1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. HİDROKARBON SORUNUNDA EGEMENLİĞİMİZ!
HİDROKARBON SORUNUNDA EGEMENLİĞİMİZ!

HİDROKARBON SORUNUNDA EGEMENLİĞİMİZ!

NEW YORK’TAKİ İMZA Sayın Eroğlu 21 Eylül’de New York’ta Sayın Erdoğan’la TC ve KKTC arasında Kıta Sahanlığı Sınırlandırma andlaşması imzalamış ama bu andlaşmanın ne hazırlığından, ne amacından ne de içeriğinden ne Sayın Başbak

A+A-

 

 

 

NEW YORK’TAKİ İMZA

 

Sayın Eroğlu 21 Eylül’de New York’ta Sayın Erdoğan’la TC ve KKTC arasında Kıta Sahanlığı Sınırlandırma andlaşması imzalamış ama bu andlaşmanın ne hazırlığından, ne amacından ne de  içeriğinden ne Sayın Başbakan Küçük’ün, ne Dışişleri Bakanı Sayın Özgürgün’ün ne de Kıbrıs Türk Halkının iradesinin temsil edildiği Cumhuriyet Meclisinin haberi olmamış!

 

“YETKİ KARMAŞASI”

 

Bu andlaşmadan daha yalnızca bir hafta önce Sayın Eroğlu’nun özel temsilcisi Sayın Özersay apar topar Ankara’ya “gitmiş” ve Kıbrıs’ın Güneyinde Kıbrıslı Rumların İsrail ile birlikte ilan ettikleri Münhasır Ekonomik Bölge üzerinde NOEBL enerji şirketine yaptıracakları hidrokarbon sondaj çalışmaları hakkında TC yetkilileri ile durum değerlendirmesi yapmış, toplantının ardından da uluslar arası topluma dönük açıklamalarda bulunmuştu. Bu açıklamaların ardından Dışişleri Bakanı Sayın Özgürgün “yetkisiz kişilerin açıklamalarına değil hükümetin açıklamalarına kulak verilmeli” demiş ve Kıbrısın Kuzeyinde “yetki karmaşası” olduğuna dikkat çekerek gündeme “yetkiler, sorumluluklar ve egemenlik” konularını taşımıştı…

 

YÜRÜTME VE MECLİS

 

New York’taki imzanın ertesi günü Mecliste imza yetkisi ve Kıbrıslı Türklerin iradeleri sorgulanmış, Başbakan Küçük’e andlaşmadan ve içeriğinden haberi olup olmadığı sorulmuştu muhalefet milletvekilleri tarafından. Sayın Küçük cevabi konuşmasında andlaşmadan “bihaber” olduğunu söylemiş ve bilahare siyasi parti başkanları ile yaptığı toplantıda andlaşmanın tartışılması ve onaya sunulması için bir an önce meclise taşıyacağını ve anayasanın delinmesine fırsat verilmeyeceğini açıklamıştır.

 

BAKANLAR KURULU KARARI

 

Ancak Sayın Küçük aynı günün akşamı Bakanlar Kurulunu acilen toplantıya çağırmış ve toplantı sonunda Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Andlaşmasına istinaden “Sismik Araştırma ve Sondaj” çalışmalarını yürütebilmek için AR-KKTC-G adlı bir şirket kurulduğunu ve bu şirketin de TPAO’yu çalışmaları sürdürmek amacı ile kiraladığını ve bu iş için de TC 9 Eylül Üniversitesi’ne bağlı Koca Piri Reis gemisinin sismik araştırmalar için görevlendirildiğini açıklamıştır.

Buradaki sorun da New York’ta atılan imzanın gerekçesi olan Kıta Sahanlığı Sınırlandırma andlaşması henüz meclise gelmeden, tartışılmadan, içeriği bilinmeden ve en önemlisi halkın iradesinin onayı alınmadan bu imzalara istinaden Bakanlar Kurulunun uygulama kararı alması nedeniyle Anayasanın ihlal edilmesi ve halk iradesi ile egemenlik haklarının tartışılır duruma sokulmasıdır.

 

SİSMİK ARAŞTIRMA VE SONDAJ

 

Haberlerden ve internetteki kanallardan öğreniliyor ki Koca Piri Reis gemisi sondaj çalışmalarına Kıbrıslı Rumların NOEBL enerji şirketine sondaj yaptırdığı 12. Bölgede devam ediyor! TC yetkilileri tarafından yapılan açıklamalarda Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyetinden gelen haklarının baki oduğu ve bu yüzden KKTC adına bu çalışmaların sürdürüldüğü belirtiliyor!

Diğer taraftan Hristofiyas sondaj çalışmalarında hidrokarbonun varlığı belirlenir ve çıkarılırsa Kıbrıslı Türklere de Kıbrıs Cumhuriyetinde var olan haklarından dolayı pay verileceği açıklanıyor!

 

TEK EGEMENLİK KONUSU

 

Müzakere sürecinde tartışılan, Sayın Talat ile Sayın Hristofiyas’ın 1 Temmuz 2008’de kabul ettikleri Tek Egemenlik konusu Sayın Eroğlu tarafından kabul edilmez ve geri çekildiği söylenirken, bir taraftan TC’nin diğer taraftan Kıbrıslı Rumların Tek Egemenlikten ve Kıbrıslı Türklerin de haklarından bahsetmeleri ama ne yazık ki tüm bu gelişmeler sürerken Kıbrıslı Türklerin halk iradelerinin ve egemenliklerinin hatırlanmadığı, ve daha da acısı KKTC hükümetinin ve en genel anlamda yürütmenin olayları “seyrederek” takip etmesi ve konuyu henüz Meclise dahi taşımamaları oldukça düşündürücü ve hatta vahimdir!

 

“KKTC sonsuza kadar yaşayacak” diyenler acaba KKTC’nin bugünkü varlık ve egemenliğinin ne durumda olduğunu düşünüyorlar mı? Nerde Halk iradesi? Nerde Egemenliğimiz? Nerde KKTC?

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1162 defa okunmuştur