1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Hükümet ikinci kapanmada özel sektörü kaderine terk etti”
“Hükümet ikinci kapanmada özel sektörü kaderine terk etti”

“Hükümet ikinci kapanmada özel sektörü kaderine terk etti”

Avunduk, ilk kapanma döneminde açıklanan desteklerin sektör için hayati önem taşıdığını ancak ikinci kapanmada hükümetin özel sektörü “kaderine terk ettiği” görüşünü de belirtti.

A+A-

Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO) Başkanı Candan Avunduk, salgın döneminde başgösteren hammadde eksikliğine rağmen ülkenin kendi maske ve dezenfektan ihtiyacını karşılayabilecek ve hatta ihracat yapabilecek kapasiteye ulaştığını söyledi.

Yerli üretimin önemini ve yaşanan süreçten ders alınması gereğini vurgulayan Avunduk, toplumun temizlik ürünü ihtiyacının yerel sanayinin ayakta olmasıyla her zaman karşılanmasının mümkün olabileceğini ifade etti.

Avunduk, ilk kapanma döneminde açıklanan desteklerin sektör için hayati önem taşıdığını ancak ikinci kapanmada hükümetin özel sektörü “kaderine terk ettiği” görüşünü de belirtti.

22 farklı sektörde üretim yapan 800 civarında üyeyi ve üyelerinin işletmelerinde çalışan 10 bin emekçiyi temsil eden Kıbrıs Türk Sanayi Odası, kurulduğu 1977’den bu güne ülke sanayisine yön vermeye, ekonomik ve sosyal kalkınmaya katkıda bulunmaya çalışıyor.

Sanayi Odası Başkanı Candan Avunduk, KKTC’de bir yılını dolduran koronavirüs salgınının sektörü nasıl etkilediği konusunda TAK’ın sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

“Yaşananlardan ders almak lazım”

Avunduk, COVİD-19 salgınının ülkede görülmeye başlandığı ve kapanma noktasına gelinen süreçte yaşanan olaylardan önemli dersler alınması gerektiğine inandıklarını söyledi.

Tüm dünyada salgından kaynaklı maske ve koruyucu ekipman, dezenfektan ve bu ürünlerin üretiminde kullanılan hammadde ihtiyacına yönelik artan talebin, uluslararası ticarette eşi benzeri görülmemiş, savaş dönemi uygulamalara yol açtığını belirten Avunduk, “Avrupa Birliği ülkeleri kendi aralarında yardımlaşmayı bir kenara bırakıp, koruyucu ekipman konusunda ihracat yasakları uygularken, AB vatandaşlarının serbest dolaşım haklarında da ciddi kısıtlamalar yapılmıştır” dedi.

Bu süreçte KKTC’deki sanayicilerin de benzer şekilde bazı hammaddelerin tedarikinde ciddi sıkıntılar yaşadığını kaydeden Avunduk, üretimde ihtiyaca yönelik dönüşümle bugün maske ve dezenfektan üretiminde iyi bir noktaya gelindiğini vurguladı.

“Maske üretiminde ihracat yapabilecek kapasiteye gelindi”

Candan Avunduk zorluklarla karşılaştıkları süreci şöyle anlattı:

“Şöyle ki artan fiyatlara rağmen alkol gibi dezenfektan ve benzeri ürün üretiminde kullanılan hammaddelerin ülkemize getirilmesinde, sanayicilerimiz olağanüstü zor şartlarda çalıştı ancak başarılı bir süreç yarattı.

Bununla birlikte maske gibi koruyucu ekipman üretimleri ülkemizde sınırlıyken, kısa bir sürede tekstil sektöründe yerel sanayinin olması vesilesiyle, maske üretme kapasitesinde önemli yatırımlar yapıldı. Ülkemiz şu an itibariyle tüm maske ihtiyacını kendi karşılayabilecek ve ihracat yapabilecek kapasiteye kavuşmuştur.

Dezenfektan sektöründe de benzer gelişmeler yaşanmış, toplumumuzun temizlik ürünü ihtiyacı yerel sanayimizin ayakta olmasıyla her zaman karşılanabilmiştir.”

