Ülke yangın yerine döndü. Bir yandan covid-19 virüsü yayılmayı sürdürüyor. Öte yandan ekonomik kriz, başta ülke ekonomisinin motor gücü olan turizm ve eğitim olmak üzere bütün sektörleri sardı.

Her iki kriz de giderek derinleşiyor. Elimizdeki verilere göre Ağustos ayı geçtikten sonra özellikle küçük esnaf ve küçük işyerleri için iflaslar başlayacaktır.

Bu yetmezmiş gibi döviz de aldı başını gidiyor. İsteyen bunu dış güçlerin Türkiye’yi cezalandırmak istemesi, ya da Türkiye’ye diz çöktürmek isteyenlerin kasıtlı operasyonu olarak niteleyebilir.

Sonuç değişmez. Türk Lirası yabancı paralar karşısında günden güne erimekte ve geliri TL, harcaması dövize dayalı olan Kıbrıslı Türkler için bu fakirleşme demektir.

Ama UBP-HP koalisyon hükümetinin bu tür basit konulara ayıracak zamanı maalesef yoktur. Hükümetin bugünlerde çok daha önemli işleri var.

Hükümetin asıl ilgi alanı seçim yasakları başlamadan partizanca istihdam, vatandaşlık, müdürlük ya da yandaşlara kredi, arsa vb. avantalar dağıtma peşindedir.

UBP’yi biliyoruz. UBP dün ne yapıyorsaydı, bugün de aynısını yapıyor. UBP’de başkanlar, vekiller, yönetimler değişir, ama zihniyet değişmez.

UBP bu ülkeyi sevmiyor. Bu ülkenin geleceğini düşünmüyor. “KKTC’yi biz kurduk, biz yaşatacağız” dediklerinde mangalda kül bırakmayan UBP yöneticileri yaptıkları icraatla KKTC’yi bırakınız yaşatmayı adeta köküne kibrit suyu döküyor.

UBP bunu yaparken ortağı HP ne yapıyor?

“Temiz Siyaset” diyerek parti kuran ve ilk seçimine Ocak 2018’de giren  Halkın Partisi nerede?

Maalesef “Temiz siyaset” lafta kaldı. Ya da daha doğru bir deyimle rafa kaldırıldı. Kudret bey 4’lü koalisyon devam ederken Ankara’da UBP başkanı Ersin Tatar’la pazarlığa oturarak Ankara dönüşü 4’lü koalisyonu bozduğu gün HP’nin temiz siyaseti bitmişti.

UBP ile ortak hükümet kurduğu gün de UBP’nin bütün icraatına ortak oldu.

UBP bildiğinden şaşmadı. HP de tıpış tıpış bu icraata onay verdi.

Neyin karşılığında?

Bilmem. Belki de ucundan onlar da aynı yöntemle yol yürümeye başladılar. Ama unutmasınlar “aslı varken, kopyasına kimse bakmaz”.

Seçim yasakları önceki gün başladı. UBP hala geriye dönük istihdam yapmaya devam ediyor. Dün bazı bakanlık ve kurumlardan aldığım bilgiye göre 2, 3 gün önceden işe başlamış gibi gösterilerek istihdam yapılıyor.

Bu suçtur beyler.

Bu ülkenin polisi, savcılığı, sayıştayı, ombudsmanı, yargısı neredesiniz?

Biri bu ülkenin sahipsiz olmadığını, bu ülkenin UBP’nin babasının çiftliği olmadığını hatırlatsın.

Yoksa sonumuz çok kötü olacak.

Ülke kriz üstüne krizle boğuşurken UBP-HP koalisyonu kriz yokmuş gibi davranıyor.

Artık yeter. Ya bu hükümete dur diyeceğiz. Ya da yok olup gideceğiz 3.üncü bir yol yoktur.

Bugün yapılan partizanca istihdamlar bu ülkenin sırtına yeni yük demektir. Çünkü bugün partizanca işe alınan kişilere ömür boyu maaş bağlanacak. Bunu maaşlar da devletin maliyesi tarafından ödenecek.

Yani ortak havuza giden vergilerimiz hastane, okul, yol vb. yatırımlara gideceğine yandaşların maaşına gidecek. Bu ülke de bu yükü taşıyacak.

Bu ülkenin sırtına bu yükü bindirenler de etrafta gerine gerine “KKTC’yi biz kurduk, biz yaşatacağız” demeye devam edecek.

Yaşatın. Dilenci gibi yaşamaya da devam edin. Ama unutmayın parayı verenler günü geldiğinde talimat da verirler.

Tabii sizin umurunuzda değil. Unutmayın bu ülke insanının çok ama çok umurundadır.