Her şey tıkırında. Kurulmuş saat gibi gidiyor.  Bir Bayram’ı daha neşe, mutluluk içinde geçirdik.  Ne sterlin düşündük, ne dolar ne de Euro... Türk Lirası  mı ? Onu dilimize bile almadık.

Bayram bir yana, ‘Seçim’ günü yaklaşıyor. Biz Belediye Başkanlarımızı seçeceğiz kuzey komşumuz da Cumhurbaşkanı’nı... “İkisi birbirinden çok farklı” demeyin sakın. İkisi de  ‘Temizlik’ için. Gün, “Tamam mı devam mı ?” deme günü olacak.

***

Kararlıydım bilgisayarımın başında oturduğumda. Siyasi konulara hiç girmeyecektim bu yazıda. Havadan sudan söz edecektim. Havaya baktım.... Eyvahhhh...Hava da kendini kaybetmiş durumda. Bir güneşli, bir bulutlu. Yağmur bile, bildiğimiz yağmur gibi değil artık. Çamurlu-çirkefli düşüyor tepemize... Su’ya baktım, o da kararsız. Bir akıyor, bir duruyor. İçilir mi içilmez mi bile bilmiyoruz... “İyisi mi sen,  havayı-suyu da yazma” dedim  kendi kendime.

Fıkralar geliverdi aklıma. Bir baktım, ilginç ne var ne yok elimde diye. “İyisi mi sen, birkaç tane bu fıkralardan aktarıver okuyuculara. Birazcık gülümsesinler birazcık da düşünsünler” dedim.

Başbakan Olmak

İşçi adamın en büyük dileği, oğlunun okuyup büyük bir adam olmasıymış. Ama oğlu okulu devamlı asıp futbol oynamaya gidiyormuş.  Bir gün yine, okul saatinde onu futbol sahasında bulunca bir kenara çekmiş.

“Bak oğlum. Sen okuyasın diye büyük fedakarlıklar yapıyorum. Sen ise okulu asıp futbol oynamaya gidiyorsun. Neden ?”

“Ben okumak istemiyorum baba. Ben futbolcu olmak istiyorum.”

“İyi de oğlum, her futbol oynayan profesyonel futbolcu olamaz ki...”

“Sorun değil baba.  Futbolcu olamazsam ben de Başbakan olurum.”

Pamuk Prenses-Süpermen-Pinokyo

Pamuk Prenses, Süpermen ve Pinokyo birlikte yürüyüşe çıkmışlar. Önlerine bir tabela çıkmış. Tabelada ‘Dünyanın En Güzel Kadını Yarışması’ yazıyormuş. Pamuk Prenses hemen, “Ben bu yarışmaya katılacağım” demiş.

Yarım saat sonra geri döndüğünde arkadaşlarına müjdeyi vermiş. “Birinci oldum.Dünyanın en Güzel Kadını seçildim” demiş.

Yeniden yürümeye koyulmuşlar. Karşılarına bir tabela daha çıkmış. Üzerinde ‘Dünyanın En Güçlü Adamı Yarışması’ yazıyormuş. Süperman “Ben  bu yarışmaya katılacağım” demiş.

Yarım saat sonra geldiğinde arkadaşlarına “Kazandım” müjdesini vermiş.

Yine yola koyulmuşlar.  Ve yine bir tabela. Üzerinde ‘Dünyanın En Büyük Palavracısı Yarışması’ yazıyormuş. Pinokyo heveslenmiş bu sefer.”Ben bu yarışmada olmalıyım” demiş.

Yarım saat sonra gözyaşları içinde dönmüş arkadaşlarının yanına. “Kaybettim” demiş.

“Kim kazandı ki ?” diye sormuşlar. 

“Bir yerlerde Cumhurbaşkanı mıymış neymiş”.

Şart midur ?

Temel ile Dursun karşılaşmışlar. Temel, Dursun’un kulağına eğilmiş ve

“Ula Dursun..Pen ne yaptum bugün biliyur musun ?” demiş.

“Ne yaptin da ?”

“Ula Dursun. Pen bugün politikaya cirdum da....”

“Ula Temel...Sen deli misun ?”

Temel şaşırmış.

“Şart midur daaaa ?”

Büyüklerden İnciler ve Öğütler

Hz.Musa:  “Sizin aklınız var. Neden köleliği kabul ediyorsunuz ? Aklınızı neden kullanmıyorsunuz ? Aklınızı kullanın.”

Hz.İsa : “Aklınız var. Ama bir de kalbiniz var, bunu unutmayın. Duygularınıza da önem verin”

Marks: “Aklınız var. Yüreğinizin sesini de dinliyorsunuz ama karnınız aç ise neye yarar ki ?”

Freud: “Aklınız var yüreğinizin sesini de dinliyorsunuz. Karnınız da tok ama seks hayatınız berbatsa neye yarar ki ?”

Einstein: “Yukarıda söylenenlerin hepsi izafidir”

Sokak Ağzı

“Et da pahalı oldu sonunda. Anlaşılan yakın bir gelecekte mangal alışkanlığımızı da terkedeceğiz.” (Soydan-Girne)

***

“Güneyde bıraktığım mal-mülk benimdir... Kuzey’de üzerine konduklarım da benimdir... Adalet dediğin işte budur.” (Adalı-Lefkoşa)

***

“Aha Lefkoşa’ya yıldırım da düştü. Yakında daş da yağacag başımıza zaten.” (Musa Canbel)

***

“Özgürgün tüm dokunulmazlıklar kaldırılsın, ben varım demiş. O zaman girin Meclise, verin bir öneri, oylayın, geçirin... Lafta bırakmayın ...” (Güner Kaşık)

***

“Başkanlar seçilecek yol tamiratları tatile girecek. Allah kerim beş yıl sonraya.” (Serdar-Lefkoşa)

***

“Lefkoşa-İskele yolunda bir tabela: ‘Mağusa İlçe Sınırı’...Anlayamadım. Mağusa ilçe mi ? Yoksa il mi ?” (Nusret Kaçan-İskele)