1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. Hristodulidis BM’nin Çabalarını Neden Sabote Etti
Ünal Fındık

Ünal Fındık

Hristodulidis BM’nin Çabalarını Neden Sabote Etti

A+A-

BM Genel Sekreteri Guterres Kıbrıs sorununun çözümü için tarafları yeniden masaya davet ederek müzakereleri başlatma çabası içindedir.

Geçen yıl Eylül ayında New York’ta BM genel kurulu sırasında yapılan ikili görüşmeler ve bu çerçevede atadığı yeni temsilci Maria Holguin Cuellar’ın girişimleri ile bu çaba somut olarak görülüyor.

Holguin Ocak ayında başladığı ve Haziran ayı sonunda tamamladığı görevi içinde yaptığı temaslarla ilgili raporunu BM genel sekreterine Temmuz ayı sonunda sundu.

Bu rapor ışığında Guterres de Ağustos ayı içinde New York’ta 3’lü bir görüşme için tarafları yoklamaya çalıştı.

Hristodulidis, Guterres’in bu yoklamasını anında açık ederek sabote etti.

Hristodulidis bunu neden yaptı?

Rum Müzakereci Menelaos Menelau BM’nin, iki lider ile Genel Sekreter’in üçlü görüşme yapmasına yönelik nabız yoklamasının Hristodulidis tarafından açık edilme sebebinin “engelleyenin bilinmesi ve gerekli baskının oluşturulması” olduğunu açıkladı.

Şimdi anladınız mı Hristodulidis’in BM genel sekreterinin çabalarını sabote etme nedenini.

Hristodulidis aslında müzakere masasına oturmak istemiyor. Çünkü bu masanın, bundan önceki masalardan farklı olacağını gayet iyi biliyor. Bildiği için de, Tatar’ın olumsuz tutumunu işaret ederek ve suçu Tatar’a yükleyerek masaya oturmaktan kurtulmak istiyor.

Peki Neden?

Çünkü Guterres tarafları müzakere masasına davet ederken kendilerine bu kez hem zaman sınırlaması olduğu, hem de masadan kalkacak tarafın bedel ödeyeceği mesajını veriyor.

Bunu da yine Hristodulidis’in açıklamalarından anlıyoruz. Hristodulidis yakın zamanda yaptığı açıklamada “cesur kararlar alma durumunda kalabiliriz” demişti.

Bu aslında Hristodulidis’in cesur kararlar alamayacağını ve selefi Anastasiadis gibi masayı devirmek durumunda kalabileceğini gösteriyor. Bu nedenle Hristodulidis müzakere masasının hiç kurulmamasını, ama suçun da Tatar’a yüklenmesini istiyor.  Tatar’ın olumsuz tutumu nedeniyle de bunda başarılı oluyor.

Akel eski genel sekreteri Andros Kiprianu geçen gün Yenidüzen’e verdiği mülakatta “Crans Montana’da kaldığımız yerden devam edelim demek yetmez, Hristodulidis’in bu tutumu, Türk tarafını uzlaşmaz tutumundan vazgeçmeye yetmiyor” dedi.

Andros Kiprianu bir gerçeği işaret ediyor. Çünkü bütün dünya Crans Montana’da masayı deviren Anastasiadis’in yanında dışişleri bakanı olarak Hristodulidis vardı ve Anastasiadis’e bu konuda tam destek veriyordu.

Hristodulidis, Guterres’in girişimini baltaladı çünkü müzakere masasına oturmaya ve cesur kararlar almaya hazır değil.

Bu nedenle Tatar’ın her öneriyi reddeden tavrı nedeniyle rahat rahat yerinde oturmak ve uzlaşmaz damgasını Türk tarafına yapıştırarak statükonun devamını sağlamak istiyor.

Geçmişte Denktaş’ın her öneriyi reddeden tutumu nedeniyle istedikleri yolu yürüyen ve AB üyeliğini kazanan Rum sağı, şimdi de Tatar’ın aynı tavrından yararlanarak mevcut statükoyu korumaya ve önlerine fırsat çıkarsa bunu değerlendirerek istediklerini elde etmeye çalışıyorlar.

Hristodulidis, Guterres’in çabalarını ifşa etmeseydi, Guterres muhtemelen Türk tarafını masaya oturtabilmek için Tatar’ın aylar önce söylediği 3D, yani Doğrudan Uçuş, Doğrudan Ticaret ve Doğrudan Temas konularında Türk tarafına bazı açılımlar sunabilecekti.

Belki de Hristodulidis bunu sezdiği için Guterres’in 3’lü zirve girişimini deşifre ederek Tatar’a tuzak kurmuş, Tatar da bu tuzağa düşerek “kendisine böyle bir davet yapılmadığını, yapılsa bile katılmayacağını” önceden açıklayarak Guterres’in açılımlarını dinlemeyi beklememiştir.

Böylece iki lider de müzakere masasına oturarak bu soruna artık bir çözüm bularak ülkemizi yeniden birleştireceklerine, statükonun devamını sağlamaya çalışmaktadırlar.

Her iki lider de bu yaklaşımlarıyla sorumluluk alacak durumda olmadıklarını ve toplumlarına liderlik yapamayacaklarını kanıtladılar.

Bu yazı toplam 743 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar