‘Hukuk gasp ediliyor’
Av. Özgü Özkul Özyiğit ve Av. Ahmet Said Sayın, ‘vatandaşların sahillere girişi engelleniyor’ dedi, otellere karşı mücadele başlattı. Alsancak Belediyesi’ne mandamus davası açtı
Fayka Arseven Kişi
Avukat Özgü Özkul Özyiğit ve Avukat Ahmet Said Sayın, halkın plajlara girişine izin vermeyen oteller hakkında dava başlattı, denetim görevini yapmadığını belirttikleri Alsancak Belediyesi’ne ise mandamus davası açtı.
“Bizim bu davaları açmamızın, yürütmemizin ve her geçen gün daha yeni davalar yürütmemizin sebebi devletin işini yapmaması, belediyenin işini yapmaması bizim de yasaların uygulanmasını talep etmemizdir” diyen avukatlar, ““Halk plajı ilan edilen yere neden halk giremeyecek? Bunun ne mantığı vardır. Demek ki bir hukuk gaspı vardır. Birileri durup da bunun önüne geçiyordur. Devlette o zaman bu gasıbın önüne geçmelidir” dedi.
Bu hafta Avukat Özgü Özkul Özyiğit ve Avukat Ahmet Said Sayın ile hem mücadelelerini hem de davalarını konuştuk.
“Anayasa Mahkemesi’nin kararı bizim mücadelemize çok büyük katkı sağladı. Bu konu Kıbrıs Federe Devlet’ten önce de sonra da tartışıldı komitelerde görüşüldü, halkın plajlara girebilmesi noktasında çalışma yapıldı. Biz mahkemeye bunları da sunduk. Bunu savcılık yapması gerekirken, bu davada savcılık halkın karşısında yer aldı.”
- YENiDÜZEN: Neden diye başlayalım. İlk ne zaman başladınız bununla uğraşmaya?
- Özgü Özkul Özyiğit: Devlet iş yapmıyor. Bizim de canımızın sıkıldığı bir nokta yasaların işlememesidir. Bizim bu davaları açmamızın, yürütmemizin ve her geçen gün daha yeni davalar yürütmemizin sebebi devletin işini yapmaması, belediyenin işini yapmaması bizim de yasaların uygulanmasını talep etmemizdir. Bunun için de mecburen mahkemeye başvurmak zorunda kalıyoruz.
İlk ne zaman sorunuza ise; Bir otele gittim, 2010 yılıydı, giriş 20 TL’ydi ve ‘damsız almam’ denildi. Buna canım sıkıldı. Bir vatandaş olarak ben denize girmek isteyeceğim ve bana dam soracaklar. Ertesi sene yine plajlara girmeye çalıştığımızda özellikle hafta sonu yok ‘damsız almam, para ver’ dediler. Açıp yasaya baktığımızda bize olan hakları görüp, ilk etapta 2011’de 4 yere dava açarak, serbestçe girişimizi talep ettik. Bu davalar 2014 gibi sonuçlandı.
- YENiDÜZEN: Dava kararları ne oldu?
- Özgü Özkul Özyiğit: Plajlara serbestçe girebilmemiz için hüküm verildi. Gelin serbestçe girin. Bu davalardan önce kendi kafalarına göre hareket etmekteydiler özellikle biri gelse ve ‘ben senin servisinden yararlanmayacağım’ dese dahi kimseyi içeri almazlar. Bu davalar biraz sebep oldu ama 2014 yılında biz daha önce dava edilmeyen şu an davası gündemde olan 18 Ağustos’ta da davası dinlenecek Acapulco Otel’e gittik, orada da ne yazık ki ‘Bugün daha para almaya başlamadık ama sizi içeri almayız çünkü yanınızda eşiniz yoktur’ denildi. Biz orada cinsiyet ayrımcılığına da uğradık. Plaja girişi engelleyemezsiniz. Dolayısıyla biz o gün oradan çıktık, polise şikayetimizi yaptık. Davamızı Girne Kaza Mahkemesi’ne dosyaladık. Davamız 18 Ağustos’ta dinlenecek. Anayasa Mahkemesi’ne giden dava da bu davadır.
