Hükümet bize ‘hayal’ vadediyor
Tarih Mayıs 1940...
İkinci Dünya Savaşı’nın hararetli günleri...
İngiltere Başbakanı Chamberlain, ülkesinin askeri başarısızlıkları nedeniyle istifa etmek zorunda kalır.
Chamberlain’in yerine bu göreve, ünlü siyasetçi Winston Churchill getirilir.
Churchill, Başbakan olarak güvenoyu isterken, Avam Kamarası’na hitaben yaptığı tarihi konuşmada şöyle der:
‘I have nothing to offer but blood, toil, tears and sweat!’
Yani; ‘Size kan, gözyaşı, ter ve sıkıntıdan başka vadedebilecek hiçbir şeyim yok!’
***
Tarih Eylül 2013...
Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler- Demokrat Parti Ulusal Güçler Hükümeti’nin programını okuyup Meclis’ten güvenoyu isterken, şöyle der:
Toplum yaşamında din, dil, ırk, etnik köken, yaş, özürlülük, cinsiyet, cinsel yönelim v.b her türlü ayrımcılığın önlenmesi ve toplumun her kesiminin sosyal haklarının AB ülkelerinde olduğu gibi eksiksiz şekilde güvence altına alınması...
Temel haklarla ilgili düzenlemelerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları çerçevesinde değiştirilmesi...
***
Churchill o gün halkına ‘gerçeği’ vadederken, Yorgancıoğlu ve Denktaş ise hükümet programı aracılığıyla bizlere ‘hayali’ vadediyor.
Aksi halde bu topraklarda en az bizler kadar hakkı bulunan Maronitler’in Değirmenlik Köyü’nde Cumartesi günü gerçekleştirdikleri ayin polis tarafından basılıp yarıda kesilmezdi...
Her şeyden önce Dışişleri Bakanlığı’nın bu tür ayinler için izin makamı olduğu şeklindeki uygulama şimdiye kadar çoktan sorgulanmış olup bunun değiştirilmesi yönünde girişim başlatılması beklenirdi...
Ama madem ki bu mesele bugüne kadar sorgulanmamış, en azından Cumartesi gününden itibaren böylesi bir gerekliliğin farkına varılıp da bir sürecin başlatılması beklenirdi...
Ama madem ki buna da bir gerek görülmemiş, en azından ‘izin makamı’ olan Dışişleri Bakanlığı’nın söz konusu ayinin yarıda kesilmesiyle ilgili herhangi bir açıklama yapmış olması beklenirdi...
Oysa biz şu günlerde hâlâ, Anayasa değişikliği çalışmaları kapsamında ‘Azınlıkların hakları Anayasa ile garanti altına alınmalı mı alınmamalı mı’ sorunsalı ile ilgili pazarlık mesaisindeyiz.