1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. HUKUK-ETİK-VİCDAN
Sami Özuslu

Sami Özuslu

HUKUK-ETİK-VİCDAN

A+A-

Yöneticilerin de duyguları vardır. Ama genellikle onları işlerine bulaştırmazlar. Duygu yerine mantıkla hareket etmeyi tercih ederler.
Tabii hepsi değil…
Çok duygusal davrananlar da olur. Olabilir de…
Onlar da insandır zaten ve eğer duygular işin içinde yoksa insanlıktan kopma söz konusu olabilir.
Dikta heveslileri, koltuk için her yolu mubah sayanlar duygusuz ve acımasız olabilirler.
Tarihin çöp tenekesi bu tür krallar, imparatorlar, çarlar, padişahlar, liderlerle doludur. Yaşadıkları çağda ‘ilah’tılar çoğu ama sonra tarihe ‘cani’ olarak kaydedildiler.
Günümüz dünyasında da vardır böyle liderler ve bu yüzden hala anasından doğduğuna bin pişman yaşar milyonlarca insan yeryüzünde…

*  *  *

Duygu meselesi bir tarafa, yöneticilerin bağlı olduğu –‘bağlı olması gereken’ desek daha doğu- başka değerler de vardır.
Hukuk mesela…
Demokratik hukuk devletlerinde herkes –teorik olsa da- hukuk karşısında eşittir. Hukukun üstünlüğü kavramı modern devletlerin olmazsa olmazıdır. İki dudak arasından çıkan değil, yasada yazandır kural.
Anayasalar ‘toplumsal mutabakat’ metinleridir. Toplulukların bir arada kalmasının temel kuralları o kitaptadır. Ona uygun yasalar, tüzükler, yönetmelikler, emirnameler izler silsileyi…
Devleti yönetenler kafalarına estiği gibi, canlarının çektiği gibi, keyiflerinin istediği gibi değil, mevzuata göre idare eder memleketi.
Hukuk olmazsa ‘hukuk devleti’ de olmaz.
‘Hukuk devleti’nin gereği yapılmazsa, o devlete ‘hukuk devleti’ denilemez.
Kimileri bu türdekilere ‘guguk devleti’ der.

*  *  *

KKTC, Anayasası’na göre bir ‘hukuk devleti’dir.
Kimse üstün değildir. Ne Cumhurbaşkanı, ne Yargı Başkanı, ne Yasama Başkanı ne de Yürütme’nin başı…
Hepsi de Anayasa ve yasalara bağlıdır.
Alacakları her kararın yasada yeri olması lazımdır.
Çıkaracakları her yasa, yönetmelik, genelge, tüzük, emirname Anayasa ve yasalara aykırı olamaz.
Yasaların hilafına karar alıp “Ben yaptım, oldu” diyemezler.
Dedikleri vakit devlet de ‘guguk’ durumuna düşmüş olur.

*  *  *

UBP-HP hükümeti KKTC’yi bir ‘guguk devleti’ yapmaya niyetli görünüyor.
Hukuk doktorası yapan öğrenciler “Pandemi sürecinde KKTC idaresinin halleri” başlıklı bir tez yazmaya kalksalar eyvah ki ne eyvah!..
Muhtemelen ‘sonuç’ bölümünde şunlar yazılacaktı: “KKTC Devleti’nin Corona virüsü dönemindeki yönetim şekline dair literatürde hiçbir bilgiye rastlanmamış olup, idare metodunun Kıbrıs deyimiyle ‘hükm-i garaguşi’ olduğu sonucuna varılmıştır.”
Ve -yine muhtemelen- tez danışmanı profesör, şu notu ekleyecekti ‘Bir devletin Hükm-i Garaguşi Devri’ başlıklı çalışmaya:
“Hem hukuken garaguşi, hem etikten yoksun, ama hem de vicdan fukarası…”
Ah hocam ah…
Bir de ‘olağanüstü hal’ yetkileriyle donatılsaydı hükümet ne olacaktı acaba tezin başlığı ve sonucu?

 

 

 

Bu yazı toplam 1707 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar