Dila BOZKURT

Robin Melhuish yıllarca farklı işler yaptıktan sonra geldiği Kıbrıs’a âşık olmuş ve emeklilik hayatını burada geçirmeye karar vermiş bir yazar…

“Kıbrıs’a geldim ve âşık oldum”

“Ben her zaman güneşli bir yerde emekli olmak istemişimdir. 70’lerde ilk Kıbrıs’a gelişimde adaya âşık olmuştum. O zamandan beri Kıbrıs her zaman en sevdiğim yerlerden bir tanesi oldu” sözleriyle adaya gelişini anlatan Melhuish, Kıbrıs’ın kuzeyinde hissettiği huzuru başka hiçbir yerde bulamadığını paylaşıyor.

1985 İngiltere’den ayrıldığını belirten Melhuish, 1991 yılında da serbest meslek sahibi olmaya karar verdiğini anlatıyor.

Daha sonra 1999 yılında Almanya’da bir yazılım şirketi kurmaya kadar verdiğini belirten Melhuish, “Yoğun bir iş hayatından sonra 2005 yılında Kıbrıs’a gelip burada kalma kararı aldım” diyor.

‘Tarih, gerçek ve kafamdaki sorular’…

“Kafamda bir hikâyenin düşünceleri vardı, aile anekdotları, tarih ve pek çok ‘ya şöyle olsaydı’ soruları vardı...” sözleriyle Nazi döneminde Almanya’yı anlatan ilk kitabı “All That Remains” (Geriye Kalanlar)’la yazarlığa başlama öyküsünü de anlatıyor.

Melhuish, ikinci kitabı olan “The Qiuet Way” (Sessiz Yol)’un ise, Afganistan savaşına değiniyor.

Melhuish üçüncü kitabının terörü finanse ederken ülkelerin insanları oyalamak için kullandığı farklı medya platformlarını anlatan bir hikâye olduğunu anlatıyor.

Dördüncü kitabı Finish With Engine (Motorla Bitir)’in adeta tarihe bir dalış olduğunu söyleyen Melhuish, yıllar önce batan ve çok değerli bir paranın bulunduğu SS Benmacdhui'nin hikâyesi ve 1941'de gizemli koşullarda batması hakkında bir kitap olduğunu belirtiyor…

“Kitap basmak kolay, satmak zordur…”

Yazmanın ve bu kitapları basmanın kolay olduğunu ifade eden Melhuish, işin zor kısmının satış olduğunu belirtiyor…

“Kitap basmak kolay, satmak zordur. İlk kitabım 200'den fazla temsilciye sunuldu 100'den fazlası reddetti” diyerek deneyimlerini de paylaşıyor.

“Yazmak istiyorsan sadece yap…”

Melhuish aynı zamanda hikâye anlatma tutkusunun gelişen bir özellik olduğunu söylerken “Ne kadar çok hikâye anlatırsanız o kadar iyi olursunuz. Herkesin anlatacak bir hikâyesi vardır. Yazmak istiyorsan sadece yap” sözleriyle yazmak isteyenlere de tavsiyelerde bulunuyor:

“Hikâyeniz insanları etkileyecek mi sorusunu her zaman aklınızda tutmanız, tüm emeğinizi ve tutkunuzu yazdığınız hikâyeye vermeniz gerekiyor”

Hep güneşte emekli olmak istemişimdir. Kıbrıs, 70'lerdeki ilk ziyaretimden beri her zaman favori bir yer olmuştur.

1985'te Londra merkezli bir kauçuk şirketinin yan kuruluşunu yönetmek için İngiltere'den ayrıldım. 1991 yılında otomotiv sektöründe niş pazarlara hizmet vererek aynı iş kolunda serbest meslek sahibi olmaya karar verdim. 1999'da bir ticaret odası işlevinde tesadüfi bir görüşme bana, Almanya'daki büyük yarı devlet kuruluşlarıyla web tabanlı müşteri ilişkileri yönetimi yapan bir yazılım şirketi kurma fikrini verdi.

2005 yılında iki şirketi satıp ilk kez Kuzey Kıbrıs'a geldim ve oraya aşık oldum.