‘Hesabını kim soracak?’
“Özgürgün ve Sayıştay Başkanının arasındaki ilişkiler o kadar güçlüdür ki, bu dilekçelere dokunmaz bile… “
Eski Dışişleri Bakanı Kutlay Erk, bakanlık bütçesinin UBP Kurultayı döneminde “peynir ekmek” gibi dağıtıldığını söyleyerek, ilk altı ayda 148 bin TL’lik harcama yapıldığını açıkladı
Bütçe 6 ayda tüketildi, peynir ekmek gibi para dağıtıldı. ‘Geçiş Hükümeti’nin Dışişleri Bakanı Kutlay Erk, eski bakan Hüseyin Özgürgün’ün nasıl Dışişleri Bakanlığı’nın parasını tükettiğini anlattı, konun Sayıştaylığın bilgisinde olmasına rağmen, herhangi bir adım atılmamasını eleştirdi, Özgürgün ile Sayıştay Başkanı Osman Korhan arasındaki ilişkiye dikkat çekti.
Ayşe GÜLER
Teknokrat kabinenin Dışişleri Eski Bakanı Kutlay Erk, görev koltuğunu Özdil Nami’ye devretmesinin ardından gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Erk, UBP Kurultayı döneminde bakanlık bütçesinin “peynir ekmek” gibi dağıtıldığını vurgulayarak, ilk altı ayda 148 bin TL’lik harcama yapıldığını söyledi.
Bakanın harcama yetkisi olduğunu ancak bu harcamaların “hakkı” ile yapılması gerektiğine dikkat çeken Erk, vatandaşların dilekçeler halinde bakanlıktan “para istediğini” belirtti.
Erk, konusu dilekçelerin Sayıştaylık’ta olduğunu kaydederek, bu konuda Sayıştay Başkanı’na görev düştüğünü ifade etti.
Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün ile Sayıştay Başkanı Osman Korahan ile “çok yakın ilişkileri” olduğunu söyleyen Erk, “Özgürgün ve Sayıştay Başkanının arasındaki ilişkiler o kadar güçlüdür ki, bu dilekçelere dokunmaz bile “şeklinde konuştu.
Erk, “Sayıştay Başkanı, eğer Sayıştay Başkanı iseydi, bu çıkan dilekçelerin üzerine giderdi, soruşturma başlatırdı. Onun bilgisindedir” diye konuştu.
Türkiye ile Kuzey Kıbrıs arasındaki “anavatan-yavru vatan” ilişkisine de değinen Erk, “kendiniz hep yavru gibi davrandıysanız ve karşındakine de anam dediyseniz, oda size anne gibi davranacak” dedi.
Erk, yanlış tavrın Kuzey Kıbrıs’ta olduğunu savunarak, söz konusu tavrın “sağ politika” tarafından geliştirildiğini belirtti.
***
“Sayıştay Başkanı ve Özgürgün’ün yakın ilişkileri var”
Erk, vatandaşların dilekçeler halinde bakanlıktan “para istediğini” belirterek, söz konusu dilekçelerin Sayıştaylık’ta olduğunu kaydetti. Sayıştaylığın belirtilen dilekçeleri denetlemesi gerektiğini vurgulayan Erk, eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün ile Sayıştay Başkanı Osman Korahan ile “çok yakın ilişkileri” olduğunu öne sürdü. Erk, “Özgürgün ve Sayıştay Başkanının arasındaki ilişkiler o kadar güçlüdür ki, bu dilekçelere dokunmaz bile “şeklinde konuşarak, “Sayıştay Başkanı, eğer Sayıştay Başkanı iseydi, bu çıkan dilekçelerin üzerine giderdi, soruşturma başlatırdı. Onun bilgisindedir” dedi. Sayıştay Başkanı’nın bu konuda adım atmasının “umutsuz vaka” olduğunu ifade eden Erk, “Halbuki, Sayıştay Başkanı bu konuda adım atsa, birçok şey ortaya çıkar” dedi.
***
“Bütçe, peynir ekmek gibi dağıtıldı”
Erk, UBP Kurultayı döneminde bakanlık bütçesindeki paraların “dağıtıldığını” kaydetti.
Erk, bakanlık bütçesindeki Hane Halkına Yardım Kalemi’nden 60 bin TL’nin “peynir ekmek” gibi dağıtıldığını açıkladı.
