Hristodulidis’in Sahip Olduğu En Önemli Şey Kıbrıs Cumhuriyeti
Kıbrıs Cumhuriyeti cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis iktidardaki ilk yılını değerlendirdiği basın toplantısında halkına seslendi.
Rum basın özetlerinden anladığımız kadarıyla Hristodulidis’in ilk yılın sonunda yaptığı değerlendirmeler ikna edici olmadı.
Politis gazetesi haberi “Başkana Göre Her Şey Yolunda” başlığıyla verdi. Alithia gazetesi ise “Gösteriş Festivali” başlığını kullandı.
Basın toplantısında hemen her konuya değinen Hristodulidis Kıbrıs konusuna da geniş yer ayırdı.
BM Genel Sekreteri Guterres’in yeni temsilci atamasının kendi ısrarlı çaba ve inisiyatiflerinin sonucunda olduğunu söyledi. Gerçekte ise Holguin, BM Güvenlik Konseyi’nin belirleyici müdahalesinin ardından atanmıştı.
Hristodulidis ayrıca Kıbrıs sorunuyla ilgili bir AB temsilcisi atanmasının amaç olarak kalmayı sürdürdüğünü ve bu pozisyon için belirli bir kişinin olduğunu iddia etti.
Avrupa Konseyi Başkanı'nın söz konusu kişiyi bildiğini ve bahse konu kişinin Avrupa Konseyi Başkanı'yla görüşmelerde bulunduğunu ifade eden Hristodulidis, Holguin’in çabasının nasıl gelişme göstereceğine bağlı olarak, bunun nasıl olacağını göreceklerini söyledi.
***
Kıbrıs sorununu yakından takip edenler bu sorunun BM zemininde çözümleneceğini de bilirler. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB üyesi olmasının nasıl sağlandığını da elbette bilirler.
1990 yılında sosyalist sistemin çökmesi ve doğu Avrupa’da ortaya çıkan yeni devletlerin AB genişleme sürecine dahil edilmesi sonucu Kıbrıs da bu sürece dahil edildi.
Bu süreçte AB üyesi Yunanistan’ın çabasıyla genişlemeye dahil olacak ülkelerden oluşturulan 10 yeni üye bir paket haline getirildi. Bu pakete Kıbrıs da dahil edildi. Böylece genişleme ya hep, ya hiç biçimine dönüştü.
Böylece Kıbrıs da, sorununu çözmeden AB üyeliğini almış oldu. Bundan sonra Rum tarafının ana amacı Kıbrıs sorununa BM şemsiyesi altında değil, AB bünyesinde çözüm bulmak oldu.
Bu süreçte KC dışişleri bakanlığında bürokrat olan ve ilerleyen dönemlerde dışişleri bakanlığı ve hükümet sözcülüğü de yapan Hristodulidis de bu amacını gizlemiyor.
Hristodulidis basın toplantısında “Kıbrıs sorununun iki kesimli, iki toplumlu federasyon temelinde çözülmesi hedefiyle içtenlik ve kararlılıkla müzakere masasına gelme konusunda iradesini ve buna hazır olduğunu” söyledi.
Buna rağmen yine bir soruya karşılık “aynı fikirde olmayacağı ve desteklemeyeceği olası bir çözüm planını halkın önüne koymasının söz konusu olmadığını” söyledi.
Hristodulidis “sahip oldukları en önemli şeyin Kıbrıs Cumhuriyeti olduğunu ve herhangi bir başka çözüm biçiminin, sahip oldukları şeyi hükümsüz kılacağını” iddia etti.
Benim bu açıklamalardan anladığım Hristodulidis’in Kıbrıs sorununda sonuç alıcı bir müzakere süreci istemediği, aksine elinde tuttuğu “en önemli şey” olan AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti’ni hükümsüz kılmayacak bir çözüm istediğidir.
Dahası böyle bir çözüme ulaşılamazsa, kendisi bu çözümü de desteklemediği için halkın önüne koymayacak.
Hem iki kesimli, iki toplumlu federasyon diyeceksiniz, ama siyasi eşitlikten hiç bahsetmeyeceksiniz, hem de KC’ni hükümsüz kılacak bir çözümü içinize sindiremeyeceksiniz.
Siyasi liderlik en başta cesaret ve kararlılık ister. Yıllarını dışişleri bürokratı olarak geçiren Hristodulidis, sanırım hala bundan kurtulamadı.
Rum tarafında da çeşitli nedenlerle gerek siyasi partiler, gerekse de halk tarafından inandırıcı bulunmayan Hristodulidis önce lider olduğunu hatırlayacak, sonra da ülkemizi yeniden bütünleştirmek için sadece kendi toplumuyla değil, Kıbrıs Türk toplumuyla da birlikte çalışması gerektiğini unutmayacak.
Bugün Dünya Kadınlar Günü, tüm kadınlarımızın günü kutlu olsun.