'HOŞGÖRÜ, DİYALOG YERİNE AYRIŞMA VAR'
Beşparmak Grubu, değişim/reform sürecinde devlet ve hükümete düşen görevleri sıradalı
Beşparmak Grubu, ülkede “her ciddi konuda, ortak paydayı göz ardı ederek, çoğulcu demokrasinin vazgeçilmezleri olan hoşgörü, diyalog ve uzlaşma arayışı yerine ayrışmaya gitmenin sistemleştiğini; bunun toplumun ve devletin geleceği için ciddi tehlikeler taşıdığını” belirtti.
Beşparmak Grubu adına açıklama yapan M. Ergün Olgun, ülkedeki siyasal, kamusal ve ekonomik yapının yıllardır ada ve dünya konjonktürünün gereklerine cevap vermediğini ifade ederek, sürdürülemez mevcut durumun, karşılıklı suçlamalar ve zıtlaşma yerine, farklılıklara saygı ve ortak menfaatlerin öne çıkarılması suretiyle değiştirilebileceğine inandıklarını kaydetti.
Bu yolla gerçekleştirilecek reformların odağında KKTC’nin siyasal, kamusal ve ekonomik yapısının çağımıza uygun hale getirilmesi hedefi bulunması gerektiğini vurgulayan Olgun, devlet ve hükümet yanında sivil toplum örgütlerine ve siyasi muhalefete de görevler düştüğünü belirtti.
DEVLET VE HÜKÜMETE DÜŞEN GÖREVLER
Olgun, değişim/reform sürecinde devlet ve hükümete düşen görevleri şöyle sıraladı:
“Paydaşların azami ölçüde katılımına/katkısına fırsat vererek ve toplumsal hassasiyetleri göz önünde bulundurarak şekillendirilen reform programları toplum tarafından daha rahat benimsenebilmektedir. Bu maksat için sağlıklı değişim planlaması yapılması gerekmektedir.
Olası reformlar hayata geçirilirken Kıbrıs Türk halkının huzurunu, devletin saygınlığını ve kamu düzenini sağlamanın ve devletin varlığına yönelik olası kalkışmalara göğüs gerebilmenin çoğulcu demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ilkeleri çerçevesinde ve bu ilkelerden ödün vermeden yapılması demokrasinin temel gereklerindendir.
Çoğulcu demokrasiyi yaşam biçimi olarak kabul ettiğimize göre, ulusal/toplumsal değerleri koruma ve ortak bellek yaratmanın, halkın huzuru ile devletin bütünlüğünü sağlayıp korumanın yolunun da bu olduğunu kabul etmemiz gerekmektedir.
KKTC’nin siyasi, mali ve ekonomik yaşayabilirliğini/sürdürülebilirliğini sağlayacak reformlar; demokrasi, insan hakları, çoğulculuk, hukukun üstünlüğü, hak ve adalet ilkelerine uygun hareket edildiği takdirde halk tarafından benimsenebilir ve kamu vicdanını rahatlatır.”
Olgun, “bu yükümlülükleri yerine getirmeyen veya getiremeyen devletin, hem halkın inanç ve güvenini yitirdiğini hem de kendi varlığının dayanaklarını yıprattığını” kaydetti.
MUHALEFETİN VE STÖLERİN SORUMLULUKLARI
Olgun, siyasi muhalefet ile sivil toplum örgütlerine (STÖ) düşen görev ve sorumlulukları ise şöyle sıraladı:
“Özellikle yönetsel ve mali açıdan sürdürülemez hale gelen kamu sektörünün ıslah edilmesi sorumluluğunun sadece hükümete ait olduğu söylenemez. Kamu sektöründe yıllardır devam etmekte olan verimsizlik, etkisizlik ve sürdürülemez bütçe açıkları partisel mülahazaların veya statükodan çıkar sağlayanların tutsağı haline getirilemez. Sonuçta toplumsal iflas ve/veya vesayete yol açacak bu durumun her kesime yaşamsal zarar verecek kötü sonuçlardan önce düzeltilmesi toplumsal bir sorumluluktur.
Değişimin, diyalog ve uzlaşı yoluyla gerçekleştirilmesi en sağlıklı yoldur. Ancak uzlaşı ortamının ve kültürünün oluşmasında resmi kanat kadar sivil topluma da görev düşmektedir. Bu bir sosyal sorumluluk meselesidir ve toplum nerede ise kurumsallaşmış saflaşma ve çatışmaya kurban edilmemelidir.
Bireysel veya zümresel çıkarların kolektif toplumsal çıkarların önüne geçmesi veya bu çıkarların değişik yöntemlerle topluma dikte edilmesi kabul edilemez. Hükümetin olduğu kadar sivil toplum ve siyasi muhalefetin de bu tehlikeye karşı sürekli uyanık olması şarttır.”
Beşparmak Grubu adına Ergün Olgun açıklamasında, çoğulcu demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ilkelerinin laftan ibaret olmadığını; bunların kurumsallaşması ve siyasi kültürün parçası olabilmesi için hükümet yanında siyasi muhalefet ve sivil topluma da görev düştüğünü vurguladı.