Her mevsim meyve, sebze, emek
Minareliköy’deki bahçesinde her mevsim meyve sebzesini yetiştiren Alkan Çoban, bölgede yapılan yeni uygulama ile birçok üreticinin molehiya üretiminden vazgeçtiğini belirtse de bunu “Geç kalınmış bir uygulama” olarak nitelendirdi…
Fehime ALASYA
Kıbrıslı her ailenin sofrasına giren ve yılın iki ayında tarlalarda yeşeren molehiya, sıcakların baş göstermesi ile filizlendi…
Minareliköy’deki bahçesinde her mevsim meyve sebzesini yetiştiren Alkan Çoban, bölgede yapılan yeni uygulama ile birçok üreticinin molehiya üretiminden vazgeçtiğini belirtse de buna rağmen “Geç kalınmış bir uygulama” olarak nitelendirdi…
Her yıl bahçesinde yetiştirdiği molehiyaların doğal düşmanlarıyla ilaç kullanmadan başa çıktığını anlatan Çoban, sırlarını ADRES okuyucularıyla paylaştı.
Minareliköy Kooperatifi tarafından zeytin bahçelerine getirilen ‘damlama sulama zorunluluğu’ uygulaması ile üreticilerin zora düştüğünü ifade eden Çoban, aynı zamanda bu sayede yer altı kaynaklarının tasarruflu kullanılmasının da önemli olduğunu savundu.
Kendi bahçesinde bulunan su kuyusu sayesinde sıkıntı yaşamadığına dikkat çeken Çoban, damlama sulama yöntemiyle daha tasarruflu ve korkusuz su kullandığını anlattı.
Minareliköy Kooperatifi tarafından getirilen bu zorunlulukla, zeytin tarlalarına döşenen damlama sulama sisteminin, yine şirket tarafından karşılandığını belirtti.
BU BİR KÜLTÜR…
Molehiya yetiştiriciliğinin kolay olduğunu anlatan Çoban, bu bitkinin yemeğinin ülkede bir kültür olduğunu ifade etti.
Çoban, molehiyanın düşmanı olan sinek ve sarı sarmaşık otun doğal ilacının, kendi yaptığı acı biber, zeytinyağı ve sarımsak karışımı olduğunu anlattı.
Yaklaşık 100 metrekare içerisine ektiği molehiya bahçesindeki üretimin sadece kendi ailesi ve tanıdıklarına yettiğini anlatan Çoban, ürünlerini marketlere pazarlamadığını kaydetti.
Çoban, sabah 5 ile 8 saatleri, akşamüzeri ise 6 ile 8 saatleri arasında tarlaya indiğini anlattı.
“BOŞUNA DEMEMİŞLER BAKARSAN BAĞ, BAKMAZSAN DAĞ OLUR DİYE…”
Bu yılki verimi değerlendiren Çoban, molehiya yanında tarlasında bulunan börülce, kabak, patlıcan, salatalık gibi sebzelerin de bereketli olduğunu ifade etti.
Çoban, “Bu yıl molehiya da diğer sebzeler de verimli geldi. Ben de daha çok tarlada vakit geçirdim, ilgilendim, bu yüzden daha güzel verim aldım. Boşuna dememişler bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur diye… Kuyudan gelen su ile tarlamı bu halde tutabiliyorum. Aksi halde su olmadan hiçbir şey olmazdı… Ülkedeki su sıkıntısının önüne geçilirse insanımız üretir, verim güzel olur.”
FİYATLAR BAĞINA GÖRE 7 TL’DEN 15 TL’YE DEĞİŞİYOR…
Bu yıl kendi bahçesinde olan verimin güzel olmasına karşın bölgede çok fazla üretim yapılmadığına dikkat çeken Çoban, fiyatların geçen yıla oranla aynı seyirde olduğunu anlattı. Çoban, “Bu yıl marketlerde 7 TL’den başlayan molehiya bağlarının kimisi küçük boy, kimisi de büyük boydur, fiyatları da buna göre değişiyor. 7 TL’den başlayan molehiya demetleri, büyüyerek 15 TL’ye kadar çıkabiliyor. Benim bahçemdeki fiyatlar da bu yıl aynı, değişmedi… Her yıl olduğu gibi bu yıl da ayıklanmış molehiyaya talep var. Alıp evinde ayıklayanlara karşın, ayıklanmış isteyenler de oluyor…”
“DÜZENLİ DENETİM ŞART”
Molehiya tohumunu dahi kendi bahçesinden yetiştiren ve dışarıdan satın almayan Çoban, tohumların bile genetiğiyle oynanıyor diyerek serzenişte bulunuyor ve dıştan tohum satın almadan kendi ihtiyacı kadarını stokluyor.
Kâr amaçlı çalışan ve maddi kaygı içerisinde olan bazı üreticilerin de bulunduğuna değinen Çoban “Para için ilaç veya hormon atıp erken zamanda hızla molehiyaların büyümesini sağlıyorlar. Molehiya çok hile kaldıran bir üründür, üretici isterse ilaç da kullanır, sahtekârlık da yapar, bunun önüne geçmek için çok sıkı denetim yapılması gerek. Bu üründen hiç ilaç atmadan dahi çok güzel verim alabiliyorsunuz. Herkes dikkatli olmalı, ilaç kullanmadan üretmeli, hastalıklar arttı…” diyor.