Her yüz genç…
Yüz gençten otuzu işsiz!
Geri kalan yetmişin çoğunluğu asgari ücretle çalışıyor.
Çoğu üniversite mezunu.
Eğitim hayatları boyunca ailelerinin harcadığı parayı gençlerin önümüzdeki on senede çalışarak kazanma şansları var mı, yok mu, emin değilim.
Epeyce zor.
Okul öncesi eğitimden üniversite mezuniyetine kadar özel okullarda eğitim gören önemli bir çoğunluk var.
13-15 sene bir “yatırım” bu...
Sonu hüsran!
* * *
Yüz gençten doksan dokuzu sanırım yaşadığımız bu “hayali devlet” üzerinde kendisine gelecek görmüyor.
Beşparmak dağlarının yamacından kuzeye doğru baktığında Torosları gördüğü için mutlu olan adam bunu pek umursamıyor.
O kuzeye bakarken, işsiz gençler güneye gidiyor. Yüzünü Avrupa’ya dönen gençler kaçış hayali kuruyor.
* * *
Partilerden çok daha fazla adayların birbirleri ile yarıştığı ve “hükümeti kim kuracak” odaklı söylemlerin büyüdüğü bu seçim sürecinde asıl soru şu olmalıdır: Geleceği kim kuracak?
Seçen de seçilmek isteyen de buna odaklanmalıdır mutlaka!
“Gelecek kurmak.”
Bu söz, şu günlerde hepimizi korkutuyor.
* * *
Yaşadığımız bataklığın yaratıcısı “Ulusal” hükümetlerdir.
Kör olsanız görürsünüz!
Uluslararası toplumun dışında kalmak ve içine kapatıldığımız mağaraya alışmaktır temel sorunumuz…
Gölgeleri gerçek sanıyoruz, kuklaları insan (!)
* * *
Sığlık, sıradanlık, vasatlık yeter artık!
Her yüz genç, bugünden çok daha aydınlık bir geleceği hak ediyor.