“Eğer hukuka saygı duymayacaksak, hukuku uygulamayacaksan, hukuk devleti ilkesinden bahsetmenin bir imkanı kalmaz. Her yerde hukuksuzluk var ve herkes şikayetçi. Ama bireysel olarak hukuku geliştirmeye çalışmak lazım ki toplumsal olarak fayda sağlayalım.”
- YENiDÜZEN: Acapulco Otel ‘mülkiyet hakkının’ yorumunu istedi Anayasa Mahkemesi kararını verdi. Bu karar sizin mücadelenizi nasıl etkiledi?
- Av. Ahmet Said Sayın: 2014’te Acapulco Otel aleyhine dava açtık. Mahkemede davalı taraf, biz şehadetimizi bitirdikten sonra dedi ki; Anayasa’nın 38’nci maddesinde mülkiyet haklarına dair yorum yapılsın.
Kaza Mahkemesi de Anayasa Mahkemesi’ne havale etti. Anayasa Mahkemesi ithamları karşılıklı dinledi ve kararını verdi. Böylece bu mesele de meşrulaştı. Bizim bireysel mücadelemiz Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar ile kamusal oldu. Yani artık mahkeme kararları herkesi bağladığı için bu yorum önemliydi. Mahkeme ‘mecbursun, vatandaşı plaja alacaksın’ dedi. Mahkeme bu kararı verdi, bu karar ışığında mahkeme 18 Ağustos’ta devam edecek.
Anayasa Mahkemesi’nin kararı bizim mücadelemize çok büyük katkı sağladı. Bu konu Kıbrıs Federe Devlet’ten önce de sonra da tartışıldı komitelerde görüşüldü, halkın plajlara girebilmesi noktasında çalışma yapıldı. Biz mahkemeye bunları da sunduk. Bunu savcılık yapması gerekirken, bu davada savcılık halkın karşısında yer aldı. - Özgü Özkul Özyiğit: Anayasa Mahkemesi’nde özellikle savcılığın gelip de sermayenin ve otelin yanında yer almasına gerçekten çok içerledik. Hala daha anlam veremedim. Sen savcılık olarak vatandaşın denize girmesini, plaja erişmesini nasıl engellemeye çalışırsın?
- Ahmet Said Sayın: Anayasa ve yasa olmasına rağmen savcılık geliyor ve tam tersi bir görüş bildiriyor ve diyor ki; ‘işletmelerin hukuki argümanlarına katılırım’. Bu yasa ve anayasanın aleyhine bir şey. Bizim tek istediğimiz hukuk devleti ilkesinin uygulanmasıdır. Ülkemizde yasalar uygulansın, biz hukuk insanıyız ve toplumcu insanlarız. Dolayısıyla bizim mücadelemiz aslında daha fazla hukukun işlemesidir. Hukuka herkesin saygı duyması gerekir. Eğer hukuka saygı duymayacaksak hukuku uygulamayacaksan, hukuk devleti ilkesinden bahsetmenin bir imkanı kalmaz. Her yerde hukuksuzluk var ve herkes şikayetçi. Ama bireysel olarak hukuku geliştirmeye çalışmak lazım ki toplumsal olarak !-fayda sağlayalım.
“Anayasa Mahkemesi mülkiyet hakkını yorumlarken; ‘sen kiracı olsan dahi’, artı mahkeme bir adım daha ileri giderek, ‘KKTC’de eşdeğer koçan alsan dahi, koçanlı malın olsa dahi sen vatandaşların plaja girişini engelleyemezsin’ dedi.”
“İstediğin kadar para yatır. Yasa da Anayasa da orada…”
- YENiDÜZEN: Otellerin tümü kendi mülkiyeti olarak bakıyor sahillere bu karar sonrası ne olacak?
