HÜKÜMET İSTİFA
A+A-
- Duydun mu?
- Neyi?
- UBP eylem yapmış.
- Yok, duymadım. UBP eylem yapmayı mı bilir?
- Yapmışlar, yapmışlar.
- Uuu… Ne eylemi?
- Ciklos’ta toplanmışlar. Hükümeti istifaya çağırmışlar.
- Çok enteresan.
- Neden enteresan olsun? Ana muhalefet değil mi UBP?
- Ana muhalefet ama şurası tuhaf: O yolu şimdiki hükümet kucağında buldu. Hatırla, Kemal Dürüst Ankara’ya gitti geldi de ‘yol yapacağız’ diye müjde verdi o zamanlar.
- Evet, hatırlarım tabii… Zaten Ersin Tatar da bunu galiba ağzından kaçırdı.
- Neyi kaçırdı ağzından?
- Demiş ki “Evet, proje bizimdi, ama açılışı siz yaptınız…”
- Eh işte… Gafil muhbirlik yapmış. Kendi kendilerini ele vermişler bile!..
- KTMMOB raporunu da kanıt göstermişler. Yolda insan hatası, mühendislik hatası var diye…
- KTMMOB’nin yolunu mu bilir UBP’liler? Devr-i iktidarlarında kaç defa kapısını çaldılar meslek örgütlerinin?
- Sence haksız mıdır UBP ‘hükümet istifa’ derken?
- UBP sadece bu konuda değil, birçok konuda haksızdır.
- Mesela?
- UBP bu yolun, yani Ciklos’un yapımı dahil, bu ülke insanının ve müteahhidinin, mühendislerinin, mimarlarının yapabileceği bir sürü projeyi Ankara’ya teslim etti. Artık Lefkoşa’da açılan ihale kalmadı. Yolların, kavşakların birçoğunda ciddi hatalar var. Ankara’da çizilen projeler bu ülkenin trafiğine uymuyor. Eğimler, merkezkaç kuvvetler, yola giriş-çıkışlar hükmi karakuşi yapılıyor!
- Doğru, yollarımızda çok ciddi hatalar var.
- Demek Ersin Tatar KTMMOB raporunu referans veriyor, öyle mi?
- Öyle… O da, Ersan Saner de…
- Saner de mi konuştu?
- Evet. O da Bayındırlık Bakanlığı yaptı. Ayrıca mimar…
- Biliyorum. Ama onu KTHY’yi kapatan, ‘yerine Kuzey Kıbrıs Hava Yolları kuracağım’ diye bizimle alay eden bakan olarak hatırlıyorum ben…
- Tatar’ı?
- Onu sorma!.. Hayatımda 68 yaşımda yollara döküleceğim hiç aklıma gelmezdi.
- Ne yolu?
- Unuttun mu? İrsen Küçük Başbakan… Tatar Maliye Bakanı…
- Evet?
- Emeklilerden kesinti yapmaya niyetlendiler. Kestiler de… Maaşlarımızı azalttılar. Emekliler Cemiyeti bünyesinde eyleme çıktık. Hiç unutmam… Soğuktu yine o günler, şimdiki gibi…
- Ayıp etmişlerdi evet…
- Ayıbı bitmedi UBP’nin hiç… İskan adaletsizliğini mi hatırlatayım, torpil düzenini mi? İnsanları ‘hain’ ilan etmelerini mi söyleyeyim, gollifa yurttaşlık vermelerini mi? Ercan’ı meze edip 13’üncü maaş ödediklerinden mi söz edeyim, Suudi saatinden mi?
- Doğru… Bir de Suudi saati çıkmıştı başımıza, değil mi? Bunlar mıydı yine başta?
- Kimler olacaktı?
- Ama hükümet istifa diyorlar şimdi…
- E tabii… İstifa etsin şimdikiler de kendileri gene başa gelip bu topluma çektirmedikleri eziyet kalmışsa onu da çektirsinler.
- Çok kızgınsın.
- Daha bir şey demedim. Bankalardaki milyon sterlinlerden, meclis kürsüsünde sallanan rüşvet dolarlarından, eş-dost-ahbap ilişkilerinden söz etmedim daha!..
- Tamam, bu defaya da onları dinlerim. Şimdi gitmem gerek.
- Hayırdır, nereye?
- Bir toplantım var da…
- Ne toplantısı? Nerede?
- Partide…
- Hangi parti?
- Şey… UBP’nin ilçe yönetimindeyim ben!..
- E hade madem, güle güle… Git, anlat partinde bunları… ‘Hükümet istifa’ diye eylem yapanlara, Ali Dayı’nın selamı var de… Onlar ne demek istediğimi anlayacaklardır.
- Tamam Ali Dayı…
- Hade, yallah!..
Bu yazı toplam 2916 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar