1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Her şey ‘Surlariçi’ sevgisiyle başladı”
“Her şey ‘Surlariçi’ sevgisiyle başladı”

“Her şey ‘Surlariçi’ sevgisiyle başladı”

Genç yatırımcı Doğa Bağlarbaşı’nın himayesinde açılan NO: 40, Bandabulya’da yıldızı giderek parlayan yeni oluşumlardan biri…

A+A-

Fehime ALASYA

Doğa Bağlarbaşı, Bandabulya’da, NO:40 isimli dükkânında likör, kolonya, sabun gibi ürünlerin satışıyla genç neslin Surlariçi’ne dönmesiyle çarşının eski ruhunun canlanmasına katkı koyuyor.

Bilkent Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi okuyan Doğa Bağlarbaşı, aileden gelen likör üretimine merak salmasıyla farklı bir alanda uğraş vermeye başlar.

Uzun yıllar ticaretle uğraşan bir kimya mühendisinin oğlu olan Doğa Bağlarbaşı, babasının hobi olarak gördüğü ve severek uğraş verdiği alanda kendisi de işin hem imalatında hem de sunum kısmında görev aldı.

Üç yıldır Likör ve krem üretimi yapan Bağlarbaşı, yaklaşık sekiz aydır da Lefkoşa Surlariçi’ndeki Belediye Pazarı, nam-ı diğer Bandabulya’da, NO:40 isimli dükkânında hizmet veriyor. Genç yatırımcı Doğa Bağlarbaşı’nın himayesinde açılan dükkân, Bandabulya’da yıldızı giderek parlayan yeni oluşumlardan biri…

Doğa Bağlarbaşı, dükkânında, kimyasal katkı olmaksızın babasının imalathanesinde ürettiği,  harnıp, incir, havuç, babutsa, nar gibi pek çok meyvenin likörü, harnıp şarabı, bergamut, yasemin, zeytinyağı ve gül kremleri, sucuk, zivaniya, limon kolonyası, oda kokusu ve sabun çeşitleri gibi pek çok ürün barındırıyor. Kendi bahçelerinden topladıkları mahsulleri kullanan Bağlarbaşı ailesi, tamamen doğada yetişen doğal ürünler kullanıyor.

Ürünlerini hediyelik veya turistik eşya satan yerlere de veren Bağlarbaşı, ilk etapta Büyük Han, Kumarcılar Hanı ve Girne’de yer alıyor. 

 


“Bu bölgenin de, Bandabulya’nın da daha iyi duruma gelmesi ve canlanması için zamana ihtiyacı var kanısındayım”

Doğa Bağlarbaşı; “Bana ‘Gerçek Kıbrıs burada yaşıyormuş’ gibi geliyor”

Bandabulya’da açmış olduğu dükkândan çok büyük beklentilerinin olmadığına değinen Doğa Bağlarbaşı, genç neslin Surlariçi’ne dönmesiyle çarşının eski ruhunun canlanmaya başladığını anlattı. Bağlarbaşı şöyle devam etti: “Surlariçi, Bandabulya çok sevdiğim ve buralar ürün vermek için sürekli gelip gittiğim yerlerdi. Açılan ihaleyi görünce hemen katıldım ve buradan bir yer aldım. Dışa pazarladığımız ürünleri artık kendi dükkânımda pazarlıyorum. Bana ‘Gerçek Kıbrıs burada yaşıyormuş’ gibi geliyor.

Genç neslin de buraya gelmesi, düşümüzün gerçeğe dönüştüğünü kanıtlıyor gibi. İnşallah bu eğilim böyle devam eder. Burayı açarken endişelerimiz vardı, sanırım her yerde ve her işte bu endişeler olabilir. Bizde de oldu fakat her zaman burasının başaracağı inancım vardı. Burayı açarken çok büyük beklentilerle açmadım fakat işleyişimiz beklentilerimizin üstünde oldu. Benim dükkânımın da, bu bölgenin de, Banadabulya’nın da daha iyi duruma gelmesi ve canlanması için zamana ihtiyacı var kanısındayım.”