- Özgü Özkul Özyiğit: Mahkeme mülkiyet hakkını yorumlarken; ‘sen kiracı olsan dahi’, artı mahkeme bir adım daha ileri giderek, ‘KKTC’de eşdeğer koçan alsan dahi, koçanlı malın olsa dahi sen vatandaşların plaja girişini engelleyemezsin’ dedi.
- Ahmet Said Sayın: Onun da tek istisnası vardı o da lebi derya (denizin dalgasının değdiği yere kadar) dediğimiz mülkiyet. Ama o da 1946’dan beri kimseye verilmedi. Bu eski bir toprak rejimiydi. Bu usulde bir koçan verilmiyor ama olanlar da çok nadirdir.
O nedenle eşdeğer koçanlar veya uzun vadeli kiralamalarda öyle bir şey yoktur. Dolayısıyla otellerin hiçbiri ‘özel mülkiyetimdir’ diyemez. Zaten onlar devletin malıdır ve uzun süreli kiralanmıştır. Ama yaptıkları savunma benim mülkiyetimdir. Bu yanlıştır. ‘Ben buraya para yatırdım’ diyorlar. İstediğin kadar para yatır. Yasa da Anayasa da orada durur. Değişmediği sürece de halkın plaja girmesini engelleyemezsiniz.
Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik’in söylediğine de katılırız denizin de bir adabı vardır. İnsanlar da tabi ki bunu dikkate almalıdır. Bunun bir yasası yok ama bir rahatsızlık oluyorsa bunun denetimini de belediye yapacak. Yasa diyor ki; belediye hudutlarında belediye, belediye hudutları dışında kaymakamlık. - Özgü Özkul Özyiğit: Şimdi 2008-2009’da bir değişiklik olmuştu. Belediyelerin hudutları genişletildi. Dolayısıyla KKTC’deki her yer belediyelerin kontrolü altındadır. Yasayı uygulayacak olan belediyedir. Eğer bir rahatsızlık varsa belediye zabıta görevlendirecek.
Belediye 2693 sayılı yasadaki maddelerin ve hakların denetimini yerinde yapar. Dolayısıyla belediye, gidecek, yerinde denetim yapacak. Bu Anayasa Mahkemesi kararından sonra ki ‘bireysel açarsınız davaları bize ne olacak’ noktasından sonra ilk etapta bir pilot yer seçtik kendimize Escape…
- YENiDÜZEN: Escape ile de sorunlar yaşadınız. Neler yaşandı?
- Özgü Özkul Özyiğit: Escape’de canımızın sıkıldığı nokta sen bir işletmeye orayı kiraladın, belediye denetimini yapmaz. Yüzmeye gittim sabah 6’da kapılar kilitli. Sen saat 8’de açıp akşam 7’de kapatın. Ben mecbur değilim senin belirlediğin saatlerde denize girmeye. Sen benim girişimi engelliyorsun. Belediye olarak bunun denetimini yapmazsan, hiçbir vatandaş bu haktan yararlanamaz. Dolayısıyla bizim istediğimiz şimdi nedir? Belediye gidecek yapmadığı görevini yerine getirecek yani bu yasayı uygulayacak denetleyecek. Ben vatandaş olarak açıp yasamı bakarım, o yasa da kaç para söylerse vereceksin eyvallah. Ama yasal bedelini ödeyim. Vatandaş olarak o yasanın eski olması beni bağlamaz. Ücretler komik noktadır. 0.003’e tekabül eder. O zaman 1993’teki 3 bin TL’de bugünkü 3 TL’ydi. Yasa koyucu ayrı ayrı her bir hizmet için 3 TL almaktadır. Ama TL’den altı sıfır atınca bu rakam 0.003 oldu. Sen şimdi 1 kuruş verip 333 kere hizmet satın alabilirsin.
