“Her vekile 3 kontenjan” iddiası doğru mu?
Kimi öfkelerin sebebi değer yargıları, idealler ya da adalet duygusu değildir!
“Sıra niye bize gelmiyor” yerinmesidir.
Çürümüşlük böyle büyümüştür.
***
“Ulusal Birlik” diye meydanları titreten emektar partililerden biri geldi...
Listeyi önüme serdi...
- Bir vekilin kızı, Lefkoşa’da...
- Bir vekilin yeğeni, Girne’de...
Kamuda işe başlamışlar...
İsimleri de veriyor.
Burada özellikle yazmıyorum.
Çünkü “kişiler” değil mesele...
Ne yazık ki “çürümüşlük” kurumsallaştı yaşadığımız ülkede...
***
- Güzelyurt’tan bir vekilin kaynı, Kaymakam.
- Girne’den bir vekilin kardeşi, Yönetim Kurulu başkanı.
- Güzelyurt’tan bir vekilin yeğeni, daire müdürü...
Ne kadar da çabuk oldu bu işler (!)
***
İddia ciddi.
Ve iddia sahibi kaynağım “iyi” partili !
- Her vekile 3 kontenjan verildi. Buna bağımsızlar da dahil. Bu üç kontenjan kamuda istihdam, üst kademe yöneticisi ya da yönetim kurullarında görevlendirme için kullanılacak.
***
İddia diyorum.
Çünkü doğru mu yalan mı bilmiyorum.
Ama ülke küçük.
Herkes göz önünde.
Hükümet sayıca azınlık.
Ve pek çok yasa var, sırada bekleyen.
Bir de “giyotin” gibi duran “Mali Protokol.”
İşte bu nedenle her bir vekilin havaya kalkacak parmağı altın değerinde..
Peki “tutkal” ne?
Yani geçmişte kolaylıkla dört bir yana savrulan bu vekilleri bir arada tutabilmenin formülünü nasıl bulmuşlar acaba?
İnsanın içine şüphe düşüyor...
Eğer iddia doğruysa, bu kontenjanlar verilmişse, bu süreç başlamışsa, altından kalkamayacaktır ne DP, ne UBP.
***
1974’ten bugüne Nazım’ın deyişiyle güneşin etrafında 42 kere döndü dünya...
Ama “güneş” amblemli partinin “dünyası” halen buysa, bilsinler ki, kendi yakınları dahil olmak üzere geleceğe ihanet ediyorlar sadece...