği, bizlerin ve Denktaş ile Eroğlu’nun dini eğitimi istemediği ve ayni zamanda da Sayın Ulaştırma Bakanı Ersan Saner’e  “geç oraya otur” dedikleri yazıldı.

Ersan Saner bunu yalanladı. Büyükelçi’lik böyle bir olay ve toplantı olmadığını söyleyerek bunu yalanladı. Habere Afrika gazetesi ısrarla devam etmedi.

Ancak, Büyükelçilik açıklamasında bir nokta var ki çok önemlidir. “Makam” tanımlaması kullanarak açıkça, Cumhurbaşkanı Eroğlu kast edildi ve Afrika Gazetesi ile ilişkisi olduğunu, sürekli yalanladığını ama şimdi bunun açığa çıktığını, bence çok açık bir şekilde ifade etti.

İşte bu noktada Eroğlundan da  bence buna kontra bir açıklama geldi.” DİNLENİYORUM”.

Bu son derece önemlidir. Şimdi bu arada akla şu soru gelir. Büyükelçilik açıklamasında yer alan Afrika gazetesi ile ilişkisinin olmadığını sürekli söyleyen “makamın ilişkisi de açığa çıkmıştır” sözü, Eroğlu’nun  telefonunun ve makamının dinlenmesinden elde edilen bir bilgiye mi dayanmaktadır?

Bu yüzden öncelikle o haberi yalanladığı gibi, Büyükelçilik şimdi de o açıklamada “makam” ifadesi ile yer alan yer alan, “Afrika gazetesi ile ilişkisi ortaya çıkmıştır”, mealinde yapılan açıklamada yer alan hususları açıklamakla mükelleftir. Bu makamın Cumhurbaşkanı olduğu açıktır. Peki bunu nasıl kesinleştirdi ki açıklamasına dahil  etti?

 Bir Büyükelçilik bu açıklamayı yaptıktan sonra, şikayet ettiği Afrika Gazetesi gibi, kaynağını demeyim ama, haberi yalanlandıktan sonra buda ısrar etmez ve  bu açıklamanın  temelini de  şikayet ettiği haberi yayınlayan gibi bulgu ile açıklamazsa, o zaman kendilerinin de bu yanlış anlayıştan farkları olamaz.

O zaman Büyükelçilk’te spekülasyonlar üretme ve yayma noktasına düşer. Çünkü Büyükelçilik koskoca Türkiye Cumhuriyetinin temsilcisidir. Devlet spekülasyonlarla uğraşmaz. Bence Büyükelçilik bu açıklamasını açıklamakla mükelleftir.

Gelelim Sayın Eroğluna, bir kere en baştan şunu yazayım. Etrafta söylenenlere  göre, telefon dinleme cihazı, Cumhurbaşkanlığına da alınmış. Bazıları da bunu söylüyor ve Cumhurbaşkanlığının bunu yaptığını ifade ediyor.

Spekülasyonlarla haber ve siyaset yapılmamasını yazan ben, bunu niçin şimdi yazdım? Bunun da açığa çıkması için, çünkü Eroğlu’nun açıklaması bana bu fırsatı verdi.  Evet, yazılmayan, ama fiskos söylenen bir şeydir bu. Bu da açığa çıkmalıdır. Açıklamalar ve soruşturmalar yapılmalıdır.

Şimdi gelelim Eroğlu’nun açıklamasına. Bu sözü söyleyen bir Cumhurbaşkanıdır. Türkiye’de Başbakan  Sayın Recep Tayyip Erdoğan makamında, çalışma ofisinde, dinleme cihazları bulduğunu açıkladığında yer yerinden oynadı.

Ama, Sayın Eroğlu bunu açıkladığında ayni sarsıntı oluşmadı. Çünkü bizde derin ilişkilerin sorgulaması ve kamuoyunda açığa çıkartılması daha sağlanamadı. Basındaki derin ilişkiler siyasetteki derin ilişkiler ve ayni zamanda sivil toplumdaki derin ilişkiler açığa çıkartılmadı.

Bugün bu derin ilişkileri açığa çıkartması gereken noktalarda bulunanların bir kısmı, derin ilişkilerin hala şu veya bu şekilde tarafıdır.

UBP Kurultayı bunun örneğidir.  Eroğlu’nu kötülemek veya İrsen Küçük’ü şeytanlaştırmaya çalışan güçler, şu veya bu tarafın, derin ilişkilerinin sözcülerdir, kalemleri, savunuculardır.

Onların yarattığı atmosferin peşinden de başkaları da sürüklenmektedir. Eroğlu’nu biri tenkit mi etti? Bir  tetikçi başka bir yayın organından tenkit edene çamur atarak boyunu gösteriyor.

 Biri İrsen Küçük’ü mü tenkit etti? Bir başkası, bir başka yayından ona çamur atarak boyunu gösteriyor.

İşte şimdi bu derin ilişkileri ele alma zamanıdır. Eroğlu’nun bu açıklaması, bu anlamda önemlidir ve ele alınmalıdır. Her düzeyde .  Bu 41 MİT ajanı sözüne dönmemelidir.

 Dibine inilmeli her gün bu ne diye sorulmalıdır? Türkiye’de TBMM telefonların dinlenmesi ile ilgili Komisyon kurdu. Belli sonuçlara da ulaşıyorlar. Kamuoyuna önemli bilgiler aktarılıyor. Peki bizde?

Bu derin ilişkiler elbette ki iktidarı güçlendirmek ve toplum üzerinde tahakküm kurmak için değerlendirilen önemli bir unsurdur. Ancak şunu bilmeliyiz. Bu tahakküm ve onun aracı tek başına buna karşı, karşı tahakküm kurmakla aşılamaz. Aşsan bile, bu kez değiştirdiğinin benzerine dönüşün. Eski SSCB buna en büyük örnektir.

 Öyle ise bu tahakkümü aşmanın yolu, tek başına karşı tahakkümle oluşmaz.

Bunu aşmanın yolu, öncelikle CB’nın dahi şikayet ettiği bu dinleme bilgilerine ve Büyükelçiliğin “makamın ilişkisi açığa çıkmıştır” diye belirttiği, her makamın, kendileri de dahil, bu ülkede herkesin malumu olduğu  ve siyasi – toplumsal hayatı, bu gizli ilişkilere dayanarak, şekillendirmeye yönelik, tüm gizli yapıların  ve ilişkilerin konuşulur tartışılır olmasını sağlamak gerekir.

Bunu yaygın şekilde yaptıktan sonra da herkesin açıklıkla görebileceği soruşturmalarla, bu işi açığa çıkartma gerekir. Böylece toplumda yaygın bilinci yükseltmek ve her görüşten insanın yaşamın derin ilişkilerle belli odaklarca şekillendirilmesine yönelik girişimlerine hassasiyet yaratılmalıdır. Bunu dağıtmak tek başına yasal işlerle olmuyor. Bunu dağıtan sonra, dağıtan da kendi sözde meşru gerekçesi ile kendi derin ilişkisini de kuruyor. Bunu hem dağıtmalı, hem de kimsenin buna girişemeyeceği çerçevede toplumsal açıklık ve duyarlılık yaratılmalıdır.

Buna öncelikle Sayın Eroğlundan başlamak gerekir. Meclis’te kurulacak olan bir araştırma komitesine çağrılmalı. Hem bu açıklaması ele alınmalı, hem Cumhurbaşkanlığına bu aletlerin alınıp alınmadığı sorgulanmalıdır. Ayni şekilde Sayın Büyükelçiden “makamın “açığa çıkan ilişkisi hakkında yazılı resmi açıklama istenmelidir. Gizli ilişkilerin tümünü de konuşmalıyız.

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1152 defa okunmuştur