Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, beraberinde bir heyetle birlikte Lefkoşa Arasta esnafını ziyaret ederek sorunları dinledi.

HP'den verilen bilgiye göre, Özersay, ülkede giderek eriyen alım gücüyle ve ekonomiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Özersay “Önemli olan maaşlara hayat pahalılığı artışının ne kadar olacağı değil, pahalılığı ve alım gücümüzün erimesini önleyecek adım atmaktır. Aksi halde daha fazla maaş alsak da bugünden çok daha az şey satın alabileceğiz ve evimizi geçindiremeyeceğiz. Bunlar daha iyi günlerimiz. Sigorta emeklilerini düşünen yok, bu insanların bir bölümü asgari ücretin bile altında maaş alıyor” ifadelerini kullandı.

HP lideri Özersay, HP'nin sine-i millet kararı alıp Meclisten çekilerek kabul edilemez olan bu duruma haklı bir tepki koyduğuna da dikkat çekerek “Sine-i millet konusundaki bu duruşumuza vatandaşlarımızın büyük bölümü olumlu bakıyor” dedi.

Arasta esnafının geçiş kapılarıyla ilgili beklentilerini de dile getiren Özersay, “Kapılardan geçişler kolaylaştırılmalı, geçişler bu sıcaklarda eziyete dönüşmemeli, insanları geçmeye teşvik etmek yerine bazı uygulamalar ve uzayan kuyruklarla adeta caydırıyorlar" ifadesini kullandı.

Akaryakıtın güney ile fiyat farkının giderek daha da azaldığını ve bu yanlış politika nedeniyle hem bizim insanımızın zarar gördüğünü hem de güneyden gelecek olanlara bu fiyat farkının artık bir anlam ifade etmemeye başladığını vurgulayan Özersay “bunlar maalesef hep ekonomik akıldan yoksun, yanıbaşımızdaki piyasayı yok sayarak alınan kararların sonucudur” dedi.

HP Genel Başkanı Özersay’a Lefkoşa Arasta ziyareti sırasında Lefkoşa İlçe Başkanı Serhat Kotak, Lefkoşa ilçe yönetimi üyeleriyle bazı Parti Meclisi üyelerinden oluşan heyet eşlik etti.

Önemli olan maaş artışı değil...

Özersay, artık insanların siyaset konuşmadığını tek dertlerinin geçim olduğunu belirttiği açıklamasında şunlara değindi:

“Halka bilinçli bir biçimde ne kadar Hayat Pahalılığı artışı verileceğini konuşturuyorlar. Önemli olan bu değil, hayatın pahalılaşmasını önleme meselesidir. Alım gücünüz eridiği sürece size 5 değil 10, 10 değil 20 Hayat Pahalılığı da verilse aldığınız para markete gidene kadar ciddi anlamda erir. Hayat pahalılığını önlemektir önemli olan. Bizim sosyal adalet için odaklanmamız gereken şey; bu ülkeden vergi ve fon indirimleriyle temel ihtiyaç ürünlerinin ucuzlatılmasını sağlamak, bunların taşıma maliyetinden arındırılmış çıplak fiyat üzerinden vergilendirmesi, gümrük vergilerinin sıfırlanması yoluna giderek pahalılığı önleyebilirsek bir anlamı var. Hükümet şu anda bizim de daha önce söylediğimiz, üzerinde ısrarla durduğumuz Hayat Pahalılığı üzerinden bunu çözmeye çalışıyor. Bu bir çözüm değildir.”

"Özel sektörü de düşünmek lâzım"

Kamu ile özel sektör arasında makasın ciddi bir şekilde açıldığını ve artık asgari ücretle hayat pahalılığının birlikte konuşulması gerektiğini belirten Özersay “Bir örnek verecek olursak askeri kantinler niye ucuz? Çünkü vergiden-gümrükten muaflar. Sen bunu yapar ve denetlersen diğer marketlerde de fiyatları aşağıya çekebilirsin. Buna odaklanacaksın. Eğer hayat pahalılığı üzerinden devam ederlerse yakında insanlar marketlere bir çanta parayla gitmek zorunda kalacaklar. Hayat Pahalılığı artışı konuşulurken devlette, kamuda çalışan memurun artışı konuşuluyor. Özel sektörü de düşünmek lâzım” dedi.

Sigorta emeklilerini düşünen yok; bazıları asgari ücretin bile altında maaş alıyor"

Şu anda herkesin ekonomik olarak kamu ve özel sektörü konuştuğunu ama önem verilmesi gereken başka bir kesimin daha olduğunu söyleyen Kudret Özersay “Sigorta emeklisi olan insanlar var. 6. Barem ve altında olan insanlar asgari ücretten daha az maaş alıyorlar. Bunu düşünüp buna tedbir almak gerekir. Bu kesimlere de dokunacak bir sosyal yardım paketi hazırlanmak zorundadır. Paket hazırlandığını Ekonomi Bakanı söylüyor ama Maliye Bakanı ortada yok” dedi.

Sine-i millet duruşumuza vatandaşların büyük çoğunluğu olumlu bakıyor

Özersay, kendisine yöneltilen "sine-i millet kararının vatandaşlar tarafından nasıl karşılandığı" ile ilgili soruya ise “Olumlu bir tepki söz konusu. Çünkü meşru olmayan hükümet ciddi anlamda bir hayal kırıklığı, güven sorunu yaşatıyor. Bu yüzden de halkın sandığa bile gitmeyi düşünmediği bir ortamın içerisindeyiz. İnsanlar 'Meclisten memlekete bir fayda gelmez, bir beklentim yok. Artık kendi geçimime, hayatıma bakmam lâzım. Böyle kısır siyasi tartışmalarla, bir şey üretmeyen bir meclisle benim işim olmaz' diyerek siyasetten kopuyor. Bu sebeple bunun bir parçası olmayı istememiş olmamızı, buna dönük bir siyasi duruş ortaya koymuş olmamızı, sineye çekmememizi vatandaş destekliyor ve doğru buluyor. Tabii ki farklı görüşte olan var, “keşke siz de orda olsaydınız” diyen insanlar da var. Ama nedenlerini anlattığımızda onlar da bize hak veriyor” şeklinde cevap verdi.