Futbolda doğrular, daha doğrusu olmazsa olmazlar var. Takımlar oyunu iki yönlü oynar ve bu doğrultuda antrenman yapar. Futbolcuların teknik özellikleri yanında bu özelliği de geliştirilir.

Analizler yapılır oyun planları buna göre yapılır. Sahada da uygulanır. Top boş alanlara taşınıp baskıdan kaçınılır.

Yukarıda saydıklarımdan hiçbirini ben Küçük Kaymaklı’da görmedim. Takım atağa çıktığı zaman fazla adamla gitmek rakip alanda sayısal üstünlük sağlamayı düşünmek doğru. Ama bunun birde top kaybı var. “Top kaybını” düşünmeden hücum etmenin bedeli bu maçta çok ağır ödendi. Diğer maçlarda da bence farklı olmaz.

Küçük Kaymaklı geriden oyun kuramıyor.Daha önce de eleştirdik. Bu maçtaki gibi zaman zaman yapmaya çalışsalar da olmuyor. Mustafa Yaşinses’in kenara kadar gelip”hocam buradan başlatmayalım”(geriden) demesi en somut örnek. Şampiyonluk parolası ile yola çıkan bir takımın bu kadar temel bir konuyu bile çözememesi çok üzücü.

Küçük Kaymaklı topa sahip olduğu zaman da top rakipteyken de koşmuyor. Lefke, topa sahip olduğu zaman özellikle kanat oyuncuları kenara çıkıyor ve top bu alanlara taşınıyor. Genelde Lefke tek ve ayağa toplarla kendi alanından çabuk çıkıyor. Gollerin neredeyse tamamı bu şekilde geldi.

Küçük Kaymaklı bu şekilde oynamıyor. Tam tersini yapıp göbekten gitmeye çalışıyor. Çağrı zaman zaman ciddi kanat bindirmeleri yaptı. Uzun soluklu koşularla üçüncü bölgeye kadar geldi. Oyuna girdikten sonra Musa da kenara top almaya çalıştı. Ama her seferinde kalabalık bölgeye merkeze top atıldı. Zaten Lefke’nin de istediği buydu.

Maç boyunca Lefke topu kaybettiği yerde baskı yaptı. Gerekli desteklerde gecikmedi. Top tekrar geri alındı. Küçük Kaymaklı’da baskı yaptı. Fakat destek gelmedi futbolcular bir birinden uzak kaldı. Pasla oyundan kolayca düştü.

Lefke sadece ikinci yarının başında ciddi bir pozisyon hatası yaptı. Top üçüncü bölgeye gittiği zaman Semih ve Allen beraber gitti.  Merkezde ciddi boşluk oldu. Victor bu bölgede top alıp driblingle rakip kale önüne kadar gitti. Fakat her seferinde tercih hatası yaptı. Pas vereceği yerde şut, şut atması gereken yerde ise pas yaptı.
Lefke’nin futbolcuları bir biri ile uyumlu. Takım arkadaşlarının özelliklerini biliyor ona göre top atıyor.

Küçük Kaymaklı’da ciddi uyum sorunu var. Futbolcular saha içinde aynı dili konuşmuyor. Takım için mücadele eden futbolcu sayısı az. Takımda “ben her şeyi bilirim” havası hakim.

Bence Muharrem hoca ilk antrenmanda görüntüleri izlettirip Kasım’ın attığı golün hesabını sormalı. Burak Koçar’ın beş kişiyi peşine takıp topu boşta olan Kasım’a aktarırken takımın ne kadar kötü pozisyon aldığını göstermeli.

Lefke bu yıl ciddi transfer yapamadı. Bunun yanında Mehmet Özeralp’ı Cihangir’e verdi. Ama bu kayıpları kendi içinde çözdü.

Burak Koçar ilk kez bu kadar ciddi bir hazırlık dönemi geçirdi. Bu doğrultuda son derece başarılı bir performans sergileyip bir asist ve bir golle galibiyette büyük pay sahibi oldu. Kaleci Ahmet de performansı ile Mehmet’i aratmadı. Kasım bu yıl çok farklı. Diri, yıpratıcı koşular yapıp ikili mücadelelerde ayakta kalıyor ve son vuruşlarda çok başarılı