Her şeye rağmen yılmadı, başardı…
Öğretmen Ebru Seven, yıllar süren işsizlik ve kalp hastalığına rağmen yılmadı… Şimdi ise MozArt School’da mesleğini yapıyor, geçirdiği günlerin kıymetini biliyor…
Dila ŞİMŞEK
2005 yılında başladığı öğretmenlik hayatında, oradan oraya gezdiği özel okullarda, dershanelerde ve devlet okullarında geçici öğretmen statüsüyle çalışarak 5 yıl geçiren Ebru Seven, üstüne üstlük sağlık sorunlarıyla da boğuşmuş, her şeye rağmen yılmamış. Seven şimdilerde çok sevdiği müzik öğretmenliğiyle MozArt School’da…
Yaşadıklarını “Yıllarca her yıl aynı ümitle devlet sınavlarına hazırlanmak, bir işinin olup olmayacağını bilememek herkesin yaşadığı gibi benim içinde bayağı stresliydi” diye anlatan Seven, 2010 yılında yakalandığı ani kalp kapakçığı rahatsızlığı ve sonrasında geçirdiği açık kalp ameliyatı nedeniyle yaklaşık iki yıl öğretmenliğe ara vermek zorunda kaldığını söylüyor.
Hem işsizlik, hem sağlık problemleri yaşadığını ve kendisi için çok stresli bir dönemden geçtiğini belirten Seven, sağlığına kavuşunca bir teklifi değerlendirerek iş hayatına atılmış.
“Eğitimde tek başına yol almak, bir şeyler yaratmak ve bunu duyurmak, güven sağlamak bayağı zordu”
Hastalığı öncesi bir özel ders aracılığıyla tanıştığı kişinin, yıllar sonra kendisine ulaştığını belirten Seven, yabancılara Türkçe dersi vermesi için teklif aldığını söylüyor. “Bende o özel okulda yabancılara sadece ders saatlerinde giderek Türkçe dersi vermeye başladım. Sonrasında kendisinin işten ayrılması nedeniyle, bina sahibine verdiğim fikirler, çalışmaya olan tutkum, işletebileceğime ve başarabileceğime olan inancım sayesinde o okulda bana sunulan fırsat sayesinde sorumlu öğretmen ben oldum. O okulla birlikte bende büyüdüm. Eğitimde tek başına yol almak, bir şeyler yaratmak ve bunu duyurmak, güven sağlamak bayağı zordu” diyor.
“İyi ki, iyi ki iyi ki…”
Beş aydır kendi okulunda görev yürüten Seven, bu noktaya nasıl geldiğini anlatırken hayatında ‘keşke’lere yer yok… Bunun aksine tüm yaşanmışlıklarından güzel bir ders aldığını belirten Seven, atlattığı sağlık sorunlarının ardından her anına pek çok ‘İYİ Kİ’ sığdırmış.
Bugüne dek geldiği süreci “1 İnsan 1 Öykü” köşesi için anlatan Seven, şunları ifade etti:
“Hiçbir maddi amaç gütmeden sadece bu işi çok sevdiğim için, azmederek ve başarma hedefiyle bu okula inanılmaz sarıldım. Ben kendi işim gibi benimsediğim ve sarıldığım için tüm herkes, çevre, ailem aynı şekilde işime değer verdi ve destekledi. İlk 3-4 yılımı okulu tanıtmak, güven sağlamak ve aynı zamanda okulda bir ekip kurmakla geçirdim. Sonrasında okul öncesi ve ETÜD bölümlerini orada açarak okulun hızla büyümesine imkan verdim. Bu sırada kendimi pek çok alanda da geliştirdim. 2012 yılından beri en büyük hayalim kendim gibi işini seven, işine bağlı çalışanlarla güzel bir ekip kurmak ve hep birlikte başarmaktı. Öyle de oldu. O ekibi kurdum, yaptığımız işle hep başarıyla anıldık. 7 buçuk yıl bu şekilde hizmet verdikten sonra şartlar dolayısıyla ani bir kararla ayrılma kararı aldım. Benim için gerçekten zor bir karardı. Kendimi bulduğum, yoktan yarattığım, sıkı sıkıya sarılıp hayatımın merkezine koyduğum, ismimi bile onunla anıldığı bir okuldu. Ayrılığımın ardından, tamamen kendi adıma Ağustos 2019’da Mozart Prep-Music School’u açtım. Kurduğum ekip, çalışma arkadaşlarım bana bu yolda güvendikleri için, bu işe benimle birlikte başladıkları için benimle birlikte devam etme kararı aldılar. Okulumuz açılalı 5 ay oldu. Fakat yıllardır kurulu sistemimiz, tecrübemizle sadece bina ve isim değişikliği yapmış gibiyiz. Kurduğum sistemle, çalışma düzenimizle, yıllardır birlikte yol aldığımız öğretmenlerimizle ve ailelerimizle hiç yeni gibi hissetmiyoruz.
“100’e yakın öğrenciye hizmet vermekteyiz”
“Okulumuz şuan etüt, müzik ve okul öncesi olarak hizmet vermektedir. 5 ay önce hizmete girmemize rağmen bize güvenen ailelerin olması, bu piyasada yıllardır var olmanın ve tecrübemizin avantajları olarak bu gün 100’e yakın öğrenciye hizmet vermekteyiz.”
“İyi ki öğretmenlik sınavlarını kazanmamışım…”
Bugün vardığım bu noktadaki en büyük şansım karşıma çıkan fırsatları iyi değerlendirmem, cesaretim, çalışmaktan korkmamam ve azimle, sevgiyle yılmadan çok çalışmam oldu. Herkesin hayatına birileri mutlaka dokunuyor. Ben hiç bir zaman pes etmedim. Bugün sadece maaş odaklı olsaydım bu işte 3-4 yıl elimi bile oynatmamam gerekirdi. Ben sadece yaptığım işi çok sevdim. Hastalığım bir dönüm noktasıydı. Geçirdiğim rahatsızlıktan sonra stres yaşamamak için devlet sınavlarına kesinlikle girmeme kararı almıştım. Hayatın benim için planı bu şekildeydi ve tabi ki o zaman ben bunu göremezdim. Bugün baktığımda iyi ki diyebileceğim o kadar şey var ki; iyi ki öğretmenlik sınavlarını kazanmamışım, iyi ki o dershanede çalışmışım, iyi ki Türkçe dersi verdiğim kişi beni yıllar sonra hatırlamış, iyi ki o okulu bana verilen fırsat sayesinde hiç pes etmeden bugünlere getirdim ki birilerine bugün iş imkanı oldum ve en önemlisi bugün iyi ki kendi okulumun başındayım.”