KTSO Başkanı Avunduk, stratejik ürünlerin KKTC’de sürdürülebilir bir yapıda üretilmesinin sağlanmasıyla temel gıda, içme suyu temizlik/dezenfektan ürünlerinin ve temel ilaç/medikal ürünlerinin mümkün olduğunca yerelden karşılanmasının hayati önem taşıdığını söyledi.

“Üzülerek belirtmek isteriz ki söylemler sözde kaldı”

“Ancak üzülerek belirtmek istiyoruz ki, bu dönemlerde yerli üretimin ne kadar önemli olduğunu ifade eden hükümet/devlet yetkilileri olsa da, bu kişilerin söylemlerinin sadece sözde kaldığı ve eyleme dönüşmediği görülmüştür” diyen Avunduk, ülkenin yerli üretiminin olağanüstü durumlarda mümkün olduğunca güçlü olması gerektiğini vurguladı.

Avuduk, “Çünkü halkımızın ekmek, un, içme suyu,  süt, hellim, et gibi ürünlere, temizlik, medikal (oksijen, alkol, maske vb.) ve ilaçlara gümrüklerde yaşanabilecek tüm olumsuzluklar dikkate alınarak erişim sürekliliği sağlanmalıdır. Bu ürünlerin ülkemizde yeterli üretimi sağlanması devletin birincil önceliği olmalıdır” diye konuştu.

Gıda ve içecek sektörlerinde ciddi daralma

Ülkede bir yıldır devam eden koronavirüs salgınının sanayi sektörüne etkisiyle ilgili soruları yanıtlayan Avunduk, kapanmalarla birlikte, turist ve üniversite öğrencilerinin ülkeye gelişinin kısıtlanması, yabancı işçilerin ayırılması ve güneyden geçişlerin durmasıyla nüfus hareketliliğinde ciddi bir düşüş yaşandığını ve bu süreçte nüfusa dayalı ve özellikle turizm ve yükseköğrenim sektörlerine iş yapan özellikle gıda ve içecek sektörlerinde ciddi bir daralma olduğunu söyledi.

“İçecek sektörlerinde daralma yüzde 70’leri buldu”

Avunduk, içecek sektörlerinde yaz aylarında daralma oranı yüzde 70’leri bulurken, gıda sektöründe de üretilen ürünlerin pazarlanması noktasında ciddi sıkıntılar yaşandığını belirterek “Zeytin sektöründe, otel ve restoranlarda tüketilen ürünlerin pazarlanması, süt ürünleri sektöründe hayvancının ürettiği sütün dökülmemesi konusunda ciddi çalışmalar yapılmakla birlikte, sorunlar halen çözülebilmiş değildir” ifadelerini kullandı.

“Her ne kadar kamuoyunda otellerin, yerel ekonomiye hiçbir katkısı olmadığına yönelik bir algı var olsa da, gerçekte otellerde ciddi oranda yerel üretim tarım, et ürünleri, zeytin, süt ürünleri ve içecek ürünlerinin tüketildiğini” söyleyen Candan Avunduk, bu durumun, özellikle gıda ve içecek sektörlerindeki işletmelerin otel ve restoranlara yönelik satışlarında ciddi bir düşüş yaşamalarına da neden olduğunu kaydetti.

Son bir yıl içinde tekstil, reklamcılık ve matbaa gibi sektörlerin satışlarında özellikle üniversitelerin ve okulların büyük oranda kapalı olmasından dolayı, ciddi düşüş yaşandığını bildiren Avunduk, inşaat sektörüyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

“Kapanma sürecinin sona ermesiyle birlikte inşaat sektörüne yönelik çalışan mobilya, beton, inşaat malzemeleri gibi alt sektörlerimizde ise gıda ve içecek sektörü kadar kötümser bir tablo olmamıştır. Ancak bu sektörler de, inşaat sektöründe yeni projelerde yaşanan azalmadan kaynaklı olarak, bir önceki senelere göre daha olumsuz etkilenmişlerdir.”

