Hükümet her ay borç büyütüyor
Maliye Bakanlığı’nın Merkez Bankası aracılığıyla çıktığı iki devlet iç borçlanma ihale senedinin yanı sıra, ilk kez hayata geçen hazine bonosu ihracı da sonuçlandı.
Kamuya yeni borç yükü: 107 milyon 500 bin TL
Maliye Bakanlığı’nın Merkez Bankası aracılığıyla çıktığı iki devlet iç borçlanma ihale senedinin yanı sıra, ilk kez hayata geçen hazine bonosu ihracı da sonuçlandı.
Bankaların mevduat faiz oranı üzerindeki teklifine rağmen, hükümetin 10 milyon TL olarak belirlediği hazine bonusu ihracı, 6 milyon 363 bin 645 TL olarak gerçekleşti.
Öte yandan ardı ardına 100 milyon TL ve 40 milyon TL şeklinde çıktığı devlet iç borçlanma ihale senedi ise toplamda 107 milyon 500 bin TL hayata geçti.
NE KADAR TALEP EDİLDİ, NE KADAR GERÇEKLEŞTİ?
- 100 milyon TL Devlet İç Borçlanma İhale Senedi, gerçekleşme: 48 milyon TL
- 40 milyon TL Devlet İç Borçlanma İhale Senedi, gerçekleşme: 59 milyon 500 bin TL
- 10 milyon TL hazine bonosu ihracı, gerçekleşme: 6 milyon 363 bin 645 TL
İLGİLİ KESİMLER NE SÖYLEDİ?
- Bankalar Birliği Başkanı Olgun Önal: “Borçlanma, sürekli kaynak yaratma metodu olarak kullanılmamalı”
- Eski Maliye Bakanı Birikim Özgür: “Mali kriz, yönetilmesi güç bir seviyede”
- Kıbrıs İlim Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ekonomist Erdal Güryay: “Kamu sonsuza kadar borçlanıp, ödeme yapamaz”
Ayşe GÜLER
Maliye Bakanlığı’nın Merkez Bankası aracılığıyla çıktığı iki devlet iç borçlanma ihale senedinin yanı sıra, ilk kez hayata geçen hazine bonosu ihracı da sonuçlandı.
Tam kapanma nedeniyle yeterli geliri toplayamayan Maliye’de her iki enstrüman ile çıkılan ihalelerle kamudaki borç yükü daha da arttı.
Hükümetin, bankalardaki mevduat faiz oranı üzerindeki teklifine rağmen, 10 milyon TL olarak belirlenen hazine bonusu ihracı, 6 milyon 363 bin 645 TL olarak gerçekleşti.
Öte yandan ardı ardına 100 milyon TL ve 40 milyon TL şeklinde çıkılan devlet iç borçlanma ihale senedi ise toplamda 107 milyon 500 bin TL hayata geçti.
Bankalar Birliği Başkanı Olgun Önal, borçlanmanın sınırı olduğunu, bu adımın sürekli kaynak yaratma metodu olarak kullanılmaması gerektiğini dile getirdi.
Önal, “Bir şirket borçlanma kararı verirken, ne tür parametreleri dikkate alması gerekiyorsa, kamunun da aynı şekilde kararlarını alması, sağlıklı bir borç yönetimi yapması gereklidir” şeklinde konuştu.
Eski Maliye Bakanı Birilim Özgür de kapanma döneminde yerel gelirlerin ciddi şekilde azaldığına dikkat çekti, Kıbrıs Türk halkının siyasi iradesini ve geleceğini esir altına alan kronik mali krizin artık çok daha görülür ve yönetilmesi güç bir seviyeye ulaştığını vurguladı.
Özgür, devletin reel sektörde çarkların dönebilmesi için yapacağını duyurduğu pandemi dönemine özgü tüm ilave harcamalara ilişkin toplumun çeşitli kesimlerinden itirazların yükseldiğini de belirtti.
Kıbrıs İlim Üniversitesi Doç.Dr. Ekonomist Erdal Güryay ise borçlanma ile ilgili yöntemin yanlış olmadığını ifade etse de ancak sonsuza kadar kamunun borçlanıp, ödeme yapamayacağını dile getirdi.
Güryay, ülkenin ekonomik bunalım içerisinde olduğunu da belirterek, Türkiye’nin herhangi bir koşul öne sürmeden, ‘yardım paketi’ hazırlaması gerektiğine değindi.
YENİDÜZEN, kamudaki borç yükünü ve ekonomik durumu ilgili çevrelerle görüştü.
İlk kez uygulandı, yüzde 100 katılım olmadı…
KKTC Merkez Bankası resmi internet sitesinde yer alan bilgiye göre; 24 Şubat’ta sonuçlanan, 10 milyon TL olarak belirlenen Halka Arz Yöntemi ile Hazine Bonosu ihracı rakamın altında kaldı, 6 milyon 363 bin 645 TL olarak gerçekleşti.
Hazine bonosu 70 gün vade ile 5 Mayıs’a kadar bakanlık tarafından ödenecek.
Yıllık faiz oranı yüzde 18 olacak.
93 milyon TL teklif verildi, 48 milyon TL gerçekleşti…
Hazine bonosunun ardından önceki gün sonuçlanan 100 Milyon TL’lik Devlet İç Borçlanma Senet İhalesi (DİBS)’e 93 milyon TL teklif verildi.
Gerçekleşen borç miktarı ise 48 milyon TL oldu.
İhale, 365 gün vadeli, değişken faizli, 6 ayda bir kupon ödemeli olarak hayat buldu.
Söz konusu borçlanma ile ilgili ilk ödeme 25 Ağustos’ta, ikinci ödeme ise 25 Şubat 2022’de gerçekleşecek.
İhale 40 milyon TL’ydi, 59 milyon 500 bin TL borçlanıldı…
Maliye’de yeterli gelire ulaşılamaması nedeniyle ikinci kez çıkılan 40 milyon TL değerindeki Devlet İç Borçlanma Senet İhalesi ise talep edilen üzerinde, 59 milyon 500 bin TL olarak gerçekleşti.
Bu ihaleye toplam 97 milyon TL teklif yapıldı.
99 gün vadeli ihalenin vadesi 4 Haziran’da dolacak.
İLGİLİ KESİMLER NE DÜŞÜNÜYOR?
Bankalar Birliği Başkanı Olgun Önal:
“Borçlanma, sürekli kaynak yaratma metodu olarak kullanılmamalı”
Bankalar Birliği Başkanı Olgun Önal, borçlanmanın sınırı olduğunu, sürekli kaynak yaratma metodu olarak kullanılmaması gerektiğini dile getirdi.
Önal, “Bir şirket borçlanma kararı verirken, ne tür parametreleri dikkate alması gerekiyorsa, kamunun da aynı şekilde kararlarını alması, sağlıklı bir borç yönetimi yapması gereklidir” şeklinde konuştu.
Maliye Bakanlığı’nın Merkez Bankası aracılığıyla açtığı 150 milyon TL değerindeki ihaleye
196 milyon TL teklif verildiğini aktaran Önal, 113 milyon 800 bin TL'lik kısmının kullanıldığını kaydetti.
Önal, “İhraçlarda Maliye Bakanlığı'nın ihtiyacının yüzde 72 daha fazlası tutarında borç vermek isteyen banka teklifi vardı” dedi.
Kamunun 2021 yılı borçlanma takvim ve tutarları ile ilgili ön görüşmelerin yapıldığını dile getiren Önal, yılbaşından bugüne kadar daha dar katılımlı bir komitenin düzenli şekilde borçlanma programı konusunda çalışmalarına devam ettiğini söyledi.
“Bugün itibariyle 248 milyar 800 milyon TL iç borçlanma stoku var”
Devletin ihtiyaç duyması durumunda bono ya da tahvil çıkartarak borçlanmasının garipsenecek bir şey olmadığını söyleyen Önal, kamu gelirlerinin azaldığı, giderlerin ise arttığı bir dönemden geçildiğini, finansman açığının borçlanma yoluyla kapatılmak durumunda kalındığını belirtti.
Önal, geçtiğimiz yıl iç borçlanma stokunun 236 milyar 500 milyon TL’ye kadar yükseldiğini hatırlatarak, yıl sonunda 135 milyar TL'ye gerilediğini kaydetti.
