1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. "Hükümet, siyasi etikte zayıf bir noktada”
"Hükümet, siyasi etikte zayıf bir noktada”

"Hükümet, siyasi etikte zayıf bir noktada”

CTP Lefkoşa Milletvekili, Kadın Örgütü Başkanı Sıla Usar, son siyasi gelişmeleri YENiDÜZEN’e değerlendirdi: “UBP-HP hükümeti, siyasi etikte zayıf bir noktada”

A+A-

Fayka Arseven KİŞİ

CTP Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar, “UBP-HP hükümeti siyasi etikte de siyasi olgunlukta da zayıf bir noktadadır. Siyasi etik ve olgunluğun olmadığı bir yerde de başarının yakalanması bana göre mümkün görünmez” vurgusunda bulundu.
“CTP bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da dürüstlüğünü ve samimiyetini koruyacak” diyen Usar, “Çünkü bizim insanımız samimiyet ve dürüstlükten hoşlanır. Kıbrıs Türk halkı samimiyetsiz ve yalancı insanlardan hiç hazzetmez. Onlardan uzak durmayı, kurtulmayı bir şekilde başarır” dedi.
Bu hafta CTP Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar ile siyasi gelişmeleri konuştuk.

YENiDÜZEN: Bir süreç sona erdi, yeni bir süreç başladı. UBP, HP artık hükümet. Tüm yaşananları nasıl değerlendiriyorsun?

Sıla USAR: Her türlü zorlu koşula rağmen 15 aydır yürütülen bir hükümet görevi vardı. CTP de büyük ortak olarak hükümetteydi. 15 ay içerisinde TL’nin değer kaybetmesi, çeşit bin türlü ekonomik krizin kapımızı çalması, bu krizlere karşı ülkenin siyasi ve ekonomik yapısının çok kırılgan olması da göz önünde bulundurulduğunda ki doğal afetler de oldu. Tüm bunlara rağmen bu hükümet 15 aylık dönemde kendi ayakları üzerinde durabilen bir hükümet olabileceğini bu ülkeye aslında en güzel şekilde gösterdi. Çünkü biliyorsunuz ki daha önceki yıllarda Türkiye’den mali kaynaklar, yardımlar olurdu. O kaynaklarla işler yürüyordu. Bizim hükümette bulunduğumuz dönemde kaynaklar yarıya indi 2017 yılında, bir de TL değer kaybetti. Bu sefer hiç para akışı olmadı. Türkiye’de ekonomik kriz oldu, sistem değişikliği oldu, onların kendi seçimleri vardı vs… Ama bütün bunlara rağmen nedenleri bırakalım, bu işin ötesine bakalım nedir şuan elimizdeki olgu? Bizim elimizdeki olgu 15 aylık dönem içerisinde hükümet kendi ayakları üzerinde durabilecek bir ülke olabileceğimize hepimizi tekrardan inandırdı. Bu inanç bizi ileriye taşıyacak olan inançtır. Yani biz buna inandığımız ve bunu başardığımız sürece kendi özgüvenimizi de tekrardan tesis edeceğiz. Bu ülkenin neler yapabileceğine dair önemli bir yol açacaktır. 15 aylık dönemi bu şekilde değerlendiriyorum. Bütün bu sıkıntılara rağmen kendi ayakları üzerinde duran bir hükümet olmayı başardı.

CTP’nin kendi ilkeleri var. CTP bu ülkede eşitliğin, adaletin, haysiyetin ve barışın savunucusu olan partidir. Biz bunu hükümet ettiğimiz dönemde bu ilkelere hiçbir halel gelmeyecek şekilde yürüttük. Bunu da dayanışma ile yürüttük. Bu dayanışma hem hükümet içerisinde vardı, hem Meclis’te hem de toplumda vardı.

YENiDÜZEN: HP kanadında hükümet içerisinde siz samimiyetsizlik hissettiniz mi?

Sıla USAR: Bunların bana göre hiçbir önemi yoktur. Bu yaşananlar yani HP’nin ‘hiçbir sorun yoktur’ dedikten sonra, kendilerine göre bazı gerekçelerle hükümetten ayrıldı. Bu gerekçeleri anmayı bile lüzum görmüyorum çünkü kamuoyu bunu gördü, biz de gördük. Bu gerekçeler aslında varolan gerekçeler değildir. Bunlar yaratılan gerekçelerdir. Bu yaratılan gerekçelerle de HP bu hükümetten ayrıldı. Kendine yeni bir yol çizdi. Yapılan siyasal etik açısından bu ülkede aslında ciddi bir sorundur. Çünkü biz siyasi kültürümüzü geliştirmezsek, bu siyasi kültürü etik, dürüst ve şeffaf bir seviyede tutmayı başarmazsak o zaman gerçekten var olmamız ve geleceğe umutla bakmamız mümkün değil. Biz CTP olarak siyasal etiğe bağlı bir partiyiz ve bundan da hiçbir zaman ödün vermedik. Ödün verenlerin kimler olduğunu bu toplum gördü ve ona göre değerlendirecekler.

Ama ben neye üzülüyorum; zaman kaybına. 15 aylık dönem değil zaman kaybı… Şu andan itibaren yaşamakta olduğumuz yani 8 Mayıs’tan itibaren yaşamakta olduğumuz dönemdir zaman kaybı ve hiçbir siyasinin bu ülkede yaşayan tek bir insanın bile zamanını çalmaya hakkı yoktur. Çünkü 8 Mayıs’ta hükümet düştü ve ondan sonraki süreçte hükümet geçtiğimiz gün kuruldu. Haziran sonu Meclis kapanıyor. Hazırlanıp ve üzerinde çalıştığımız yasalar ki bu yasaların yasallaşmasına ramak kalmıştı her an bitmek üzereydi. Bunların şimdi hiçbiri yasallaşamayacak. Daha sonra Ekim’de Meclis açılacak. Bütçe gelecek, ardından Cumhurbaşkanlığı seçimleri… HP’nin bu hamlesi ile insanların her birinden en az 1 yıllık zamanını ve 15 aylık dönemdeki de emeğini çalmıştır. Hiç kimsenin insanların zamanını çalmaya hakkı yoktur. Biz siyasilerin sorumluluk bilinci ile davranması gerekiyor. Ben suçlama oyunlarını filan da geçtim. Bu üslubu da doğru bulmuyorum.


sila.jpg

“Endişe duyuyorum”

YENiDÜZEN: Sizin bu yaşananlar karşısında bu kadar sakin kalmanız normal mi?

Sıla USAR: Biz bu konuyu kendi aramızda değerlendirdik. Bu üslubu korumanın bu ülke insanına faydası olduğuna inandık. Ama bu demek değildir ki suçlamalara cevap vermeyeceğiz. Elbette bu suçlamalara cevap veriliyor. Örneğin; Vatandaşlık Yasası ile ilgili suçlamalar yapıldı. Biz tüm suçlamalara yanıt verdik. Onlar da hemen düzelttiler. Mal Bildirimi Yasası ile ilgili “CTP gerekli hassasiyeti göstermedi” gibi laflar sarf edildi bu da doğru değildi. Bunun cevabını Başkanımız Tufan Erhürman da verdi ve dedi ki ; “bizzat ben kendim gittim ve bu yasanın teknik çalışmasının içerisinde bulundum.” O çalışmalarda Kudret Bey de olacaktı ama o bununla ilgilenmek yerine hükümeti bozma işleriyle meşguldü. Dolayısıyla samimiyet, dürüstlük çok önemlidir. CTP bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da dürüstlüğünü ve samimiyetini koruyacak. Çünkü bizim insanımız samimiyet ve dürüstlükten hoşlanır. Kıbrıs Türk halkı samimiyetsiz ve yalancı insanlardan hiç hazzetmez. Onlardan uzak durmayı, kurtulmayı bir şekilde başarır. O yüzden ben insanımıza güveniyorum. Bizim insanımızın değerlendirmelerine güveniyorum. Bu yaşananları onlar değerlendirecektir. Ona göre de bundan sonraki seçimlerini yapacaklardır. Biz buradayız. Biz bu ülkenin daha eşit, daha demokratik ve daha adil bir şekilde yönetilebilmesini ve kendi ayakları üzerinde durabilmesini sağlamak için çalışmaya devam ediyoruz. Biz buradayız, çalışmaya devam ediyoruz.

Bizim iki toplumlu iki kesimli siyasal eşitliğe dayalı federasyon tezinden savunuculuğundan bir milim geri adım atmış durumumuz yoktur. Evet, bugüne kadar federasyon ile ilgili yapılmış çalışmalar sonuca varmadı. Ama bu onun tükendiği başka yola gidilmesi gerektiği anlamına gelmez. Çünkü bizim bütün kazanımlarımız aslında BM nezdinde alınan bütün Güvenlik Konseyi kararları ile birlikte bütün kazanımlarımız federasyon savunuculuğunu yaptığımız dönemde hanemize yazılmıştır. Hükümet programında ‘AB içerisinde iki devleti daha gerçekçi bulduklarını’ yazdılar. Ben gerçekten yanlış mı okudum diyerek birkaç kez okudum. Hiç akıl alır gibi değil. Bunun gerçek olduğuna inanan kişiler tarafından bu ülkenin yönetiliyor olma ihtimalinden bile endişe duyuyorum. Umuyorum gerçekçi olduğuna inanmıyorlardır. Çünkü bunun ne anlama geldiğini anlatmak gerekir. AB içerisinde iki ayrı devlet demek AB içindeki bütün ülkelerin KKTC’yi tanıması lazımdır. Dönüp Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında Kıbrıs Rum Yönetimi’nin KKTC’yi tanıması lazım ve dönmesi lazım Kıbrıs Cumhuriyeti devleti adını değiştirerek Güney Kıbrıs Rum Devleti olarak adını değişmesi lazım… Bütün bunlar olacak ve bütün bunlar olduktan sonra biz AB içerisinde iki ayrı devlet olacağız. Peki mülkiyet sorunu, diğer bugüne kadar konuşula konuşula gelinene meseleler ne olacak? Bunların cevabını verecek biri yok. Buna inanmak bile güç. Dolayısıyla insanlara gerçek olması mümkün olmayan bir safsatayı koymak ve insanları o yola kanalize etmeye çalışmak bence çok büyük bir hatadır. Bu hataya insanların düşmesine izin vermemek için CTP buradadır. Evet, ana muhalefetteyiz. Ana muhalefet görevimizi sürdüreceğiz bu dönemde. Ama tekrar geleceğiz ve tekrar CTP’nin ilkeleri doğrultusunda bu ülkeyi yöneteceğiz.

YENiDÜZEN: Ülkemizdeki hükümetlerin ömrü çok uzun sürmüyor. Sizce UBP-HP hükümeti uzun soluklu olabilecek mi? Hele ki UBP ve HP de bu kadar karşı duruş varken…

Sıla USAR: Onu bilmek mümkün değil. Onlar kendi aralarında olan meselelerdir. Ama siyasal etik ve siyasal olgunluk olmayan bir hükümetle karşı karşıyayız.

Bugünkü hükümet siyasi etikte de siyasi olgunlukta da zayıf bir noktadadır. Siyasi etik ve olgunluğun olmadığı bir yerde de başarının yakalanması bana göre mümkün görünmez. Dolayısıyla göreceğiz bu süreci çok yakından takip edeceğiz. Elbette başkanımızın da söylediği gibi yapıcı bir muhalefet sürdüreceğiz. Ülke için gerekli olan yasaların yapılması için hiçbir şekilde yıkıcı bir muhalefet yapmayacağız. Halk için olan yasalar da yapıcı bir muhalefet izleyeceğiz. Ama bu demek değildir ki icraatlarını da yapıcı bir şekilde değerlendireceğiz.

Hükümet programı bile alelacele yazıldı.  Her konu kes yapıştır yöntemi ile konmuş, kendi içerisinde uyum, düzeni olmayan bir hükümet programı…

Bu hükümet programı içerisinde kadın kelimesi bile geçmiyor. Düşünebiliyor musunuz? Toplumsal cinsiyet eşitliğinin hem AB’de hem dünyada çok ana akım politika. CTP keza toplumsal cinsiyet eşitliğini bir politika olarak benimsemiş bir partidir. Bunun savunuculuğunu her zaman yapmıştır. Yasa çalışmalarını da yapmıştır. Bu hükümet programında sadece çalışan anneler için yapılacak kreşten söz edilmektedir. Yani bir anne çalışmıyorsa çocuğu kreş hakkından yararlanamayacak, ya da bir baba ise çalışan, ona da yok. Toplumsal cinsiyet eşitliğinde bu hükümetin hiçbir algısı olmadığını, toplumsal cinsiyet eşitliğinin kendilerinin yakasında küçük bir süs olarak duran bir şeydir. O yüzden böyle süslü sözlerle bu ülkeyi güzel günlere götüremeyiz. Süslü sözler değil, doğru sözler söylememiz lazım.

 

Bu haber toplam 3204 defa okunmuştur