- YENiDÜZEN: ‘Siz davaları kazandınız, siz girersiniz ama biz giremeyiz’ algısı var. Vatandaşlar, bu hakkından ille de mahkeme yoluyla mı yararlanacak?
- Özgü Özkul Özyiğit: Biz geçen yıl belediyelere mandamus davasını açmayı düşündük. Ama daha sonra ‘Anayasa Mahkemesi karar versin’ dedik. Hiçbir soru işareti olmadan mahkeme de daha rahat kararını verir, biz de önümüzü görürüz. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında Alsancak Belediyesi’ne karşı mandamus davası açtık.
“Belediyelerin görevini yapmamasının yegane sebebi kendisinin de bu gayrı yasal paradan yararlanmasıdır. Bu gayrı yasal düzenekte belediyenin de çarkı döner diye görevini yerine getirmez.”
- YENiDÜZEN: Belediyelerin kendilerine verilen hakları varken, vatandaş hakkını halen daha mahkemede arıyor. Belediyeler de bu işin üzerine mi yattı?
- Özgü Özkul Özyiğit: Bir işletme 25 TL’lik bilet kestiğinde belediye o paradan bir yüzdelik gelir elde etmektedir. Dolayısıyla belediyenin işine gelir. ‘Ben denetimimi yapmayım, bunlar istediği parayı alsın, o benim işime gelir, yüzdeliğim daha fazla olur’ mantığında. Belediyelerin görevini yapmamasının yegane sebebi kendisinin de bu gayrı yasal paradan yararlanmasıdır. Bu gayrı yasal düzenekte belediyenin de çarkı döner diye görevini yerine getirmez.
“Halk plajı ilan edilen yere neden halk giremeyecek? Bunun ne mantığı vardır. Demek ki bir hukuk gaspı vardır. Birileri durup da bunun önüne geçiyordur. Devlette o zaman bu gasıbın önüne geçmelidir.”
- YENiDÜZEN: Yasa var ama uygulanmadı. Şimdi de görüyoruz yasa varken ve uygulanmazken, Girne İmar Planı Tasarısı’nda sahile ulaşım yolu gösteriliyor.
- Özgü Özkul Özyiğit: Ne yazık ki vatandaşımız haklarını aramıyor. Ben iddia ederim gündemde bu davalar olmasaydı, örgütler gidip ‘biz beleşe denize geldik’ demeseydi bu imar planına girmeyecekti. Çünkü ne yazık ki yasaları uygulama derdi yok. Ama bir yıl sürer, sürsün, 2 yıl sürer, sürsün, bizim yegane amacımız gittiğimiz yerlerde yasaların uygulanmasıdır.
- Ahmet Said Sayın: Sadece denize giriş meselesi değil aslında. Esas olan kamusal alanların insanlarımız tarafından kullanılabilmesidir. Anayasa diyor ki; yurttaşların yararına buralara tesisler yapılabilir. Ama başkalarının kar etmesi maksatlı, kamunun menfaatinin önüne geçiliyorsa bizim davamız, mücadelemiz başlar. Bu araziler kiralanmış olabilir ama Bakanlar Kurulu kararları vardır Cratos Otel’in olduğu yer, Ozanköy Halk Plajı şeklinde geçer. Acapulco’nun olduğu yer halk plajı, Denizkızı, Escape hepsi halk plajı… bütün bunlar hakkında Bakanlar Kurulu kararları var. Peki halk plajı ilan edilen yere neden halk giremeyecek? Bunun ne mantığı vardır. Demek ki bir hukuk gaspı vardır. Birileri durup da bunun önüne geçiyordur. Devlette o zaman bu gasıbın önüne geçmelidir. Çünkü hukuk devleti hüküm sürerse ‘ ben senin özeline bakmam, attığın paraya da bakmam sen bu yurttaşı içeriye alacaksın’ demelidir. Demediği için pilot bölge seçtik, Alsancak Belediyesi’ne karşı dava açtık.
- YENiDÜZEN: Devlette söylediğiniz gaile var mı?