“Buranın Floransa’dan hiçbir farkı yoktur”

Bölgenin daha fazla canlanması için altyapının güzelleştirilmesi gerektiğine inanan Bağlarbaşı, “Sokaklar, caddeler, binalar biraz güzelleştirilirse ve gerekli düzenlemeler yapılırsa buranın Floransa’dan hiçbir farkı yoktur” diyerek, mevcut tarihi mimari yapının korunarak, bölgenin güzelleştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Bağlarbaşı, bölgenin değerlendirildiği takdirde dünyanın birçok güzel şehri ile kıyaslanabilineceğine değindi.  

“Sosyal medyanın etkili olduğunu düşünüyorum”

Reklam amaçlı sosyal medyayı kullandıklarını dile getiren Bağlarbaşı, bunun olumlu etkisini gördüklerini anlattı, komşuları ile sıcak bir dayanışma kurduklarını ifade etti. Bağlarbaşı şöyle devam etti; “Turistler geliyor, yerli de gelmeye başladı, reklam amaçlı sosyal medyayı kullanıyoruz. Sosyal medyada görenler arayıp yerimizi soruyor ve geliyor, sosyal medyanın etkili olduğunu düşünüyorum. Bölge olarak da birbirimizi destekliyoruz. Komşularımız yan dükkâna gelen birini uğurlarken, bizim de ürünlerimize bakması gerektiğini öneriyor. Birbirimize destek oluyoruz. Merdivenleri teker teker çıkmaya çalışıyoruz.” dedi.     

El yapımı likör, kolonya, krem gibi çok çeşitli ürünleri Lefkoşa Surlariçi Bandabulya’da NO:40 adlı dükkânında satışa sunan Doğa Bağlarbaşı, içindeki Surlariçi sevgisiyle yola çıkmış… 

“Kullananlardan da çok güzel geri dönüşüm alıyoruz”

Dükkânda satılan tüm ürün çeşitlerinin tamamen el yapımı ve doğal olduğuna değinen Bağlarbaşı, bu durumdan dolayı müşteri memnuniyetinin çok yüksek olduğunu ifade etti. Kimya mühendisi bir babanın oğlu olan Doğa Bağlarbaşı, dükkânında, babasının imalathanesinde ürettiği, kimyasal katkı olmaksızın harnıp, incir, havuç, babutsa, nar gibi pek çok meyvenin likörü, harnıp şarabı, bergamut, yasemin, zeytinyağı ve gül kremleri, sucuk, zivaniya, limon kolonyası, oda kokusu ve sabun çeşitleri gibi pek çok ürün barındırıyor. Kendi bahçelerinden topladıkları mahsulleri kullanan Bağlarbaşı ailesi, tamamen doğada yetişen doğal ürünler kullanıyor. Özellikle zeytin ağacının mucizevî faydalarını anlatan Bağlarbaşı, “Ürünlerimiz doğaldır ve içinde bol miktarda kimyasal olan ürünlerden değildir. Özellikle zeytinyağı kremi çok mucizevî bir olay... Bu krem çeşidini çok fazla satıyoruz ve kullananlardan da çok güzel geri dönüşüm alıyoruz. Bu kremi kullananlar gelip yeniden alıyor.

Örneğin el yapımı zivaniya var, alkol oranı çok yüksek, evde yapılan bir üründür. Daha çok yerli ürünleri işliyor, kendi bahçemizin ürünlerini kullanıyoruz. Likörlerimizin hepsi harnıp hariç kendi bahçelerimizden yaptığımız ürünlerdir. Harnıp bahçemizde yok, onu da dağdaki ağaçlardan topluyoruz. Babam kimya mühendisidir, uzun yıllar ticaretle uğraştı, ardından emekli olunca kendini bu ürünleri yapmaya adadı. Babam severek yapıyor, ben de severek pazarlıyorum, geçinmeye çalışıyorum. Bu işten elde ettiğim gelir evimi geçindirmeme yardımcı oluyor fakat sadece Bandabulya’daki NO:40 için bunu söylemem mümkün değil.” şeklinde konuştu.     

Bu haber toplam 7401 defa okunmuştur
Etiketler :