Bakanın harcama yetkisi olduğunu ancak bu harcamaların “hakkı” ile yapılması gerektiğine dikkat çeken Erk, “üç satırlık yazı yazılmış. Bir takımı da bilgisayardan çıkmış, kelimeleri aynı, isimleri, gerekçeleri, kimlik numaraları değiştirilmiş üç satırlık yazılarla paralar verildi” şeklinde konuştu.
***
“İlk altı ayda, 148 bin TL”
Erk, dernek Birlik Kuruluşlara Yardım Kalemi’nden 88 bin TL’nin ilk altı ayda harcandığını aktararak, “gelen yardımların yerlerine ulaştığından emin değilim” dedi.
Altı ayda, diğer kalemlerle birlikte altı ayda 148 bin TL’lik harcama yapıldığının ortaya çıktığını vurgulayan Erk, “bu kalemler bütçeye konulurken, gerçekten ihtiyaçlı varsa verilebilirdi. Ama benim paraya ihtiyacım var deyip de bin TL vereyim demek usulsüzlüktür” dedi.
Erk, yapılanların UBP Kurultayı’na yönelik olduğunu da kaydetti.
***
Akaryakıt giderleri, 11 bin TL’den 169 TL’ye !
Yolluk ve Görev Kalemi’nde ise harcanması gerekenin dörtte birinin harcandığını açıklayan Erk, yurt dışı ziyaretlerinin sıklıkla yapılmadığını söyledi. Erk, bununla birlikte Akaryakıt Kalemi’nin boş olduğunu da vurguladı. Görevleri süresince RHA’ların özel amaçla, makam araçlarının ise “şımarıkça” kullanılmasının engellendiğini ifade eden Erk, uzaktan gelen bakanların makam araçlarını kullandığını söyledi. Erk, bakanlığın akaryakıt harcamalarında ciddi derecede tasarruf yapıldığını aktararak, aylık yakıt giderlerinin 11 bin TL’den 169 TL’ye düştüğünü vurguladı.
***
“Ana-Yavru !.. Yanlış tavır bizde”
Kuzey Kıbrıs ve Türkiye ile olan “ana-yavru” ilişkilerine de değinen Erk, “kendiniz hep yavru gibi davrandıysanız ve karşındakine de anam dediyseniz, oda size anne gibi davranacak” dedi.
Erk, yanlış tavrın Kuzey Kıbrıs’ta olduğunu savunarak, söz konusu tavrın “sağ politika” tarafından geliştirildiğini belirtti. Sağ politikanın istediği, ben hep yavru kalayım, oda bana parayı versin, bende tüketeyim havasındadır” şeklinde konuşan Erk, ilerici politikanın ise “kendi kendimize yeteriz” yaklaşımı içerisinde olduğunu belirtti. Erk, Türkiye’ye insafsızlık etmemek gerektiğini vurgulayarak, iki ülke arasındaki ilişkinin şu anda “alan ve veren” , “emreden ve emir alan” düzenine kurulu olduğunu kaydetti. Kıbrıs Sorunu bağlamında iki ülkenin birbirine ihtiyacının olduğunu söyleyen Erk, “Kıbrıs Türk siyaseti için, Kıbrıslı Türkler, Türkiye siyaseti için Türkiye öznedir” dedi.
“Hükümetler, vatandaşlara sorun yaratır oldu”
Ülkeyi demokrasi kuralları çerçevesinde seçime taşımanın kendileri için birincil görev olduğunu vurgulayan Erk, popülizmden uzak bir şekilde bu hedefi yürüttüklerini söyledi.
Erk, teknokrat hükümetin performansının vatandaşta bir imajın daha kötüye ya da daha iyiye gitmesinde katkısı olacağını kaydetti.
“Vatandaşlar, siyasete olan güvenini kaybetti” şeklinde konuşan Erk, hükümetlerin de vatandaşların sorunlarını çözmediğini, aksine sorun yaratan organ haline dönüştüğünü belirtti.
“UBP’li militan çalışanlar, ortadan kayboldu”
“Bakanlıklara geldiğimizde bazı UBP’li militan kamu çalışanlar ortadan kayboldu” şeklinde konuşan Erk, bazı çalışanların izin aldığını, bazı çalışanların da sürekli hasta raporu gönderdiğini aktardı.
Erk, “Eski bakanın üç şoförü varmış. Örneğin şoförler ortadan kayboldu. Bu yeni bakanı biz sürmeyeceğiz deyip, gittiler” diyerek, “en alttaki çalışandan en üstteki çalışanlara baktığımıza oluşmuş bazı fikirler, militan insanlar vardı” dedi.