- Özgü Özkul Özyiğit: Yoktur. 2014’te yanılmıyorsam gerek Bakanlar Kurulu’na gerek Meclis’e gerek Bakanlığa yazı verdik ve dedik ki; ‘bu yasayı siz uygulatamıyorsunuz. Dolayısıyla biz vatandaş olarak zarar ediyoruz veya haklarımızı kullanamıyoruz. Lütfen gidin bu yasayı güncelleyin. Biz de vatandaş olarak ne yapacağımızı bilelim’. Ama bize bir cevap dahi verilmedi. Dilekçemiz öyle asılı kaldı. Ne yazık ki bakanların ve Bakanlar Kurulu’nun veya Meclis’in böyle bir şey yapmaya niyeti yoktur.
- Ahmet Said Sayın: Bundan 2 yıl önce bir yasa çalışması yapıldı. Merkez Kaymakamı çağırdı bizi…O dönem Merkez Kaymakamı bu iş için çok uğraştı, emek verdi. Yasanın eleştirecek yerleri vardı ama çok büyük bir emek ortaya koyuldu. Gitti, o yasa çıkmadı, çıkmazda.
- YENiDÜZEN: Otel yöneticileri de diyor ki ‘ben dünya kadar para attım, yatırım yaptım, dıştan gelenlerin denetimini nasıl sağlayacağım’.
- Ahmet Said Sayın: Onun önlemini kendileri düşünecek.
- Özgü Özkul Özyiğit: Bir karar çıkıyor Bakanlar Kurulu kararı bu. ‘Burası halk plajı olarak kalacak’. Sen buna rağmen sahilin önüne 5 yıldızlı otel yaparken ve vatandaşın plaja girişini engellerken ve burası halk plajıyken sen ondan sonra çıkıp bize diyemezsin, ‘bu kadar yatırım yaptık’. E biz mi dedik sahilleri kapatasınız.
- Ahmet Said Sayın: Lara Beach halk plajıydı gitti, Elexsus olsu. Sırada Alagadi var. Çünkü özellikle son hükümet döneminde bu yağma düzeniyle her yer verilecek.
- YENiDÜZEN: Yasada hizmet bedellerinin belli olduğunu söylediniz. Peki oteller farklı farklı giriş parası uyguluyor. Bu yasal mı?
- Özgü Özkul Özyiğit: Değil. Biz Vergi Dairesi’ne de yazı yazdık; “Bu ücretler gayrı yasaldır. 0.003 alınması gerekirken, 25, 50, 100 TL alınır, gidin denetleyin” dedik. Vergi Dairesi de bize ‘bize ne gelirse biz vergimizi alırız, karışmayız yasaldır ya da gayrı yasaldır.’ Bu ne demektir bir kilo gannavuri sat, yaz faturasını vergisini öde. Vergi Dairesi kabul eder.
“Alsancak Belediyesi görevini yapmıyor. Ona karşı mandamus davası açtık. Biz belediyeleri görevini yapmaya zorlayacağız. Eğer sen görevini yapmazsan, ben de mahkeme kanalı ile sana görevini yaptıracağım… eğer başarılı olabilirsek.”
- YENiDÜZEN: Mandamusun yaptırımı nedir?
- Ahmet Said Sayın: ‘Bunu yapacaksın’ der. Mahkemenin idare üstünde yetkisi var. Ama bu her zaman kullanılmaz, az kullanılan bir yetkidir. Bu mahkemenin güçlü bir yetkisidir, idare üstünde kullanılır. Mesela belediye başkanı denetlememekle bir idari görevini yapmıyordur. Yasa derki sana denetle. Yani yurttaş denize girebilecek.
- Özgü Özkul Özyiğit: Biz belediyeleri görevini yapmaya zorlayacağız. Eğer sen görevini yapmazsan ben de sana mahkeme kanalı ile sana görevini yaptıracağım eğer başarılı olabilirsek.