“Hiçbir genç veya çocuk hükümetlere bırakılamayacak kadar değerlidir”
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO) tam gün eğitim ile ilgili yazılı açıklama yaptı.
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO) tam gün eğitim ile ilgili yazılı açıklama yaptı.
“Hiçbir genç veya çocuk hükümetlere bırakılamayacak kadar değerlidir” ifadelerine yer veren KTEZO Eğitimin şartlara, koşullara bağlanmasına her zaman karşı çıktığını vurguladı.
KTEZO açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“KTEZO dün olduğu gibi bugün de tam günü savundu ve savunmaya devam edecek. Söz konusu olan ister hükümet olsun, ister sendika olsun.
Sorunları, sıkıntıları, eksiklikleri ifade ederek üstesinden gelmek için mücadele etmek, gerekirse grev yapmak başka bir şeydir... Sorunları gerekçe yaparak sorumluluktan, mücadeleden kaçmak, eğitime karşı çıkmak başka bir şeydir...
Çıraklık okulumuzun kuruluşunu gerçekleştirdiği 2010 yılından bugüne mesleki eğitimlerimizi tam gün olarak programladık. Yerimizi, dersliklerimizi gerekçe yaparak tam gün mücadelemizden kaçmadık. Öğretmen eksikliklerimizi mazeret olarak öne sürerek eğitimi aksatmadık. Bütün güç ve örgütlülüğümüzü sorunların çözümü için kullandık. Çünkü mesele çocuk, mesele gençler, mesele istihdam ve gelecekti.
Ne Milli Eğitim Bakanlığı’nın, ne de hükümetlerin eksik, aksak, yanlış uygulamalarının, sözünü ettiğimiz bu önemli başlıkların önüne geçmesine fırsat vermedik.
Aslında toplum olarak şapkayı çıkarıp önümüze koymamız gerekir. Çözüm için mücadele, sorumluluk olmadığı zaman ne elektrik, ne sağlık, ne de bir başka alandaki sorunlar çözülemez.
Sorunu ve sorumluluğu bir başka yere atmaktan vazgeçelim.
Hiç bir genç veya çocuk hükümetlere bırakılamayacak kadar DEĞERLİDİR.
Sorunlara bu sorumlulukla bakmak zorunda olduğumuzu bir kez daha hatırlatmak ve bir kez daha seslenmek istiyoruz.
“Tam gün” uygulamalarının 2 güne çıkarılması ile aslında ülkenin maskesi düşmüş oldu. Daha önce varlığı nerdeyse fark edilmeyen, doğru dürüst dile gelmeyen ne kadar sorun varsa gözümüze sokuldu, görünür hale geldi. Ve aslında bunların hepsi de doğrudur..
Aç kalan çocuklar...
Kalabalık sınıflar...
Türkçe bilmeyen öğrenciler...
Kantin yetersizliği...
Liyakatsiz ve ehliyetsiz partizanca istihdamlar...
Ulaşım ve güvenlik gibi çoğu ülkeye dair de olan zafiyetler çok da etkili bir şekilde dile gelmeye başladı...
Burada önemli olan birçoğu bilinen bu sıkıntıların neden bu şiddetle dile geldiği veya getirildiğidir. Yani tüm bu sorunlara karşı çözüm için ne yaptığımız, ne kadar mücadele ettiğimizdir. Yaptıkları işten dolayı toplumsal duyarlılığı diğer toplum kesimlerine göre daha yüksek olan öğretmenlerimizin; eğitime sahip çıkacakları konusunda hiç şüphemiz yoktur.
Bu memleket, bu çocuklar bizim...”