Önal, bugün itibariyle ise, 248 milyar 800 milyon TL iç borçlanma stokunun bulunduğunu ifade etti.
“Sistem denetleniyor, yorumlar verilere dayalı olmalı”
Önal, bankacılık sistemi ile Merkez Bankası’na ait verileri şeffaf ve güncel şekilde web sayfası üzerinden izleyebildiklerini belirtti.
Bankacılık sisteminin hem uzaktan hem de yerinden her gün Merkez Bankası tarafından denetlendiğini ifade eden Önal, faaliyetlerin tümünün raporlandığını da belirtti.
Önal, finansal sistemin çok yüksek likidite oranları ile faaliyetlerini sürdürdüğünü, bu konuyla ilgili yapılacak yorum ve analizlerin verilere dayalı yapılması gerektiğine işaret etti.
Resmi verilerin finansal sistemin sağlığı ile ilgili en ufak şüphe uyandırmayacak sonuçları ortaya çıkardığını söyleyen Önal, “Gerçek tablo ve resim budur” dedi.
“Normalleşme ile finansman ihtiyacı azalacak”
Ekonomik faaliyetlerin normalleşmesi ile kamunun borçlanma yoluyla finansman ihtiyaçlarının azalacağına işaret eden Önal, “Hedefimiz normalleşme ortamını yaratmak olmalıdır” dedi.
Önal, sağlık alanındaki gücün artırılması gerektiğini de söyleyerek, “Aşıya erişimi mümkün kılmalıyız, toplumsal bağışıklığa ulaşacak oranda aşılanmayı kısa süre içerisinde ulaşmalıyız, bu noktaya gelinceye kadar da toplum olarak uygulamaya konulan kurallara çok sıkı uymalıyız” şeklinde konuştu.
“Sağlık alanındaki savaşı kazanmadığımız sürece, ekonominin uzun geleceği ile ilgili tahmin zor”
Sağlık alanındaki savaşı kazanmadığımız sürece, ekonominin uzun geleceği ile ilgili tahminler yapmanın oldukça zor olduğunu vurgulayan Önal, karamsar olmadığını, beklentilerinin pozitif yönde olduğunu kaydetti.
Önal, normalleşme koşullarının yaratıldığı anda ekonominin kendi kendini hızlıca onaracağına değinerek, “Hepimiz çok daha fazla çalışacağız, özel kesimimiz yeni koşullara adapte olacak, hızlı toparlanma ve büyüme süreci içerisine gireceğiz” diye konuştu.
Eski Maliye Bakanı Birikim Özgür:
“Mali kriz, yönetilmesi güç bir seviyede”
Eski Maliye Bakanı Birilim Özgür, cari harcamalar için ihtiyaç duyulan ilave kaynağın çıkılan ihaleler ile tamamlanmış olduğunu söyledi.
Özgür, yerel gelirler haricinde 300 milyon TL’nin üzerinde kaynak yaratılarak yerel giderlerin karşılanabildiğini belirtti.
Kapanma döneminde yerel gelirlerin ciddi şekilde azaldığına dikkat çeken Özgür, reel sektörün canlandırılmasının maliye açısından da önemli olduğunu, uzun yıllardır Kıbrıs Türk halkının siyasi iradesini ve geleceğini esir altına alan kronik mali krizin artık çok daha görülür ve yönetilmesi güç bir seviyeye ulaştığını vurguladı.
Özgür, devletin reel sektörde çarkların dönebilmesi için yapacağını duyurduğu pandemi dönemine özgü tüm ilave harcamalara ilişkin toplumun çeşitli kesimlerinden itirazların yükseldiğini de belirtti.
Yurt dışından gelecek öğrencilerin karantina ücretleriyle ilgili gelen tepkileri hatırlatan Özgür, “Reel sektördeki çarkları döndürmenin ekonomik açıdan her şeyden daha önemli olduğunun bilincinde olunması gerekiyor” dedi.
“Dış kaynağa erişim tek alternatif”
Özgür, “Devlet çarkların dönmesini sağlayacak ki piyasalar canlansın, maliye de gelir elde edebilsin ve mükellefiyetlerini yerine getirebilsin” şeklinde konuştu.
