Hepsi ‘halk’ için
Şimdi anladınız mı senelerdir, Meclis'in büyük çoğunluğu niye hekim.
Çünkü güçlüler, hem de çok güçlü.
Bu güç “can” üzerinden!
* * *
Hani tüm mesele “devlet hastaneleri”ydi..
Hani “sağlığı paralı yaptırmayacaklardı...”
Hani asıl önemli olan “hastaların ücretsiz tedavi hakkı”ydı...
Günün sonunda "özel ücretle özel hasta bakma hakkı" için tüzük yeniden çalışıldı.
Ve tekmil siyaset bunu izledi, iktidarıyla, muhalefetiyle, meclisin içiyle, dışıyla, ortasıyla...
* * *
Topluma sunulan “kurgulanmış mağduriyet” sürerken, sağlığın sağlıksız halleri de değişmedi.
Hekim örgütleri ile iktidar, gözler önünde birbirine karşıtlık üzerinden beslenirken, gözler ardında gayet uyumlu işbirliği yaptı.
Öylesine ki, yurttaşın cebindeki paranın pay edilmesi için ter akıtılan tüzük, “sağlık fonu”na katkıyı dahi ortadan kaldırdı.
* * *
İlk “anons” sağlık müsteşarından geldi.
Maliye bakanını arıyorum, nedir, ne değildir, "bilgim yok" diyor.
Müsteşarın da bütçe dairesinin de...
Ve dikkat, Maliye'den bir "üst düzey", tüzüğü bir doktordan istediğini söylüyor, "alınca, bilgi vereceğim” diyor.
* * *
Meğerse mesele “devletin hastaneleri” değilmiş!
“Özel klinik ve hastanelerde özel ücretle hasta bakmak"mış mesele, kamudaki statüyü ve imkanları
korurken!
* * *
Kamulaştırmaya bakar mısınız?
Yani bir devlet, özel klinik ya da hastanelerini topluma açacak ve kamulaştıracaksa...
Yurttaşın her yerde ücretsiz –aslında sigortası ve fonuyla ödediği– sağlık hizmeti alması içindir.
Oysa bizdeki "kamulaştırma", hekimlerin, her yerde, yurttaştan ücret alması esasına dayanıyor!
Sizce bir “terslik” yok mu?
Gel gör ki solcular dahi "tın" demiyor!
Herkesin bir “susturucusu, korkutucusu, sempatizanı” oluşmuş ve senelerdir, iktidar ile örgütler arasındaki dirsek teması, yurttaşın cebinden tırtıklıyor!
Devlet ve sendika ve serbest ve özel ve kamu cümle hekim örgütü el ele vermiş, siyaset kendi arasında “sessiz sinema” oynarken, yurttaşın cebindeki paranın nasıl paylaşılacağı üzerinden çetin mücadele sürüyor.
Üstelik “sağlık fonu” geliri de kalkıyor.
Ve “neden, niçin, ne oluyor” diyen yok.
Tüm bunlar halk için (!)