“Hükümetin açıkladığı tedbirler geç ama bazıları hayati önemde”

KTSO Başkanı Candan Avunduk, pandemi sürecinde hükümetin açıkladığı önlemleri değerlendirirken “2020 yılında hükümetin bazı tedbirleri almakta çok geç kaldığı, bazı yönlerden yetersiz tedbirler açıkladığı” görüşünü belirtti. Avunduk, öte yandan özellikle elektrik maliyetlerinin düşürülmesi, uygun faizli Kredi Garanti Fonu destekli kredi programı ve istihdamın devamı konusunda işveren sosyal sigorta desteği gibi desteklerinse hayati önem taşıdığını vurguladı.

Avunduk, bu desteklerin 2020’de sanayi sektöründe yaşanan genel daralmanın daha da kötü seyretmesini engellerken, işletmelerin devamı ve istihdamın korunmasına yönelik önemli katkılar sağladığını söyledi.

Avunduk, ikinci kapanma dönemini ve 2021’deki gelişmeleri değerlendirirken, geçen yıl Türkiye’nin gerek sağlık altyapısının geliştirilmesi konusundaki yadımlarının gerekse Acil Durum Hastanesi’nin inşa edilip hizmete açılmasının ne kadar önemli olduğunun, 2021 yılı başında COVİD-19’dan kaynaklı vakaların artmasıyla görüldüğünü ifade etti.

“Sağlık çalışanlarının özverili çalışmaları, bu dönemde hükümet ile Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi arasında yaşanan sorunlara rağmen, bu süreci kamu sağlığı açısından en az hasarla atlamamıza neden olmuştur” diyen Sanayi Odası Başkanı Avunduk, “Ancak yönetimde yaşanan bu çelişkili kararların ekonomiye etkisi çok kötü olmuştur” ifadelerini kullandı.

“Hükümet ikinci kapanmada özel sektörü kaderine terk etti”

Avunduk, ikinci kapanmada sanayi sektörünün yaşadığı sıkıntılara hükümetin duyarsız kaldığını savunarak şöyle konuştu:

“12 Ağustos 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal Sigorta İşveren Katkı Desteğinin, Ağustos 2020 ile Haziran 2021 arasında verileceği açıkça ifade edilmiştir. UBP-HP koalisyon hükümetinin taahhüt ettiği bu desteğin, UBP-DP-YDP hükümeti tarafından iptal edilerek, ciddi oranda düşürülmesi pandemi ortamında özel sektörde istihdamı koruyan tek kalkanın kaldırılması anlamı taşımaktadır.

Enerji maliyetlerine, üretimde en önemli destek olan elektrik teşviği, Aralık 2020 itibariyle teşvik kws başına 25 kuruştan, 10 kuruşa indirilmiştir.

Mevcut desteklerin azaltıldığı ve devam ettirilmediği bir ortamda hükümetin, ‘bütçem yok’ bahanesiyle, özel sektörü kaderine terk ettiği bir dönem yaşanmaktadır.”

“Sektör personel çıkarma, borcunu ödeyememe, işlerini kapatma noktasına geldi”

KTSO Başkanı Candan Avunduk, pandeminin yol açtığı sorunlar nedeniyle sanayi sektöründe birçok işletmenin personel çıkarma, borcunu ödeyememe ve işlerini kapatma noktasına geldiğini vurgulayarak “Eğer hükümet tedbirlerle ilgili somut çalışmalar yapmazsa önümüzdeki günlerde ilk etapta sanayi sektöründe istihdamın yüzde 10 oranında azalmasını beklemekteyiz. Akabinde borç yapılandırması yapamayan işletmelerimizin iflası ve satılık fabrika manşetlerini kamuoyunda sıkça duymaya başlayacağız” dedi.

Avunduk, aşılama sürecinin hızla tamamlanmasıyla turizmin başlaması, güneyden geçişlerin açılması, yükseköğrenimde yüz yüze eğitimin başlaması ve yurt dışından emlak talebinin canlanmasının önümüzdeki aylarda mümkün olabileceği umudunu da sözlerine ekledi.


Haber: Özgül Gürkut Mutluyakalı

Bu haber toplam 1656 defa okunmuştur
İlgili Haberler