Holguin Geliyor; Eylül 2024’te New York’ta Üçlü Görüşmeyi Kotaracak…
Cumhurbaşkanı (CB) Tatar’ın gözü aydın… Pek hoşlaşmadığı ve görev süresi bitmek üzere dediği BM Genel Sekreteri’nin (BMGS) kişisel temsilcisi Holguin gelecek hafta sonu gene geliyor… Her ne kadar da CB ofisi, hükümet ve UBP açıklamalar yaparak Holguin’in görev süresinin uzatılmadığını söyleyip Kıbrıs Rum tarafını yalanlamaya çalışsalar da anlaşılan o ki Holguin göreve devam… Ve anlaşılan o ki BMGS atamayı yaparken bir görev süresi belirlememiş, bizim taraf altı aylık bir süre için muhatap olmayı kabul etmiş. Bu atama BMGS’nin kişisel tasarrufu, süreyi taraflara danışacak değildi… Herhangi bir taraf kendince muhataplık süresi belirlerse, onların bileceği iş; o süre tamamlanınca Holguin ile görüşmesin, ona randevu vermesin… Yapabilirlerse… Yapamazlar tabii ve Holguin randevu ve görüşme talep ettiğinde de paşa paşa randevu verip görüşmeyi de yapacaklar. Hiç bari şimdilerde efelenmeseler… Neticede KKTC halkını temsil ediyorlar ve onlar efelendikten sonra yiğitliği yere vurunca da halk rezil oluyor… Kendileri de rezil olmuyor mu?! Oluyor elbet ama ar damarı çatlayınca beis olmuyor zahir… Ve hakkında böyle çıkışlar yapılan bir kişi ile diyalog kurabilmek, tarafların birbirini saygı ile dinleyerek başarılı iletişim gerçekleştirmesi de tamamen karşı tarafın olgunluğuna ve iyi niyetine bağlı bir başarı olacaktır. KKTC liderliği şimdiden ipleri bu şekilde geriyorsa, Kıbrıslı Türklerin BM ile iletişimi Holguin’in saygı duyulması gereken hoşgörüsüne bağlı olacaktır.
Evet, Holguin gelecek ve evet CB Tatar da ona randevu verip görüşecek. Ve KKTC halkına da “Görev süresi zaten 6 Temmuz’da dolar” diye açıklama yapacak… Gündem ne ola?! Holguin’in şimdiye kadar yaptığı temas ve çalışmalardan edindiği sonucu, BMGS’ye sunduğu raporu ve BMGS ile yaptığı görüşmeyi sözlü olarak paylaşacak mutlaka… Ve öyle anlaşılıyor ki BMGS Kıbrıs sorununu çözmeye kararlıdır ve kararlılığını başarıya ulaştırmak için de tarafların eğilimini olumlu bulmaktadır. KKTC’de 2-Devletli çözüm için atıp tutanlar, örneğin Pile fatihi Ertuğruloğlu ne isterse desin, belli olmuştur ki Ankara tarafı BMGS’ye umut vermiştir. Elbette ki bir de uyarı yapmışlardır: Kıbrıslı Rumlar BM’yi Annan Planı’nda ve Crans-Montana Konferansı’nda tuş etti; üçüncü rauntta da BM tuşa gelmesin, gelirse Türkiye’den hiç medet ummasın…
Tüm uluslararası siyaset de biliyor ki Crans-Montana bu BMGS’nin kalbinde bir yaradır, yarasının esas müsebbiplerinden olan Hristodulidis de suçladıklarındandır. Dolayısıyla, Türkiye ray değiştirmekte sürecin sonuçları itibarıyla bir tehdit görmüyor; öyle veya böyle kazançlı taraf olacak… Dolayısıyla BMGS’yi niye terslesin, onun kararlılığına güç katmakta niye yardımcı olmasın?’ Onun için BMGS, Türkiye’nin olumlu yaklaşımlarından da cesaret alarak, Holguin’e diyorsa ki Eylül 2024’te BM’nin yeni çalışma döneminin açılış programından sonra Kıbrıslı iki taraf ve kendisi üçlü bir görüşme yapsın ve akabinde sürdürülecek çözüm görüşmelerinin modalitesini belirleyip programlasın, Holguin Kıbrıs’a gelip bunu gerçekleştirmeyi Kıbrıslı liderlerle birlikte kotarmayı başaracaktır. Türkiye böylesine bir toplantıyı ve akabindeki süreci tereddütsüz kabul edecektir. Ve öyle de anlaşılıyor ki kabul etmiştir ve Eylül 2024’te 3’lü görüşme gerçekleşecektir.
Şimdi Holguin geliyor ya, bu görüşmenin gerçekleşmesi için tarafların hassas konularını irdeleyecek, özellikle CB Tatar’ın onca atıp-tutmalarından sonra Eylül 2024’te New York’ta üçlü masaya oturmaya yüzü olması için, zevahiri kurtarmaya yarayacak olgular kurgulayacak. Sonuçta da Eylül 2024’ün sonlarına doğru New York’ta Tatar-Hristodulidis-Guterres görüşmesi gerçekleşecek ve bu görüşme ile çözüm süreci için başlangıç vuruşu yapılmış olacak. Ne yani, görüşmeleri CB Tatar mı yapacak fiilen?! Mümkün değil; zaten yap deseler de yapamayacak, böyle bir çalışmayı yapabilecek bilgi birikimini bırakın konsantrasyon kapasitesi yok… Bunu kendisi de biliyor… Onun çaresi de var ve bulunur; bir başka köşe yazısında da onu yazarız…