1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. Herkesin bir 'örtülüsü' var
Mert Özdağ

Mert Özdağ

Herkesin bir 'örtülüsü' var

A+A-

Bu yıl 578 milyon TL bu yılki bütçe açığı öngörülüyormuş!
Düşünebiliyor musunuz?
578 milyon TL!
Beş yüz yetmiş sekiz milyon TL…

                                                                     ***

Ekonomik kriz ya da kemer sıkma dönemlerinde hep kullanılan bir sözdür "tasarruf"…
Ancak bu tasarruf genellikle de kamuda pek de sözlük anlamına göre algılanmaz…
Kamunun tepesinden tırnağına tasarruf özel sektördeki gibi uygulanmaz.
Hem yöneticisi hem çalışanı konu kamu olunca tasarruflu davranmaz.
"Davranmaz" diyorum çünkü bu davranış kendi evinde olunca değişir.  
Kendi özel yaşamında hiç de savurgan olmayan kamunun herhangi bir üyesi, devlet dairesinde/kurumunda olunca, yani konu KKTC'nin parası olunca iş değişir.

                                                                     ***

Hafta sonu kamu binaları önünden geçerken çalışan klimaları görmüşsünüzdür.
Evinizde de o klimaları açık mı bırakırsınız siz hafta sonu?
Birileri tasarruf önerince de savunma hemen hazırdır, "İyi de bakanlar devletinden kasasından gezip tozmasın bize gelene kadar tasarruf yapılması gereken yer çok"
Israr ederseniz hemen makam arabaları konusu açılır, zenginlerden vergi alınmaz tantanası başlatılır, konu uzadıkça uzar…
İş törenlere, resepsiyonlara, kutlamalara kadar gider…
İzaz ikram neden var mesela bakanlıklarda?
"E bakan devletin misafirlerini cebinden mi ağırlasın?"
Yeni bakan ve üst düzey yöneticiler seçilir seçilmez ilk işleri makam odalarını yenilemek olur.
"Neden böyle yaptınız" diye size yakın bir bürokrata konuyu açsanız, "Ne var bunda canım, her gelen yeniler odasını"
Bu tavır en tepeye kadar gider…
Mesela Cumhurbaşkanı bile örtülü ödeneği kullanmak için "E ne var canım, diğerleri de kullandı" savunmasını yapar.

                                                                     ***

Bu gibi örnek çok… Siz de mutlaka böylesi sohbetleri işitmişsinizdir.
Bu devlet okul yapmaktan acizse elbette bu tavır tepeden tırnağa sorgulanmalı.
Bu devlet yollarını yama yapmaya kaynak bulamıyorsa, pek tabii bu tavır irdelenmeli.
Bu devletin mahkemesi kaynak sorunu nedeniyle tören iptal edebiliyorsa bu sorun önemsenmeli. 
Bu devletin okullarında kitaplar kaynak sorunu nedeniyle geç dağıtılıyorsa bu anlayış konuşulmalı.
Bu ülkenin belediyeleri parasızlıktan çöpleri toplamaktan acizse bu tavır sorgulanmalı.
Evet "kaynak sorunu" nedeniyle kalıcı sorunları çözemeyecek duruma geldik.
Oysa ki tasarruf yapabilmeyi öğrenebilsek her şey çok değişecek.
Gerçekten her şey çok değişecek…

 


Uçak biletleri neden pahalı?

Bir TV kanalında canım hükümetten bir vekil uçak biletlerinin pahalılığından dem vuruyor… Şimdi “uçak biletleri neden pahalı” diye durup kara kara düşünüyor canım hükümet yetkilisi… Geçmişe bakmanızı tavsiye ederim sevgili UBP'li! 
Senin partinin yönettiği hükümetin Ercan’ı Türkiyeli özel şirkete devrettiği günleri hatırlayın, neler konuşuluyordu? Hemen hemen herkes şikâyetçiydi…
Taksiciler “ek” bedel ödemeye mahkûm edildikleri için isyandaydı…
Özel havayolu şirketleri de şikayetçiydi…
Ercan’da ödenen vergilerin aniden artmasına tepki gösteren şirketler de bu durumdan rahatsızdı…
Hatırlayınız, tüm bunlara tepki gösteren PEGASUS, ATLASJET ve ONURAİR “Uçuşları keseriz” diye tehditte de bulunmuşlardı…
Peki neye getirilmişti bu artışlar? İşte o günlerde basına yansıyanlar:

  • “Konma” ücreti, 3 Dolar’dan 4 Euro’ya çıktı.
  • “Konaklama” ücreti,  1.5 Dolar’dan 1.5 Euro’ya…
  • “Aydınlatma” ücreti 0 TL’den 35 Euro’ya…
  • Akaryakıt imtiyaz ücreti “muaf” iken, ton başına 4 Euro’ya…
  • “Yaklaşma” ücreti “muaf” iken 25 Euro’ya…
  • “Kargo” ücreti “muaf” iken ton başına 4 Euro’ya…
  • “Uçak hat bakım” ücreti 15 Dolar’dan 18 Euro’ya çıktı.

Gördünüz mü uçak biletleri neden pahalı?
Özel havayolu, özel havaalanı…
Rakamlar ortada…
 

 

Bu yazı toplam 1720 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar