“Hukuk ve Demokrasi ayaklar altına alınmıştır”
İçişleri eski Bakanı, CTP Milletvekili Asım Akansoy, Barbaros Şansal'ın sınır dışı edilmesiyle ilgili açıklama yaptı
CTP Milletvekili Asım Akansoy, Barbaros Şansal’ın sınır dışı edilmesi ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
Akansoy’un paylaşımı şöyle;
“Barbaros Şansal olayı demokrasi ve insan hakları açısından hepimizin oturup ciddiyetle düşünmesi gereken bir konudur. Benimsemediğim bazı üslup ve yorumlarına rağmen hem medya ortamında hem de fiilen yapılan saldırılarla maruz kaldığı nefret ve linç kültürü, kabul edilebilir değildir. Kıbrıslı Türkler olarak, bu ve benzeri olaylar karşısında sessiz kaldığımız sürece; gerçeğin ortaya çıkması için, diyalog yoluyla tartışmadığımız sürece; bu olay bundan sonra yaşanması olası olumsuz gelişmelerin habercisi olacaktır.
Kendisinin daha önce yargılandığı suç ve önceden sınır dışı edilmesi gerektiği konusunda özellikle sosyal medyada bir bilgi kirliliği mevcuttur. Ülkemize giriş yaptığı sırada, 5 gr. hint keneviri ile yakalanmış olan ve Mahkemece 4 haftalık hapis cezası verilmiş olan Şansal, 4 haftalık süre sonunda Bakanlığa başvurarak KKTC’den sınır dışı edilmek istemediğini gerekçeleri ile birlikte belirtmiştir.
Yasanın, Bakanı baş Muhaceret Memuru olarak yetkili kılması nedeniyle, Bakanlık üst düzey yetkilileri, hukukçuları ve Savcılık ile yaptığımız görüşme sonunda; Yıldırım Mayruk ile birlikte Moda Akademisi açma girişimi, Girne’de ciddi bir yatırımla ev edinmiş olması, çok az miktarda ve ilk kez madde ile yakalanmış olması v.d. nedenlerle ülkeden uzaklaştırılması uygun bulunmamıştır.
Gerek ben gerekse diğer Bakan arkadaşlarım, aldığımız kararlarda her zaman yasalara bağlı kalmayı kendimize görev bilmiş yöneticiler olduk. Hukukun üstünlüğünü iş ola değil, gerçek anlamda sağlayabilmek için yasalara özel önem verdik. “Ben yaptım olur” değil!
Çeşitli zamanlarda yasaların farklı yorumlanabileceği noktalarda bile, kamu vicdanı ve kamu yararını her zaman en üstte tuttuk.
Linç ve nefret bir insanlık suçudur. Bir insanın hatası veya suçu ne olursa olsun, kimsenin kimseyi gerekli yasal işlem yapılmadan sınır dışı etme veya şiddet uygulama hakkı yoktur. En ilkel siyasi rejimleri hatırlatan bu tür uygulamalar, rejimin otoriter zihniyetini ve güvenilmez, riskli yönetim anlayışını ortaya çıkarır. Bilinmesi gerekir ki, insanlık tarihinin en iğrenç siyasi modeli olan faşizmi yeniden üretecek bir uygulamayı ve bunun kültür olarak aşılanmasını asla kabul etmeyeceğiz.
Anlaşılan odur ki Barbaros Şansal’ın sınır dışı edilmesi eski suçuna dayandırılmıştır. Cezasını çektiği suçuna…
KKTC’de yaşayan her bir kişi, devlet ve hükümet sorumluluğundadır. Hiç kimse -vatandaş olsun veya olmasın- gelişigüzel bir muameleye tabi tutulamaz. Aksi takdirde hukuk ve demokrasi ayaklar altına alınmış olur. Bu konu sakin bir şekilde geçiştirilecek bir olay asla değildir.
İçişleri Bakanı Evren’in, “…suç işlediği için ihraç edilmesi gerektiği halde edilmeyen…” şeklindeki sözleri Bakan’ın yasal mevzuatı yok saydığı anlamına gelmektedir.
Aşağıda, yasal düzenlemeyle ilgili bilgileri bulacaksınız.
Bir yabancının sınır dışı edilmesinde uygulanmakta olan esas yasa ve/veya mevzuat Fasıl 105 Yabancılar ve Muhaceret Yasasıdır. İlgili yasanın Muhaceret Memurları yan başlıklı 4. Maddesinin 1. Fıkrasına göre İçişleri ile görevli Bakan, K.K.T.C’nin baş Muhaceret Memurudur. Ancak İçişleri ile görevli Bakan kendisine verilen görev ve yetkilerin tümünü veya herhangi birini Bakanlığının herhangi bir memuruna devredebilir.
İlgili yasanın 6. Maddesi yasaklı göçmenlerin kimler olduğunu belirtmiş olup, 6. Maddenin 1. Fıkrasının (d) bendinde; kasten adam öldürmekten hüküm giyen veya işlediği bir suçtan mahkum edilerek bir süre hapis cezasına çarptırılan ve cezası kayıtsız koşulsuz affedilmemiş bulunan ve kasten adam öldürmekle veya işlediği suçla ilgili koşullar dolayısıyla Muhaceret Memurunca istenmeyen bir göçmen sayılan herhangi bir kişinin yasaklı göçmen olduğunu belirtmektedir.
6. maddenin 1. Fıkrasında belirtilmiş olan bentlerin bir kısmında yasaklı göçmen kararı vermeye yetkili makam Baş İcra Memuru (yani İçişleri ile görevli Bakan veya Bakanın yetkilendirdiği bir Memuru) bir kısmında ise Bakanlar Kuruludur.
6. maddenin 1. Fıkrasının (d) bendinin söz konusu olduğu durumlarda yetki Baş Muhaceret Memurunda olup, Muhaceret Memurunun kişinin işlediği suçların koşullarına göre, kişiyi yasaklı göçmen sayıp saymama hususunda suçların durum ve koşullarını dikkate alarak bir değerlendirme yapma ve kişiyi bu durum ve koşullara göre yasaklı göçmen ilan edip etmeme hak ve yetkisi bulunmaktadır. Diğer bir ifade ile, Muhaceret Memurunun, kişinin işlediği suçların durum ve koşullarına göre, kişiyi yasaklı göçmen sayıp saymama hususunda takdir yetkisi bulunmaktadır.
İlgili yasanın 13. Maddesi yasaklı göçmenin KKTC’ni terketmesi için emir yan başlığını taşımakta olup, madde içeriğinde emredebilir ibaresi kullanılmıştır. Yani bu maddede de yasaklı göçmenin KKTC’ni terketmesi için Muhaceret Memuruna bir takdir yetkisi verilmiş olduğu görülmektedir.
İlgili yasanın 14. Maddesi sınır dışı edilme emirleri yan başlığını taşımakta olup, 14. Maddenin 1. Fıkrası ise Baş Muhaceret Memurunun yasaklı göçmen sayılan kişilerin sınır dışı edilmesini ve sınır dışı edilinceye kadar alıkonmalarını emredebileceğini düzenlemektedir. 14. maddede, Baş Muhaceret Memuruna yasaklı göçmen statüsünde olan bir kişiyi sınır dışı edip etmeme konusunda takdir yetkisi verildiği, Yasa maddesinde kullanılan “emredebilir” (may order) kelimesinden açıkça anlaşılmaktadır.
Mahkeme tarafından herhangi bir suçtan mahkum edilmiş ve bir süre hapis cezasına çarptırılan bir kişinin cezasını çektikten sonra otomatik olarak sınır dışı edileceğine ilişkin herhangi bir kural bulunmadığı gibi yukarıda da belirtildiği üzere, 6. Maddenin 1. Fıkrasının (d) bendinde böyle bir kişiyi yasaklı göçmen sayıp saymama konusunda Muhaceret Memuruna takdir yetkisi verildiği gibi ayrıca yasaklı göçmeni sınır dışı edip etmeme konusunda da 14. Maddede belirtildiği üzere takdir yetkisi bulunduğu açıkça görülmektedir.”