Sevgi Maraşlı
[email protected]

Her dönemde ve her hukuki düzende, İdare’nin hukuk kurallarına bağlı olarak faaliyette bulunmadığını, idare edenlerin kişisel arzu ve çıkarlarını yerine getirme amacı güttüklerini ve kamu gücünü bir baskı aracı olarak kullandıklarını günümüzde de birçok örneği ile görmekte ve bu durumdan sürekli şikâyetçi olmaktayız.

Ülkemizde hukuk anlayışının ve idari rejmin değişmesi ve gelişmesi için bugüne kadar çok sayıda çalışma yapılarak birçok denetim yönteminin geliştirilmesi yönünde uğraş verilmiş, ancak pek de önemli bir sonuç elde edilememişti. Ancak, milletvekilimiz Sn. Tufan Erhürman’ın girişim ve katkılarıyla geçtiğimiz ay yürürlüğe giren “İyi İdare Yasası”, idari rejimin değişmesi ve gelişmesi için şüphesiz önemli bir adım olmuştur.

Ülkemizde yargı ve yürütme sürekli çekişme içerisindedir. Bu bağlamda, kuvvetler ayrılığı ilkesi sayısız örneklerle yürütme tarafından göz ardı edilmiş ve maalesef, mahkeme kararlarını yalnızca yazılı birer metin halinde bırakmıştır. Özellikle her hükümet değişikliğinde onlarca, hatta belki de yüzlerce kamu görevlisi, İdare’nin keyfi tutum ve davranışları nedeniyle görevlerinden alınmakta/alınamamakta veya görev değişikliğine maruz bırakılmaktadır. Halbuki yasalar kamu görevlileri ile ilgili konularda, İdare’ye kamu yararı ve hizmet gerekleri konusunda takdir yetkisi vermiştir. İdare’nin bu yetkiyi kullanırken çok titiz davranması ve görevden alma gerekçesini açık ve somut bir şekilde açıklaması gerekmektedir. Bu husus birçok mahkeme kararında belirtilerek İdare’ye göndermede bulunulmuştur. Uygulamada İdare’nin bu titizliği göstermediğine, yargı kararlarına uymadığına veya yasaya karşı hile denebilecek işlemler yaptığına maalesef tanık oluyoruz.

İyi İdare Yasasının en temel amaçlarından biri, kişilerin İdare’ye karşı korunmasıdır. Örneğin, İdare’nin ihmal veya eylemlerinden zarar gören vatandaşlar açacakları tazminat davalarıyla, kusurlu bulunan kamu görevlisine İyi İdare Yasası kapsamında artık rücu etme imkânına kavuşmuşlardır. İyi İdare Yasasına göre İdare, keyfi davranma olanağına sahip değildir. İdare, mahkeme kararlarını 30 gün içerisinde uygulamak zorundadır. Bunlardan başka Yasa, kişilere daha birçok menfaat sunmaktadır. Tabii ki bu yasayı kullanmasını ve uygulamasını bilen KKTC yurttaşlarına…

Ülkemiz açısından çok faydalı olduğuna ve olacağına inandığım ve hukuk anlayışı ile idari rejimin değişmesi ve gelişmesi için gerekli olduğunu düşündüğüm İyi İdare Yasası, ülkemizin Hukuk Devleti olma yolunda attığı büyük bir adım niteliğindedir. Hukuk Devleti; insan haklarına saygı gösteren, bu hakları koruyan ve sağlayan, adil bir hukuk düzenini kurup bu durumu devam ettirmeyi kendine zorunlu sayan ve bütün faaliyetlerinde hukuka ve Anayasa’ya uyan devlet demektir. Hukuk Devletinde takdir hakkı, kamu menfaatini ve kamu vicdanını amaç edinenler tarafından sosyal devlet anlayışı kapsamında hukuka uygun olarak kullanılmalı veya değerlendirilmelidir. Adalet, öncelikle ona uyması gerekenler tarafından sağlanmalı ve gözetilmelidir. Böylelikle bireyler, maddi-manevi külfet getiren yargı süreçlerine gereksinim duymadan adaleti bulacaklardır. Sağladığı menfaatlerin kapsamlı olduğu İyi İdare Yasasının tüm KKTC yurttaşları tarafından bilinmesi ve uygulanması gerekmektedir. Bu yasanın KKTC’de sözde uygulanmakta olan diğer bazı yasalar gibi olmaması ve ülkemizin Hukuk Devleti olması yolunda yapılan “İyi İdare Yasası’nın” uygulanması, anlaşılması ve sözde kalmaması için elimizden geleni yapmalı ve Yasa’ya sahip çıkmalıyız...