1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. “Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu”
Serhat İncirli

Serhat İncirli

“Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu”

A+A-

Saat tam 12.16’ydı… 
Ganebbaya uzandım, karşımda Bayrak Bayrak Bayrak!
Televizyon canım!
20 Temmuz törenlerini izliyorum!
Belki birkaç Kıbrıslı tanıdık görürüz!
Vallahi yok!
Bir ara Gencay abla, Faiz abiyi görüyorum, hararetli hararetli sohbet ediyorlar; “kesin kurultay dedikodusu” diyorum!

-*-*-

Ve beklenen oluyor!
Şraaak, traaaak, zıııt, tıııık!
Olamaz!
Elektrikler El Fatiha!

-*-*-

Bre aman zaman!
Tayyip Bey’in önünde kesilmeseydi bari!
Bayram be bugün, AKSA’dan ya da gizlincik gizlincik Urum’dan isteseydiniz!
Lambalar, klimalar, televizyonlar offf!
Yok canım, tören devam!

-*-*-

Bahçede bir gölgeye siniyorum…
Haber havadis karıştırayım, vakit geçsin, beytambal hava da 43 derece!
İnternet 4 G ya, vallahi hayranım teknolojiye, anında 31 G oluyor!
Günün anlam ve önemine uygun bir hız anlayacağınız!
4 G da yalaaaan!
Tıpkı devlet ve devletimizin büyüklerinin nutukları gibi!
Neyse!

-*-*-

Bir saat, iki saat!
Üç saat sonra şraaak, traaaak tısss, vırnnnn!
Oh, geldi elektrik!

-*-*-

Bu üç saat içerisinde de kuruma falan ulaşıp bilgi almaya çalışıyoruz!
Belki sorumlu kişi Başbakan, sorumlu kişiler Yönetim Kurulu, sorumlu kişi Müdür falan bir açıklama yapar diye!
Tıss yok bu cenabetler birliğinden!

-*-*-

188 numaralı telefonu arıyoruz, “şuna bas, buna bas, ona bas” derken bizim bölgede “orta gerilim hattında arıza var”ı öğreniyoruz!

-*-*-

Nasıl bir arıza?
Bu arıza tamir edilebilir mi edilemez mi?
Dedik ya!
Hava çok sıcak!
Tayfalma ötesindeyiz!

-*-*-

İnternetten haberler geliyor!
Ersin esip yağıyor!
Bağır çağıra, BM yetkililerinin taktığı lakabı doğrularcasına kolları – elleri ile helikopter pervanesiymiş gibi hareketler yapıyor!
Tayyip Bey dersler veriyor!
“İstikrar” da demiyor ha!
Dese, “kesin Ünal’cı”!
Demiyor!
Demek ki Ünal abi mesaisini tamamlamış!

-*-*-

Bir saat kadar elektrikle birlikte olabilme şerefinin akabinde, şraaak, traaak, tısss, dırrr yine kesiliyor!
Ve sabaha doğru geliyor!
Hiç gelmeyenler var!

-*-*-

KıbTek çalışanları toprak altında patlayan kablo bulup tamir etmek için canını yerken, Yüce Devlet Saray’da!
Kokteyller, fotoğraf paylaşımları, sahte gülücükler, ceket kravat içinde sıcaktan eriyenler; plaja gider gibi de giyinenler!

-*-*-

Ve başlıyor akrabalık kurma mesajlaşmaları!
Çok üzgünüm ama “bayramınızı, 20 Temmuz’unuzu, konuğunuzu, şerefinizi, haysiyetinizi, onurunuzu, yedi gabilenizi” diye başlayan çeşitli Kıbrıs “samimiyeti” çalışmaları neticesinde, neredeyse tüm Türk Dünyası bir aile oluveriyoruz!
Dilde var tabii ki!
Fiiliyatta nah muzafferiyet!

-*-*-

Sahi Türk Dünyası?
Bizim “Yalancı Dostlar” nerede?
Öyle bir gaz vermiştiniz ki, şahsen, “Dost musun düşman mısın - 20 Temmuz sabahı gördün halini” olmayı beklemekteydim!
Yani Macaristan’dan Victor Orban gelmezdi belki ama Azerbaycan’dan İsrail dostu İlham Aliyev kesin gelir ve haddimizi bildirir noktasındaydım!
Sağa baktım, sola baktım!
Zorlu abi kabul, Ersin bey kabul…
Azeri bakkal bile gelmemiş bu sene!

-*-*-

Derken denizde savaş gemileri; gökyüzünde savaş uçakları!
Harcamalar, harcamalar!
Geceliği en ucuz 500 dolardan en az 5 bin kişinin konaklattırılması, yedirilmesi, iki yüzden fazla lüks otomobilin kiralanması en az 5 milyon dolar masraf!

-*-*-

Kıb Tek çalışanlarının sendikası olan El – Sen’in Başkanı Ahmet Tuğcu ile telefonda konuşuyorum; “başkan kesintiler?” diyorum!
“300 bin, bilemedin 400 bin dolarlık bir yatırımı yapmadılar” diyor; O da yönetenlerimize ve haliyle yönetenlerimizi yöneten hamaset fırtınacılarına sesleniyor, akrabalık ilişkilerimizi yineliyoruz…

-*-*-

Bir tören için 5 milyon dolar harcayanlar…
Elektrik için 300 bin hadi bilemediniz 400 bin doları bulamıyor!
Tıpkı külliye gibi!    
Külliyeye para var, okullara – hastanelere – yollara – elektriğe yok!    

-*-*-

Haaa bu arada külliyenin üzerindeki dev posterleri gördünüz mü?
Tayyip bey orta yerde!
Ersin bey mi?
O da kim?
Zavallı bile değilsin Ersin Tatar!
Eziksin!

-*-*-

Her yanda Tayyip bey fotoğrafları, dev posterler!
Ve siyasetini günahım kadar sevmediğim Rauf Denktaş’ın ya da Dr. Fazıl Küçük’ün posteri olmaması…
“Mezarlarını ziyaret ettik!”…
Yapma be!
Bittik, bittik!
Kutla Ersin Tatar, kutla!

-*-*-

Ama şunu unutmayın, korkak yalakalar!
Nazım Hikmet’in dediği gibi; “Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu”…
Çalın, çırpın, yalan söyleyin, yağcılık, yalakalık edin ve koltuğu koruyun!
Ama, halkınızı sattığınızı aklınızdan çıkarmayın!
Halktan korkmuyor olabilirsiniz ama çok inandığınızı iddia ettiğiniz Allah’tan korkun!


452169050-10162115800965850-632424927074971834-n.jpg

Lefkoşa değil zaten Lefkoşe diyorlar… Sadece internet paylaşımlarından arakladığım bu fotoğraftaki görüntü bile Kıbrıs’ın Kuzey kesiminin Türkiye’nin işgalinde olduğunu kanıtlıyor! “İşgal var” dediğimizde kızanlar, kükreyenler, “benim egemen eşit bağımsız devletim vardır” diye zavallılık edenler, bu fotoğrafa biat edip koltuk koruyorlar ya da parasal avantajlar elde ediyorlar… Utanan ya da Jutanan var mı? Hayır, yoktur! Rum bizi kesiyordu ve hep kesmek için da bekliyor değil mi? Anlatın da açılırsınız!

Bu yazı toplam 3561 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar