Hepimizi korkutuyorlar
“Döviz yükseldi” sözü yalan!
Türk Lirası değersizleşti.
İstediğimiz kadar ağlayalım, tesellisi yok.
Matbaa geçtiğimiz hafta doğrudan Euro üzerinden ödeme istemişti.
Euro üzerinden basıyor, günlük kura göre Türk Lirası ödüyoruz.
TL’yi hiç istemiyorlar artık!
“Biz gazeteyi TL satıyoruz” dedik ama ikna olmadı.
Haklı!
Çünkü malzemeyi alırken Euro ödüyor.
Dün de bir başka alış-verişte dolar ödeme istediler.
“Sizin maaşınızı da dolar mı ödüyorlar” dedim, iletişim sessizleşti.
Mal sahibi değil, çalışandı görüştüğüm, muhtemelen boğazı düğümlendi, içi burkuldu.
***
Ne güzel anlattı sevgili İpek Borman, “Kıbrıs sorunu bu toplumun, bu adanın ve bu coğrafyanın asli sorunudur. Kıbrıs sorunu çözülmedikçe, ne tam anlamıyla diğer sorunlarımız çözülebilir, ne de geleceği tahayyül edebilecek bir durumda olabiliriz.”
“Yeni siyasetinizi alınız ve…...” diyeceğim ağzımı bozarak ama ayıp kaçacak.
Siz okurken içinizden geleni söylersiniz.
***
Bu demek değil ki “çözüm yoksa hayat yok.”
Elbette var.
Hatta kimi “fırsatlar” dahi yaratılabilir.
Güneyden döviz akışını artırmak gibi…
Uzlaşıcı bir dille mümkündür bu, dost bir siyasetle, barışçı bir yaklaşımla…
“Euro” kazananlar için ada yarısı cennet!
“TL” kazananlara cehennem!
***
“KKTC”yi Avrupa Birliği üyesi bir devlet gibi düşleyen ve tam bir yanılsama içinde yaşayan Dışişleri Bakanı’nın dışlayıcı ve ayrılıkçı açıklamaları TL’den de beter!
Başbakan’ın “onlara benzin vermeyiniz” diyen ELAM kafası yaklaşımları gibi!
Tam da şimdi ada içi geçişlerin en konforlu, kolay, rahat, süratle olması gereken zamandayız.
İnsanlar su gibi akmalı…
Piyasaya kaynak akışı güneyden de olmazsa nereden olacak?
***
Yıllardır, bir ay kuzeyde, bir ay güneyde yemeğe çıktığımız bir dostum var.
Meyhaneye gidiyoruz, ya da onun lisanıyla, tavernaya…
Geçen ay güneydeydik, 60 euro ödedi.
900 Türk Lirası’ndan fazla herhalde!
Önceki akşam benim sıramdı, kuzeyde, çok daha fazlasını yedik, içtik.
360 lira ödedim!
“Burası bedava” dedi, işletmeciye…
“Niye sık sık gelmiyorsunuz” sorusuyla yüzleşti.
Gülümsedi ve yanıtladı:
“Bizi korkutmayınız, çok daha fazla gelelim.”
***
Korkutuyorlar, hepimizi…