HÜKÜMET HALA LAY LAY LOM
Ersan Saner’in azınlık hükümetinin dün açıklanan kararları, kabine üyelerinin hala COvid-19’da geldiğimiz noktayı anlamadığını ya da anlamak istemediğini gösteriyor.
Vaka sayısında artık her gün yeni rekorlar kırılmaya devam eder ve de sağlık sistemi SOS verirken, açıklanan kararları ‘lay lay lom’ diye nitelemek yanlış olmaz.
Bütün uzmanların ve Enfeksiyon Üst Komitesi’nin önerilerine rağmen ve de Sağlık Bakanı’nın kamuoyuna da yansıyan 21 gün ısrarına rağmen Saner hükümeti yine ‘günü kurtarma’yı tercih etti. Radikal karar almamakta ısrar eden ve bu yüzden vakaların patlamasına sebebiyet veren Saner ve ekibinin bu tavrı kamuoyundaki huzursuzluğu gidereceği yerde daha da artırdı.
Girne dışındaki sokağa çıkma yasağını bir hafta daha uzattı hükümet, ama bunun salgını kontrole almak için yetersiz olacağını söyleyen bir yığın insan var.
Daha da fenası, bir haftadır sürdürülen ‘yarı buçuk kapanma’ sürecini de ‘doğru düzgün kapanma’ya çevirecek herhangi bir karar alınmadı.
Başbakan Saner’in söyledikleri, insan ve araba kalabalığıyla dolu kentleri ve bolca sokağa çıkılıp sosyal muhabbetlerin devam ettiği köyleri biraz kontrol altına almaya dönük değil.
Aksine, sanki ‘normal’ bir vaziyet varmış gibi gayet rahat bir Başbakanımız var.
Zaten basın toplantısının daracık bir mekanda ve oldukça kalabalık bir ekiple gerçekleştirilmesi bile başlı başına ‘kötü rol modeli’ değilse nedir?
* * *
Dünkü ‘parti başkanları’ toplantısından çıkan sonuçlar da, Saner hükümetinin Covid hastalığını ciddiye almadığını teyit ediyor.
Gerek toplantı sonrası yapılan açıklamalardan, gerekse kulis bilgilerinden Saner’in muhalefet partilerini sürece dahil etme, sinerji yaratma ve salgının yönetilmesinde takviye alma gibi bir gündemi olmadığı anlaşılıyor.
Koalisyon ortaklarının “Ben bilirim, ben yaparım” anlayışında oldukları ve bulundukları makamlar baki kalmak kaydıyla ‘toplumsal mutabakat’ anlamında bir birlikteliği istemedikleri net biçimde görülüyor.
Muhalefet partilerinin olumlu yaklaşımını bu şekilde elinin tersiyle itmenin topluma neler getireceği bilinmez ama neler götüreceğini umarım yaşamaz ve görmeyiz.
Ana muhalefet lideri Tufan Erhürman’ın açıklamasından öğrendik ki Başbakan Saner parti liderlerine “şu an için bir ‘kriz masası’ ya da ‘kriz yönetimi’ne ihtiyaç yoktur” demiş.
Yani bir ‘kriz da yok’ demek ki Saner’e göre…
Yok ki ‘masası’na da ihtiyaç duyulmuyor.
Olsaydı eğer bırakın muhalefetle beraber, hükümet nezdinde bir ‘kriz masası’ kurulur, işler oradan takip edilirdi.
Ama yok…
Sağlık da tamam, ekonomi de tamam…
Önümüzü çok iyi görebiliyoruz.
Sorun yok yani…
Bu yüzden lay lay lom…