“Bana iş ver, sana oy vereceğim” yaklaşımı
Söz konusu durumun önüne geçilmesi için siyasetin ve vatandaşların popülizmden uzaklaşması gerektiğini vurgulayan Erk, bu durumun “bana iş ver, sana oy vereceğim” yaklaşımı ile ortaya çıktığını da ifade ederek, işe girenlerin de “militan partili” olduğunu belirtti.
İstihdam edilen kişilerin becerileri, kapasiteleri, dürüstlük, şeffaflık ile seçilmesi gerektiğini vurgulayan Erk, belirtilen uygulamaların yapılması halinde bu gibi sorunların yaşanmayacağını dile getirdi.
“Biz, görüşmelere hazırız”
BM’nin daimi temsilcisi ülkelerin büyükelçileri ile görüştüklerini söyleyen Erk, Kıbrıs Türk tarafı olarak görüşmelere hazır olduklarını belirtti.
Erk, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun görev süresi bitmeden müzakereleri bitirmek istediğini kaydetti.
Güney Kıbrıs’ta yeni liderin seçildiğini ancak görüşme sürecinde etkili ikinci ismi beş ayda belirlediklerini ifade eden Erk, yedi aydır da müzakerelere nasıl başlayacağının tartışıldığını belirtti.
“Müzakerelerde verimli başlangıç olmayacak”
Erk, Ekim’de görüşmelerin başlayacağını ancak verimli bir başlangıcın yapılamayacağını vurguladı.
Erk, Güney’deki ekonomik krizin, görüşmeleri uzatmak adına bahane olarak kullanıldığını söyledi.
“Bakanlık yasaları değişmeli”
Yeni dönemde Dışişleri Bakanlığı’nda Kuruluş Yasası’nın değişmesi gerektiğini belirten Erk, Dışişleri Dairesi ile Enformasyon ve Tanıtma Daireleri arasında kadroların yatay geçişlerinin önlenmesi gerektiğini kaydetti.
Erk, Enformasyon ve Tanıtma Dairesi ile Türk Ajansı Kıbrıs(TAK)’ın bir çatı altına toplanması gerektiğini ifade etti.
“Hidrokarbon konusunda politika şart”
Rum Lideri Anastasiadis’in hidrokarbon konusunda ihale almış ülkelerin desteğini almak için müzakere masasına oturmayı geciktirdiğini belirten Erk, bunu organize etmeye çalışıyor. “İhaleleri yapsın, bağlantıları bitirsin, ondan sonra hangi firmaya verirse o ülke arkasında olup, bu şekilde masaya otursun istiyor” dedi.
Erk, bu konuda Kıbrıs Türk tarafının bu konuda politika üretmediğini ifade ederek, “genelde, Kıbrıs Rumların attığı adımlara tepki veren bir politika izliyoruz” şeklinde konuştu.
“Rumlar, hidrokarbon konusunda konuşmadı mı bizim taraf, susuyor, bir şey yapsa ona karşı konuşuyor. Bu durum, sürdürebilir politika değildir” diyen Erk, dış politikada proaktif olmak gerektiğini vurguladı.
Erk, enerji konusunda görevlendirme yaptıklarını ve bu konuda arşiv oluşturulmasının istenildiğini belirterek, bu verilere dayalı politika üretmeye başlanılması gerektiğini söyledi.
Erk, Kıbrıs Türk tarafının hidrokarbonlarla ilgili politika üretmesinin şart olduğunu vurguladı.
Şehir, yurttaş ve sivil toplum diplomasisi…
Dünyada uluslar arası ilişkilerin sadece siyasi diplomasisi ile gitmediğini ifade eden Erk, ülkelerin şehir, yurttaş ve sivil toplum diplomasisini kullandığını kaydetti.
Erk, Girne, Mağusa ve Lefkoşa belediyelerinin İslam Belediyelerine üyeliğini kullanarak, temasların başlatılması için çalışma yürüttüklerini kaydetti.
Yeni tüzük hazırlığı…
Yurt dışı görev ve nakiller için tüzük hazırladıklarını aktaran Erk, KTAMS ve Kamu-Sen ile birlikte çalışarak, tüzüğü geliştirmek için çalıştıklarını belirtti.
Erk, tüzüğün Bakanlar Kurulu’ndan geçirilmediğini söyleyerek, yeni dönemde bu konuda çalışma yapılması gerektiğini kaydetti.