Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e gönderdiğin mektubun bir kopyasının BM vasıtasıyla kendilerine de ulaştırıldığını bildirdi.

Mektup, Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı’nın hidrokarbon için ortak komite önerisine cevap niteliğini taşıyor.

Burcu, kapsamlı çözüm oluncaya kadar, Kıbrıs’ın güneyinde yer alan yönetimin ada etrafındaki zenginlikler konusunda tek başına tasarrufta bulunma yetkisi olmadığını vurguladı.

Burcu ayrıca, Anastasiadis’in meclisten geçirilen hidrokarbon fonu kararının Kıbrıslı Türklerin haklarını gözeteceği iddiasının da inandırıcı olmadığını söyledi.

9 Ağustos’taki liderler görüşmesinde Akıncı’nın diğer konular yanında hidrokarbon konusundaki endişeleri de dile getireceğini aktarın Burcu’nun ifadeleri şu şekilde;

“Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs Türk tarafını dışlayarak tek yanlı olarak sürdürmeye ısrar ettiği hidrokarbon çalışmalarının bir sonucu olarak adamız etrafında yükselen tansiyonu düşürmek amacıyla Cumhurbaşkanımız Sayın Mustafa Akıncı tarafından hidrokarbon konusunda yapılan öneri bilindiği gibi Rum lider tarafından reddedilmiştir.

Rum lider daha önce bu konuda gösterdiği olumsuz tutumun gerekçelerini bir mektupla BM Genel Sekreteri Sayın Antonio Gutteres’e göndermişti. Dün akşam üzeri BM görevlileri vasıtasıyla bu mektubun bir kopyasını da bize iletmiştir. Söz konusu mektubunda Cumhurbaşkanımızın ortak komite önerisini reddetme gerekçesi olarak Rum lider taraflar arasında daha önce varılan bir uzlaşıya göre hidrokarbon faaliyetlerinin bütünlüklü bir çözümden sonra, federal bir yetki kapsamında ele alınacağını ve birlikte yürütüleceğini anımsatarak Kıbrıslı Türklerin hidrokarbonlar üzerindeki haklarını ve birlikte yönetim anlayışını zaten kabul ettiğini ancak Cumhurbaşkanımızın önerisinin bu uzlaşıya aykırı olduğunu iddia ediyor.

Kıbrıs sorununa bilindiği gibi henüz kapsamlı bir çözüm bulunamamıştır ve bir federal yapı veya müşterek bir federal yönetim henüz yoktur. Dolayısıyla, hidrokarbonlar ve diğer doğal kaynakları ortaklaşa yöneten merkezi bir yönetim de mevcut değildir. Kapsamlı bir çözüm oluncaya kadar Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin bizim de haklarımızın bulunduğu ada etrafındaki zenginlikler konusunda tek başına tasarrufta bulunma yetkisi söz konusu olamaz.

Sayın Anastasiades’in mektubundaki diğer bir yanılgısı da kendi meclisinden geçirdiği “hidrokarbon fonu” kararının Kıbrıslı Türklerin haklarını gözeteceği iddiasında bulunmasıdır. Rum liderin bu iddiası hiç inandırıcı değildir. Bilinmesini isteriz ki Kıbrıslı Türkler hidrokarbon faaliyetlerinin tüm aşamalarında ve süreçlerinde söz sahibi olmalıdırlar. Bir fon kurulacaksa o da diğer hususlar gibi ele alınıp birlikte kararlaştırılması gereken bir şeydir. Cumhurbaşkanımızın önerisi de zaten ortak bir fon oluşturulması hususunu da içermekte idi.

Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin tek yanlı olarak aldığı kararlar ve kurduğu fonlar bizim için hiçbir güvence teşkil edemez, çünkü bizim haklarımız tek yanlı olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin insafına terk edilemez.

9 Ağustos’ta yapılacak gayri resmi görüşmede Cumhurbaşkanımız diğer hususlar yanında bu konuyu da samimiyetle ve yapıcı bir ruhla ele alma arzusundadır.

Kıbrıs’ta tüm tarafların yararına olacak gelişmelere kapıyı açmak için öncelikle var olan gergin ortamı gidermenin herkesin sorumluluğu olduğuna inanıyoruz. Kıbrıs Türk tarafı olarak biz her zaman bu sorumluluk duygusu içerisinde hareket ettik, etmeye devam edeceğiz.”