“Her şey para değil, Mühim olan eş, dost”
“Her şey para değil, Mühim olan eş, dost”
Levent Özdağ
Nihat Selvitopu, Kuzey Kıbrıs’ın bildiği ve yediği en meşhur döner dükkânının yani ‘Nihat’ın Yeri’nin sahibi. 35 yıldır mesleğin içinde, kendi deyimi ile “Dişim, tırnağım ile geldim bu duruma” diyor Nihat Usta. 1967 yılından beri, kendini bildi bileli esnaf olan Nihat Usta, Türkiye Bursa’dan eşi ile evlendikten sonra geldiği 1984 yılında Kıbrıs aşığı oldu. Nihat Usta “Burası benim vatanım, çocuklarım burada doğdu ve Kıbrıs’ta torun sahibi de oldum” diyor. Nihat Usta “Tek mesai sistemi öğlen işimizi tamamen bitirdi” diye ekliyor…
• Esnaflık veya bir esnafın gün içinde yaşadığı duygular nasıldır?
• “Esnafın öncelikle işini sevmesi lazım, yaptığı işi sevmesi lazım. İşini sevdiğin sürece esnaflık çok güzel bir şey, duygusu tarif edilemez. Gününe göre de değişir tabii ki, moral önemli. Moralsiz de olsan işine yansıtmaman lazım, personele yansıtmamak ve en önemlisi müşteriye yansıtmamak gerekir.”
• Hiç düşündünüz mü esnaf değil de memur olsaydım, masa başı bir işim olsaydı diye?
• “Hiçbir zaman düşünmedim, öyle bir niyetim de olmadı. 1967 senesinden beri esnafım. Anneden, babadan bir şey gelmeyince mecbur çalışmak gerekiyor. Her daim çalışmak lazım ne derler; “çalışan demir paslanmaz” diye. Mesela ben 3 ay önce 5 damarım tıkalı olduğu için açık kalp ameliyatı oldum, 17. gün geldim işimin başına. Doktorların o kadar yasaklamasına rağmen işimin başına geldim. YDÜ Hastanesi’nde ameliyat oldum ve çok memnunum.”
• Yetki sahibi olsaydınız esnaf için neyi değiştirmek isterdiniz?
• “Esnafın derdinden esnaf anlar. Hiçbir siyasi esnafın derdini anlayamaz. Çalışan kesim anlar, memur kesim de anlamaz.”
• Bir dönerin hazırlanması süreci ne kadar zaman alır?
• “Sabah 06:30’da kalkarım, döner o saat hazırlanmaya başlar. En az 3 saat baharatlı bir şekilde dinlenmesi lazım. Güzel lezzeti verebilmesi için baharatın içine işlemesi gerekir. Pişmeye başladığında yarım saat içinde kızarmaya başlar. Yani toplam dönerin hazırlanması pişmesi ve sunum için ön hazırlık 5 saat gibi süre gerekir. Tabii bunun içine yoğurmayı koymadım. İçine konulan malzemeyi hep burada kendimiz hazırlarız.”
• İlk Kıbrıs’a geldiğinizde 1984 yılı ile şimdi arasında ne farklar var?
• “Çok fark var. Her şeyden önce balayına geldik, eşimle birlikte gezmeye geldik. Burayı çok beğenmiştik ve o zaman Türkiye’de o dönem terör yoğundu, hala daha var maalesef. Eşimle buraya geldiğimizde ben ilk Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın restoranında çalıştım. Sonra Enişte Restoranda çalıştım çevre edindim, rahmetli Enişte’den çok büyük bir saygı ve altyapı aldım. zamanki insanların birbirine saygısı, sevgisi vardı. Maalesef şu anda ne küçüğün büyüğe, ne büyüğün küçüğe saygısı kaldı. Bilmiyorum toplum olarak nereye gidiyoruz. Tek mesai sistemi öğlen servisi işimizi bitirdi. Çok siyasi ile bu konuyu görüştüm ama maalesef bir çare bulunamadı ve tüm esnaf öğlen arası kavramı kalmadığı için kan ağlıyor.”
• Hayalinizde bir ülke var mı, nasıl bir ülkede yaşamak isterdiniz?
• “Benim ülkem burası, ben burayı çok seviyorum. Çocuklarım burada doğdu, büyüdü ve torun sahibi de oldum. Hiçbir zaman başka ülke hayal etmedim. Aslen Bursalıyım, orası da güzel şehir ama burası benim için çok rahat. Kimse kimseyi rahatsız etmiyor. Bursa’ya tatile gidiyoruz ailecek bir hafta dayanabiliyoruz. Kıbrıs’ta beni tanımayan yok, Karpaz’a bile gitsem Nihat Usta hoş geldin derler. Çevrem burada, işim burada, düzenim burada.”
• İş saatinde veya özel hayatınızda en fazla nelere öfkelenilirsiniz?
• “Haksızlığa hiçbir türlü dayanamam. Evde de olsun, işte de olsun hiçbir türlü haksızlığa gelemem. Hiçbir sabrım da yoktur hemen patlarım. Birisine karşı kendimi kullandırtmam.”
• Çocuklarınız sizin mesleğinizi yapacak mı?
• “Yok, iki tane kızım var. Birisi bankacı diğeri özel bir şirkette çalışıyor. Hayatlarını devam ettiriyorlar. Bana babadan kalmıştı meslek, şu an küçük torunum Nihat’ımız var inşallah o yapabilir belki. Zaman neyi gösterir bilemeyiz.”
• Mesleğiniz size ne kazandırdı veya neler kaybettirdi?
• Öncelikle maddiyata önem vermedim, ikinci planda oldu. Fakat çok iyi şeyler kazandım burada. Bunlar çevre, saygı, sevgi kazandım. Her şey para değil mühim olanlar eşler, dostlar…”