‘Yerel gelirler benim, dış yardımlardan elde edilecek ilave kaynaklar da benim’ yaklaşımı ile reel sektöre yönelik acımasız linç kampanyalarının ahlaki erozyona ve çok ciddi itibar kayıplarına yol açtığını ifade eden Özgür, gelinen aşamada, Mart itibariyle çarkların döndürülebilmesi için dış kaynağa erişimin tek alternatif olarak göründüğünü kaydetti.
Özgür, bu noktada Türkiye ile imzalanacak protokolün hayati öneme haiz olduğunu dile getirdi.
“Protokolün içeriği bilinmiyor”
Ekonomik protokolde içeriğinin kimse tarafından bilinmediğini söyleyen Özgür,
“Elde edilecek kredi imkânlarının ne maksatla değerlendirileceğinin öncelikle toplumla paylaşılması gerekiyor” dedi.
Özgür, Şubat ayında yapıldığı gibi yerel gelirler haricindeki ilave kaynakların sadece cari giderler için mi kullanılacağı yoksa bu kaynağın önemli bir bölümünün ekonominin yeniden canlanmasını sağlamak üzere reel sektöre yönelik hibe programları ve benzeri destekler kapsamında mı değerlendirileceğini sordu.
Özgür, Azınlık Hükümeti’nin hem bütçede öngörülen harcamaları hem de ekonomiyi canlandırmak üzere hayata geçirilecek programları nasıl finanse edeceğine ilişkin halka somut bir model sunmasının şart olduğunu da vurguladı.
“İşsizlik oranı yüzde 10’un üzerinde”
Günübirlik ve eldeki kaynaklar yettiğince yapılabilen kamu harcamaları ile bu zor dönemecin atlatılmasının pek de mümkün görünmediğini dile getiren Özgür, uzun zamanın ardından 2020’deki işsizlik oranının yüzde 10’un üzerine çıktığını ifade etti.
Özgür, pandemi sürecinde ve sonrasında en öncelikli meselenin istihdam verilerini normalleştirmek olması gerektiğini de söyledi.
Kıbrıs İlim Üniversitesi Doç.Dr. Ekonomist Erdal Güryay:
“Kamu sonsuza kadar borçlanıp, ödeme yapamaz”
Kıbrıs İlim Üniversitesi Doç.Dr. Ekonomist Erdal Güryay ise pandemi nedeniyle kapanma kararının ardından kamu maliyesinin gereken geliri toplayamadığını söyledi, bu nedenle de borçlanma yoluna gidildiğini belirtti.
Güryay, bu noktada borçlanmada gerçekleşen rakamın değil, devletin finansmana ihtiyaç duymasının önemli olduğuna dikkat çekti.
Kıbrıs’ın kuzeyinin tanınmamış olması nedeniyle hiçbir şekilde yurt dışındaki kaynaklara ulaşmasının mümkün olmadığını da dile getiren Güryay, bu nedenle tek alternatifin iç borçlanmada kaldığını ifade etti.
Güryay, “Türkiye’den de pek bir katkı gelmedi. Kamunun ciddi ödeme yapması gerekecek” dedi.
Borçlanma ile ilgili yöntemin yanlış olmadığına da değinen Güryay, ancak sonsuza kadar kamunun borçlanıp, ödeme yapamayacağını dile getirdi.
Güryay, Türkiye’nin herhangi bir koşul öne sürmeden, ‘yardım paketi’ hazırlaması gerektiğine değinerek, “Şu anda çıkabileceğimiz bir kapı yok. Ne AB’den borçlanabiliriz, ne başka bir yerden” dedi.
Güryay, ülkenin ekonomik bunalım içerisinde olduğunu da belirtti.
Güryay, yeteri kadar borç stoku olsa da devletin eski ihalen kaynaklı borcunu ödemeden, yeni borçlanmaya gittiğini kaydederek, borç yükünün sıkıntı yaratacağını da aktardı.
Şu anda bankacılık sektöründe 10 Milyar TL’ye yakın kaynak olduğunu söyleyen Güryay, sektörde yeterli stokun bulunduğunu sözlerine ekledi.