1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Hesap vermeyenden hesap  sormayı öğrenmeliyiz!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Hesap vermeyenden hesap  sormayı öğrenmeliyiz!

A+A-

Müstakbel Başbakan Faiz Sucuoğlu dün hükümetinin programını okudu…
Onlarca boş vaat ve öylesine kaleme alındığını düşündüğüm programda konuyla çok yakından ilgilendiğim için, “Girne Devlet Hastanesi’nin ihale süreci tamamlanacaktır” cümlesini bir kenara not ettim…

-*-*-

Neymiş?
“Girne Devlet Hastanesi’nin ihale süreci tamamlanacak”mış!

-*-*-

Bir tek şekilde tamamlanma ihtimali vardır, onu da beğenmiyoruz ve istemiyoruz!
Nasıl mı?
Konu, Recep Tayyip Erdoğan’ın neşeli bir anında bilgisine getirilir…
Erdoğan da KKTC’deki yakını olan Emrullah Turanlı’yı arar, “… Emrullah kardeş, sen bunu 3 ayda bitir, Kıbrıs Türküne armağan olsun” der ve o hastane biter!

-*-*-

Peki, bundan dolayı utanması, utandığı için de vergi mükellefi Kıbrıslı Türklerden ve aynı şekilde vergi mükellefi Anadolu insanından özür dilemesi gerekenler hiç mi yok?

-*-*-

Bakın sevgili Pendagomolu kardeşlerim; bu hastane 2020 yılının Aralık ayında bitirilip, halkın hizmetine sunulacaktı.
O dönemin ve şimdiki dönemin Sağlık Bakanı aynı kişidir; Mr Ali Pilli!
Doktorumuz, canımız, ciğerimiz!
Defalarca söz verdi hatta ayıptır söylemesi, yemin etti; “… Güzelyurt ve Girne hastaneleri, Aralık 2020’de bitecek” dedi…

-*-*-

Sebebi ne isterse olsun, her ikisi de bitmedi ve ayrıca Güzelyurt Hastanesi yeni hükümetin programında da yok…
Güzelyurt Hastanesi için, “Sayın Erdoğan, Emrullah beye söyle, ona el atmışken, bir de buna atsın” diyesim var ya, neyse!
Peki, Ali Pilli, çok özlediğimizi de biliyor; çıksa televizyon ekranına ve “halkımdan özür diliyoruz, verdiğimiz sözü tutamadık, çünkü biz UBP’yi, biz buyuz” dese, yemin ederim alkış alır!
Bir kere özür dileyecek!
Yapar mı?
Sanmam!
Gülümser, geçer!

-*-*-

Efendiler, hanım efendiler; Girne Hastanesi bitirilemedi ve ihalesi de iptal edildi…
Neden edildiğini defalarca yazdım…
İhaleye 17 firma başvurmuştu…
15 tanesi çeşitli sebeplerle elenmiş, iki şirket yarışacaktı.
Ancak 15 müteahhit ve Müteahhitler Birliği, alttan girdi, üstten çıktı, tüzük eksikti şuydu ve de buydu derken, dönemin Başbakanı Ersan Saner, “müteahhitlerimizin mağdur olmasına izin vermeyiz” gibisinden bir tarihi çıkışla, ihalenin iptalini sağladı…
Saner’in de Müteahhitler Birliği Başkanı ve yöneticilerinin de, o 15 müteahhidin de bu halka özür borcu vardır.
Evet; “bizim yüzümüzden ihale böyle oldu, içtenlikle özür dileriz” demeleri gerekir…

-*-*-

Efendim, şu anda durum ne aşamadadır?
Onu da belirtelim…
Müteahhitler Birliği Başkanı, canlı yayında bizzat bana demiştir ki, “aynı ihale bedeli ile bu hastane bitirilecek”…
Ben de demiştim ki, “inşaattan anlamam ama demir, çimento, malzeme, işçilik fiyatları ortada, aynı fiyatla mümkün değil…”
Nitekim şu anda bu ihale ile ilgili olarak acayip usulsüzlük iddiaları hatta “müteahhitlikten men” gerekçesi olabilecek belge oyunları döndürülüyor…
Ve mevcut ekonomik şartlarda, o dönemdeki 63 milyon TL gibi bir fiyata, 60 milyon TL daha ekleseniz, o hastane bitmeyecek…

-*-*-

Kimse özür dilemiyor…
Başbakan Faiz Sucuoğlu ya meseleyi bilmiyor, ya da O da kendinden öncekiler gibi, “şükran, anavatan, Türkiye, Erdoğan, yine teşekkür ederim, bir daha teşekkürler, sağolsun Fuat beyler, yaşasın Erdoğan beyler” diye konuşmalar yapıp, meseleyi geçiştireceeeeek!

-*-*-

İşte burası gerçekten çok önemli!
Kimse özür dilemiyor!
Kimse bu ahlaksızlığın, bu hırsızlığın, halkın parasının boşa harcanmasının ve hastanesiz kalmanın, bu rezaletin, bu yanlışın sorumluluğunu üstlenmiyor!
Kısacası, kimse hesap vermiyor, vermek zorunda da hissetmiyor!
Ammmmaaaa hepsinden önemlisi mi?
Bu halk da hesap sormuyor!
Bu halk, hesap sormasını hiç bilmiyor!
Gidiyor, gidiyor, aynılarını seçiyor!

-*-*-

Oysa; çıkacaksın Ersan Saner’i karşına ve diyeceksin ki; “… 15 müteahhit mi yoksa halkın mı?”…
Ali Pilli’nin karşısına dikileceksin ve “Ya özür dile, ya da lütfen istifa et çünkü bu halka yalan söyledin!”…
Ve geçeceksin Müteahhitler Birliği Yöneticilerinin tümünün karşısına… 
Neyse…

-*-*-

Haaaa, hepsinin inanın öyle mazeretleri var ki; sabaha kadar anlatabilirler…
Ama gerçek ortada!
Bu halkın veya Anadolu insanının vergileriyle ödediği para ile hastane yapılmamıştır!

-*-*-

“Emrullah bey, sen yapar mısın?”…
 Eminim yapar!
Yapar da o zaman, “elektrik izni almamıştı, şu rapor eksikti, bu rapor imzalanmamıştı” diye hepimiz sanal medyada ve gazete sayfalarında aslan kesiliriz!
Ersan beyi, Ali Pilli doktoru ve Cafer Gürcafer’i sorgulamak mı?
Üçü de kardeşimiz…
Doğru, üçü de kardeşimiz ama bu düzen böyle gitmemeli!
Birileri bu hesabı ödemeli!


Her güreşi kaybeden pehlivan!

Ekonomide bir ülke için elbette “yoksullaşma” anlamına gelir diye düşünüyorum ama yorum yapmayacağım… 
Sadece üç adet bilgi paylaşacağım…
Bir Amerikan Doları, 2011 yılı Kasım ayının ilk haftasında 1, 75 TL’ydi…
2021’in aynı döneminde 9,75 TL’yi buldu…
Bir Euro, 2011 8 Kasım tarihinde 2,43 TL’ydi… Not almışım, 8 Kasım 2021’de 11,20 TL oldu… 
Bir İngiliz Sterlini, 2011 Kasım ayının ilk haftasının son gününde 2,80 TL’ydi…
8 Kasım 2021’de ise 13,10 TL’yi işaret ediyordu…
Yüzde şu kadar değer kaybı, yüzde bu kadar yoksullaşma…
Geçiniz…
Tüm diğer göstergeler ne derse desin; Türklerin ata sporu güreşe meseleyi bağlayacak olursak; “TL” kısa adlı pehlivan, son on yıldır her maçı kaybediyor…
 


ss-129.jpg

Avustralya'da 2019-2020 yaz mevsiminde yaşanan büyük orman yangınları ardından başlatılan doğal felaketlerle ilgili araştırma sonuçlandı. Hazırlanan raporda ülkenin önümüzdeki yıllarda giderek sayıları ve şiddetleri artan bir dizi doğal felakete hazır olması gerektiği uyarısı yapılıyor… Bütün dünya bu konuda alarmda… KKTC mi? Dün Meclis’te okuduğu raporda pek bahsetmedi ama Faiz Sucuoğlu, küresel iklim krizini da çözecek… Üzgünüm ama bir hükümet programı, ancak bu kadar baştan savma veya atma olabilirdi… (Fotoğraf TAK)

 

Bu yazı toplam 2114 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar